Kendime dedim ki traducir español
452 traducción paralela
Kendi kendime dedim ki, "Bizim ihtiyar belki yerindedir."
Así que me dije, "Quizás mi viejo amigo esté dentro".
- Sonra kendime dedim ki...
- Y luego me dije...
Dün gece kendi kendime dedim ki, " Sevimsiz, yani Bay Lovett...
Anoche me dije a mí mismo : "Lovey, Sr. Lovett..."
Daha buralarda bir şey göremeden göndermek yazık olur. Kendi kendime dedim ki, burada istediği kadar kalabilir.
Por lo tanto, Mary puedes quedarte aquí todo el tiempo que quieras.
Tam dalïsa geçmeden önce, kendi kendime dedim ki :
Antes del picado no dejaba de decirme :
- Yoldan gelirken tarlada kesilmiş odunlar gördüm. Kendi kendime dedim ki :
- De camino hacia aquí he visto un montón de madera talada en ese campo, y pensé :
Yargıcın suratına tükürdüğünü duyunca kendime dedim ki, kafadar, sağlam biri.
Cuando oí que le habías escupido a la cara al juez, pensé, - "De los nuestros, un tío bragado."
Kendi kendime dedim ki, "Belki de eve fazla kapandım."
Me dije a mí misma que quizás estoy aquí dentro demasiado.
Ama kendime dedim ki, " Louis, efendi ve görmüş geçirmiş birisidir...
Pero yo me dije, "Louis es un tipo comprensivo y hombre de mundo."
Ben de kendime dedim ki, "Neden eski dostum, Louis Mazzini'yle bir zamanlar ateşin başında kestane kızartıp neşeli günler geçirdiğimiz adamla konuşmuyorum."
Así que me dije, "por qué no hablar con mi viejo amigo, Louis Mazzini..." "con el que pasamos tan buenos ratos alrededor del fuego..." "asando castañas."
Bu yüzden kendime dedim ki -
Es por eso que me dije...
Senfoni Sarayı'na uğramıştım ve kendi kendime dedim ki :
Pasaba por el Auditorio de la Sinfónica y me dije a mí mismo :
Polis merkezinde seni ilk gördüğümde kendi kendime dedim ki :
Cuando entró en la comisaría, me dije :
Dün gece seni gördüğümde, kendi kendime dedim ki :
Cuando te vi anoche me dije :
Kendi kendime dedim ki, kesin Gouard'ların işi.
Entonces pensé, esto es cosa de los Gouard.
- Kendi kendime dedim ki Alman Büyükelçiliği'nde ataşe olsam.. ... hangi şifreyi kullanırdım? - Ne cüretle?
- Me dije a mí mismo si yo fuese diplomático alemán ¿ qué combinación pondría?
Kendi kendime dedim ki, " Bunu o gelene kadar sakla.
Yo pensé... "Voy a guardarla hasta que él regrese, porque de seguro va a regresar".
Kendi kendime dedim ki :
Y me dije :
Hatta, kendi kendime dedim ki ;... "Tuhaf kız : Önce peşinden ayrılmıyor, sonra da senden kaçıyor."
Hasta pensé : "Menuda chica, te persigue, y luego huye".
Sizi ilk gördüğümde, kendi kendime dedim ki "İşte, mantıklı bir adam."
En cuanto le vi a usted me dije... "aquí tenemos un hombre sensato".
Bu kez kendime dedim ki "Sıkı bir nefes alırsam, yük hafif gelir"
Esta vez pensé : "Respira hondo. " El baúl parece muy liviano.
Kendime dedim ki...
Así que pensé...
Kendi kendime dedim ki, "Bill Starbuck, ismin bu iskemlenin arkasına yazılmış."
y me dije a mi mismo, "Bill Starbuck, tu nombre esta escrito en esta silla".
Kendime dedim ki, " Katherine Oldham,
Y me he dicho...
Kendi kendime dedim ki "Artık güzel kadınlar seyahat etmiyor mu?"
Pensaba "¿ las mujeres atractivas ya no viajan?"
