English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Karıma

Karıma traducir español

3,814 traducción paralela
Genç sahte doktor, karıma bakamayacağımı sanıyor.
Ese curandero cree que no puedo cuidar a mi esposa.
Eski karıma benziyor.
Ella se parece a mi ex.
Karıma bile söylemedim.
¡ No! Ni siquiera a mi mujer.
Karıma da birkaç bir şey öğretebilir misiniz?
¿ Podríais darle a mi mujer unas cuantas lecciones?
- Küçük şakanın benim karıma neler yaptığını biliyor musun?
- ¿ Sabes lo que tu bromita... le provocó a mi mujer?
Karıma verdiğimden daha fazlasını bu şerefsize vermek zorunda kaldım.
Ese cabrón me cobraba tanto, que hubiera sido mejor darle la mitad a mi mujer.
Çin'de Amerikan politikasının yüzü olacağım. Karıma da yanı başımda ihtiyacım olacak.
Seré la cara de la política americana en China... y necesitaré a mi esposa a mi lado.
Tekrar karıma bulaşırsan bir dahaki pazar günü seni tekrar döverim.
Si juegas con mi esposa, de cualquier manera, te golpearé hasta el alma.
Dün gece karıma bir telefon geldi.
Ella tuvo una llamada anoche.
Karıma bir şey verdiğini gördüm.
Le vi darle algo a ella.
Elinden geleni yapıyor ki ben de karıma bakabiliyorum.
Hace todo lo que puede para que pueda cuidar de mi esposa.
Bana inanmıyorsam karıma sor.
Si no me creéis, preguntadle a mi mujer.
Karıma sahte ilaç mı sattın?
¿ Le vendiste tu aceite de serpiente a mi esposa?
Bir daha zehir saçmak için karıma yaklaşırsan seni gebertirim!
Si vuelvo a atraparte vendiendo tu veneno cerca de mi esposa, te mataré.
Sana eski karıma davrandığım gibi mi davranmamı istiyorsun?
¿ Quieres que te trate como a mi ex-mujer?
Karıma yakalanmamı mı istiyorsun?
¿ Intentas hacer que mi esposa me atrape?
Neden karıma anlatmayacağımı bilmek mi istiyorsun?
¿ Quiere saber por qué no se lo voy a contar a mi mujer?
" Karıma veda edeli iki yıl olmuştu.
Habían pasado dos años desde que tuve que decirle adiós a mi mujer.
Karıma olanları anlatmakta tereddüt ettim.
Dudé si contarle eso a mi esposa.
Hayır, eve karıma gitmeyi tercih ederim.
No, preferiría ir a casa con mi esposa.
Hepsinden önemlisi de, karıma şükrediyorum.
Y sobre todo doy gracias por mi mujer.
Bir şekilde yuvama dönüp karıma ve çocuklarıma kavuştum. bensiz daha iyi olacağı düşüncesine kendimi inandırdım.
De alguna manera pude volver a casa a una esposa y dos hijos que me había convencido de que estarían bien, o incluso mejor, sin mí.
Benim karıma ihtiyacım var!
Todo lo que necesito... ¡ es que mi esposa vuelva!
Sesler, iki numaralı karıma dönüşüyor!
Suenas como si fueses mi esposa número dos.
Dün olanlar yüzünden Kenny Ryan'dan şüphelenmenin tek sebebi Nate'in Conrad'in çıkarı için karıma ne yaptığını bilmenden kaynaklanıyor.
La única razón por la que sospechabas de Kenny Ryan de lo que sucedió ayer es si supieras lo que Nate le hizo a mi esposa para sacar provecho de Conrad.
Size ne kadarını söyleyeceğimi karıma sormam gerek.
Tendré que preguntarle a mi esposa cuanto puedo contarte.
Kendi karıma böyle bir eşek şakası yapar mıyım?
¿ Crees que le gastaría esa broma a... mi propia esposa?
Karıma tecavüz eden adamı vurdum.
¡ Le disparé al violador de mi esposa!
Karıma tecavüz ettiğini sandığım bir adamı vurdum, olan bu.
Pasó que le disparé a un hombre que creí que te violaba.
