Kacıyor traducir español
7,482 traducción paralela
Otele ev demek biraz uygunsuz kaçıyor.
Un hotel no es un sitio apropiado al que llamar hogar.
Bir aktör zorunluluklarından mı kaçıyor?
¿ Un actor desprendiéndose de una obligación?
"İyi" ve "kötü" anlayışın, birden bire... kaç oy getireceğine göre belirlenmeye başlıyor.
De repente, tu definición de bien y mal cambia dependiendo de cuántos votos vayas a sacar.
Kutuda tam olarak kaç tane kek vardı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cuántos panecillos había en la caja?
Şu midede kanama olayı biraz tadını kaçırıyor, değil mi?
Pero todo esto de que yo esté sangrando por el estómago como que le quita magia, ¿ no crees?
" Hindistan'da, Phansigarlar Thuggeeler arasında saklanıyor. Kali'ye kurban olarak yolcu kaçıran hırsızlardan oluşan bir Hindu dini.
" Aquí en India, los Phansigar se ocultan entre los Thuggees, el temido culto hindú de ladrones que estrangulan a los viajeros como sacrificio para Kali.
Her gün kaç kişi buraya girip çıkıyor biliyor musun?
¿ Te das idea de cuánta gente entra y sale de aquí a diario?
İçeri giriyor, hizmetçiyi kloroformluyor, Ember'ı kaçırıyor, haneye tecavüz izi yok.
Se escurre dentro, deja inconsciente a la sirvienta agarra a Ember, no hay señales de allanamiento, nada.
Çevrimiçi bir kaç karanlık tedarikçiden alıyor.
Se lo compró a un proveedor dudoso por Internet.
Creel kaçıyor ama çok uzakta olamaz.
Creel se escapó a pie. Pero no será así por mucho tiempo.
Claire'i tutmaya çalıştık ama sürekli kaçıyor.
Tratamos de colocar a Claire, pero ella siempre huía.
Kaçıyor, saklanıyor, öldürüyor, hayatta kalıyorsunuz.
Corriendo. Escondiéndote. Matando.
- Efendim, esirler kaçıyor.
- Señor, los prisioneros se escapan.
- Bu laf kibar kaçıyor.
Por decirlo educadamente.
"Gotham'da Çocuklar Kaçırılıyor" başlıkları dolar taşar.
En los titulares se leerá "Niños de Gotham robados".
Birileri sokak çocuklarını kaçırıyor ve polisler olayları gizli tutuyor.
Alguien está secuestrando a niños sin techo en las calles y la poli trata de mantenerlo en silencio.
Tuhaf kaçıyor.
Es espeluznante.
- Bir dönüm noktasında. Çalıyor, karşılık veriyor, gizlice kaçıyor.
El robar, el contestar, el escaparse, esta es su manera...
Bu onun... Şimdi de kaçıyor. Gizlice kaçıyor mu bir de?
Y ahora... ¿ también se escapa?
Kaçıranı bulmak ümidiyle ailelerin tüm telefon ve kameralarına el koyduk ama şimdi elimizde saatlerce süren ve incelenmesi gereken görüntü var ve teşkilattaki polislerin hepsi dışarıda çocuğu arıyor.
Hemos confiscado algunos celulares... y cámaras de los padres, esperábamos obtener una imagen del secuestrador... pero ahora tenemos horas y horas de metraje que revisar... y tengo a los policías sobre el terreno... - buscando a la niña.
Adam tek kızlarını kaçırıyor ve sadece 1.6 milyon istiyor. Neden?
El secuestrador piensa... que tiene a su única hija y pide 1,6 millones. ¿ Por qué?
Ayrıntıları pek hatırlamıyor ama kurban bir kaç kumarbazla tartışmış anlaşılan.
Los detalles son un poco confusos, pero al parecer vuestra víctima se metió con algunos jugadores de cartas una noche.
Tamam, bu biraz gizli bir iş ama annelerimden biri ufak bir kaçış noktası arıyor olabilir.
pero una de mis madres puede estar buscando una... pequeña vía de escape. Estoy haciendo una pequeña misión de reconocimiento.
Tüm o önemli anları kaçıramam, anlıyor musunuz?
No puedo perderme todos esos momentos importantes, ¿ Sabes?
- Suçlu kaç senedir o evde kalıyor?
