Kalabi traducir español
20 traducción paralela
Peki, Kalabi Koro başkasını mı seçti?
¿ Así que, Kalabi Koro eligió a alguien más?
Muhammed Kalabi, 34 yaşında, Suriye vatandaşı.
Muhammed Kalabi, 34 años, ciudadano de Siria.
Kalabi'nin ICO ile güçlü bağlantıları var.
Kalabi tiene lazos fuertes con ICO.
Şu anda Birleşik Devletler'de dört Muhammed Kalabi var efendim.
Actualmente hay cuatro hombres llamados Muhammed Kalabi en Estados Unidos.
İkisi ICO'lu Kalabi ile aynı yaşlarda, ve biri üç hafta önce Afganistan'dan gelip Kanada üzerinden Birleşik Devletler'e giriş yapmış.
Dos tienen más o menos la misma edad que el Kalabi de ICO, y uno entró en Estados Unidos hace tres semanas desde Afganistán, pasando por Canadá.
Seçim günü Muhammed Kalabi'yi tutuklamak için mi?
¿ Para arrestar a Kalabi el día de elecciones?
Kırk beş dakika önce Muhammed Kalabi'nin evine baskın yaptık efendim.
Hace 45 minutos allanamos la vivienda de Muhammed Kalabi, señor.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı sizden saniyeler önce Muhammed Kalabi'yle ilgili aradığında ne kadar şaşırdığımı tahmin edersiniz.
Imagina mi sorpresa cuando me llamaron de Seguridad Nacional acerca de Muhammed Kalabi unos momentos antes que tú.
Kalabi ülkeye sızmış, Tennessee'deki bir oy kullanma merkezine terörist saldırı düzenlemeyi planlıyor.
Kalabi entró en el país encubierto y planea un ataque terrorista contra un centro de votación en Tennessee.
Kalabi, heykeli yakan Suriyeli ICO üyesi.
Kalabi, el sirio del ICO que quemó la efigie.
Kalabi'yi bulun.
Encuentren a Kalabi.
Tennessee'de tutuklanan Kalabi'nin ICO ile bağlantısı yokmuş.
El Kalabi que arrestaron en Tennessee no tiene relación con ICO.
Kalabi ipucunu iyice araştır.
Investiga sobre la pista de Kalabi.
FBI, Kalabi'yi tutukladıklarını ve duruşmaya çıkmayı
El FBI confirma que arrestaron a Kalabi
Kalabi'nin peşine düşmemize gerekçe gösteren belgeler oluştur.
Necesito que crees más documentos que justifiquen el arresto de Kalabi.
Muhammed Kalabi'nin bilgisayarında TATP bulundu.
Encontraron TATP en la computadora de Muhammed Kalabi.
Kalabi'nin klavyesinde patlayıcı kalıntısı vardı.
Había restos de explosivos en el teclado de Kalabi.
Seth, bunun ne seçim yolsuzluğuyla ne Kalabi'yle ne de Başkan'ın suçlandığı herhangi bir konuyla ilgisi var.
Seth, esto no tiene que ver con los sobornos ni con Kalabi ni con nada de lo que se acusa al presidente.
Muhammed Kalabi'nin gerçek bir tehdit olmadığının farkındaydı. "
"Creo que el presidente sabía que el Muhammed Kalabi de Tennessee no era una amenaza real".
Bay Kalabi'nin bilgisayarında eser miktarda patlayıcı madde bulundu.
Encontraron restos de material explosivo en la computadora del Sr. Kalabi.