Karıma ve çocuğuma bir ev gerekiyordu.
Necesitaba un lugar para llevar a mi esposa y mi hija.
April karıma bodrumdan gelen sesler duyduğunu söylemiş.
April le dijo que había empezado a oír voces en el sótano.
Fakat efendim, şu anda tatildeyim, ve karıma çalışmayacağıma dair söz verdim.
Señor, estoy de vacaciones. Y le prometí a mi esposa, que no iba a trabajar.
- Çıkarımlarıma dayanarak.
Basado en una serie de deducciones.
Yanıma kar kaldı bile.
¿ Por qué? Ya me salí con la mía.
Kalıntılar, Dedektif King'le diğer yangınlarda kullanıldığını belirlediğimiz termit ve yangın geciktiriciyle aynı karışıma sahip.
Ha identificado el residuo como la misma mezcla... de termita con retardante del fuego que el... detective King y yo identificamos... en los otros fuegos.
Tam da karınız için bunu imzalarken aklıma güzel bir fikir geldi.
Sabe, en el momento de dedicárselo a su mujer, ¡ He estado elaborando... - una gran idea!
Hayatıma karışmandan ve sevdiğim kadına hakaret etmenden bıktım usandım artık!
¡ Estoy cansado que te metas en mi vida y hables mal de la mujer que amo!
Karısı onu boşuyormuş ve o yıkıma uğramış.
Su mujer se estaba divorciando de él, y estaba devastado.
Ben karısıydım, saklanan kadındım. 40'lı yaşlarıma geldiğimde Brick'in annesi oldum.
Y yo, yo fui la esposa y la mujer oculta y después cuando llegué a los 40 años me convertí en la madre de Brick.
Bir kırkayak, örümcek ve karınca varmış. Arkadaşları kelebeğin taşınmasına yardıma gidiyorlarmış.
Un ciempiés, una araña y una hormiga... van a ayudar a mudarse a su amiga mariposa.
Gün boyunca sıkı bir denetime ihtiyacı olacak. Biz ilaç karışımını bulana kadar günlük terapilere, sabit bakıma ihtiyacı olacak.
Va a requerir estricto control 24 horas, terapia diaria, monitorización constante hasta que encontremos el cóctel de medicación que la mantenga estable.
Oğlum Allah'ıma kitabıma sıkarım ha vururum seni ha.
Juro por Dios que voy a disparar. ¡ Te voy a matar!
Karışıma neden Henry'i de eklemiyoruz?
Joder, ¿ por qué no meter a Henry también?
Evet, hatırlıyorum ve beni buraya eski karın ve senin aranda arabuluculuk etmem için çağırdıysan en son bunu denediğimde bacağıma bir ok saplanmıştı, bu yüzden,
Si, la recuerdo, y si me has traído aquí fuera para mediar en alguna disputa entre tú y tu ex mujer, bueno, la última vez que hice eso, recibí un disparo en la pierna con una flecha, así que...
Ama kendi adıma konuşursam. Onun gibi bir kadını kaçırmazdım kardeşimin karısı olsa bile.
Si fuera por mí, no dejaría que una mujer saliera adelante así, aunque fuera la mujer de mi hermano.
Vücudunun bir karışıma ihtiyacı var.
Necesitas una mezcla en tu cuerpo.
Çocuklar karım telefonlarıma bakmıyor olabilir ama bunun sizin iyi zaman geçirmenize engel olmasını istemiyorum.
Vale, chicos, mi mujer no me coge el teléfono pero yo no dejo que esto os arruine este buen rato.
Okuldan sonra Ben Drayton yanıma geldi ve ayakkabılarımı ayağımdan çıkarıp aldı.
Después de la escuela, Ben Drayton saltó sobre mi. Y las arrancó de mis pies.
Baba, hayatıma böyle karışmaya hakkın yok.
Papá, no tienes derecho a meter mano en mi vida así.
Çünkü aklıma kafa karıştırıcı bir gemi dolusu malzeme geldi de.
Porque justo acabo de hacerme con un cargamento entero de ingredientes confusos.
Sizin karınız mı var şu an burada?
¿ Usted tiene una muj... ma-maravillosa obra para ver?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]