¿ En qué año se construyó la casa del autor del crimen?
Bir zamanlar senin hükümetinin benim karakterim hakkında atıp tuttuğunu ve dostlarıma nasıl davrandığıma baktıklarını duyuyordum, elimden bir şey gelmiyordu ama bilim adı altında kaç tane vatandaşına deney faresi muamelesi yaptıkları aklımdan çıkmıyor.
En el poco tiempo que he dedicado a servir al juicio que se espera de mí tu gobierno ha hecho una presunción de mi persona y cómo trato a mi compañero, no puedo evitar pensar como muchos de sus propios ciudadanos han sido tratados como ratas de laboratorio en nombre de la ciencia.
Simon kaçıyor.
Simon está huyendo.
Dört tane silahlı adam tarafından kaçırıldığı yazıyor burada?
¿ Dice aquí que lo sacó un hombre armado?
Küçük kardeşin hapishaneden kaçıyor, ve iki yıldır konuştuğu tek kişiyi aramıyor öyle mi?
¿ Tu propio hermano pequeño huye de la prisión, y no llama, a la única persona a la que ha hablado en dos años?
Manny de son zamanlarda çok vuruş kaçırıyor.
Y Manny ha estado fallando muchas patadas últimamente.
Onu getiren kaçık öyle adlandırıyor en azından.
Así es como le llama el pirado que se lo trajo.
Pepper benim büllük ile düllüğümü içeri kaçırıyor.
Pepper hace que mis testículos se me metan al cuerpo.
Onlarla kaçıyor, çabuk zengin olma düzeneğini kuruyor ve hepsini yakalatmak için ufacık bir şey yapmasının yeterli olduğunu çözüyor.
Para poder escapar con ellos, e instalar su projecto para volverse rico rápidamente, y supongo que hará algo para que los atrapen al resto.
Sizin yanınıza taşınmadan bir kaç hafta önce, yanına gelip 200 dolar borç istediğim, günü hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas que un par de meses antes de que fuera a vivir contigo... pedí prestados 200 dólares?
Kaçıyor olabilir.
Podría estar huyendo.
- Bir dakika, kaçıyor.
Espera un minuto, está escapando.
Cidden yani, Amerika güzeli kaç kere geometri kullanıyor ki?
En serio, digo, ¿ cuán seguido va a usar geometría America's Next Top Model?
- Öfke demek az kaçıyor.
Queda claro lo de la ira.
Senin gibi zeki biri... Kaçık birinin saçmalıklarını hoş görmek için kariyerini riske atıyor.
Un hombre inteligente como tú... arriesgando toda su carrera por satisfacer las divagaciones de un loco.
Sao Paulo... Alejandro Gomez kaçırıldıktan 45 dakika sonra... -... bir celp daha yola çıkıyor.
Sao Paulo, otro Citation sale 45 minutos luego del secuestro de Alejandro Gomez.
Benden kaçıyor musun?
¿ Estás escondiéndote de mí?
Babamın berbat dairesinde kalıyorum, gelecek yıla kontratım yok ve annem ölü Noel Babalar'a bakmaya gitmek için evden kaçıyor...
Quedarse en su horrible apartamento, sin contrato el próximo año, y mamá yéndose a investigar Santas muertos...
- Geceleri de kaçıyor muydu?
- ¿ También huía de noche?
Sadece birimiz kaçıyor, Margaux.
Solo uno está huyendo, Margaux.
Kaç insan bunu yapamıyor, biliyor musun?
¿ y sabes cuánta gente no puede hacerlo?
Arka tarafa kaçıyor.
Va hacia la parte de atrás.
O Jess'in seri bir suçlu tarafından kaçırıldığına inanıyor.
Cree que Jess fue raptada por un criminal en serie.
Cevap vermekten kaçıyor!
Se está escapando!
Seni öldüreceğim şerefsiz! - Koş Brian. Kaçıyor!
¡ Rápido, Brian, se está escapando!
Kaçıyor olsa en önemli şeyleri ve yeri doldurulamayacak şeyleri alıp giderdi.
Si hubiera huido, se hubiera llevado lo esencial... y lo irremplazable.
Kaçıyor ya da saklanıyor. Elbet ortaya çıkar.
Huyendo o escondiéndose, va a aparecer.