Subay olmaya alışmaya başlamıştım ve hastaneye getirildiğimde önce erlerin, sonra da subayların koğuşuna bir göz attım ve kendi kendime dedim ki, "Bir süre için subay olmaktan birşey çıkmaz."
Me acostumbré a ser comandante y al llegar a la enfermería vi la diferencia de alojamiento entre soldados y oficiales y me dije : "Dejemos las cosas como están".
Kendi kendime dedim ki ;
Entonces me dije :
Ve kendime dedim ki : "Minnie, tüm bunlar ne zaman bitecek?"
"Minnie, ¿ cuándo acabará esto?"
Kendi kendime dedim ki...
Me dije...
Ve kendi kendime dedim ki...
Después me dije...
Ve kendi kendime dedim ki :
Dije para mis adentros :
Orada öylece durup Tanrı'ya isyan etmemek için kendimi tuttum ve kendi kendime dedim ki : "Senin hasta bir çocuğun var".
Me quedé allí, intentando no blasfemar y me dije : " Tienes un hijo enfermo...
O an, kendi kendime dedim ki, "Bırak, yutsun, zavallı şey."
Entonces, me dije, "Deja que el pobre se quede con algo."
Sonra kendime dedim ki...
Así que me dije :
Hazır yolum düşmüşken, bilirsin işte,... kendi kendime dedim ki :
Pasaba por aquí, usted sabe... Y me dije :
Kendi kendime dedim ki : "Bugün cumartesi, çok vaktim var."
Me dije : "Hoy es Shabat, sobra el tiempo."
Kendime dedim ki, " Gitmedi.
" No se ha ido.
Sonunda kendime o kadar kızdım ki, şöyle dedim...
Al final estaba tan enfadado conmigo mismo que me dije :
Ben de kendi kendime dedim ki...
Entonces, pensé...
Dedim ki kendime, otur Otur, tekneyi sallıyorsun
Y me dije siéntate, siéntate Siéntate que sacudes el bote
Dedim ki kendime, otur Otur, tekneyi sallıyorsun
Me dije siéntate, siéntate Siéntate que sacudes el bote
Dedim ki kendime, otur Otur, tekneyi sallıyorsun
Siéntate, siéntate, siéntate, siéntate Siéntate que sacudes el bote
Dedim ki kendime, otur Otur, tekneyi sallıyorsun - Otur
- Siéntate
Dedim ki kendi kendime : " Tamam, şekeri sonsuza kadar bırak. Ebediyen, yarın başlayabilir.
Está bien, renunciaré a los dulces... pero no empezaré hasta mañana.
Diyelim ki fırının oralarda bir tıkırtı duydum ve kendi kendime, "Pençeli ayakkabı sesine benziyor" dedim.
Pero supón que yo haya oído el ruido en el incinerador y pensara que eran unos zapatos con chapas.
Sonunda, dedim ki kendime, "Lizzie Curry, kendine gel."
Finalmente, me dije a mi misma, "Lizzie Curry, basta ya".
Bu yüzden kendi kendime... Bu günlerde kendi kendime çok konuşur oldum dedim ki "Bayan McKay gibi eski bir dosta bunu yapmak hiç hoş değildi."
Así que me dije, hablo mucho conmigo mismo últimamente, dije, "no es forma de tratar a una vieja amiga como la Srta. McKay".
Yiğeninle Walker deresindeydik. Senin hakkında konuşuyorduk, Ve neden gelip bir selam vermiyorum ki dedim kendi kendime.
Vi a tu sobrina en el arroyo Bolper, y decidí pasar.
Dedim ki kendi kendime :
Esta mañana me decía...
Orada hâlâ, elimde taş dolu bir kova ile dikiliyor ve kara talihime bakıyordum. O anda kendime bir söz verdim. Dedim ki :
Parado allí, con un balde lleno de piedras mirando una época vieja y lóbrega y ahí mismo me juré :
Dedim ki, kaz kafalı, kendime bir çift güneş gözlüğü aldım.
Digo, estúpida, que me he hecho con un nuevo modelo de gafas de sol.