Keşke bilseydim traducir español
708 traducción paralela
Keşke bilseydim.
Si lo llego a saber...
Kabul ederek doğrumu yaptığımı keşke bilseydim...
Desearía saber si hice bien al aceptar...
Keşke bilseydim.
Cómo quisiera saberlo.
Keşke bilseydim.
Me gustaría.
- Keşke bilseydim Randolph.
- Ojalá lo supiera, Randolph.
Keşke bilseydim.
Ojalá lo supiera.
Keşke bilseydim.
Tu sabrás.
Keşke bilseydim Bayan Stevenson.
Me gustaría saberlo, Sra. Stevenson.
Sabah elbiselerim hakkında ne yapabileceğimi keşke bilseydim.
Me gustaría saber que vamos a hacer con la ropa por la mañana.
Bir şey diyemem. Keşke bilseydim.
Ojalá lo supiera.
Burada ne yapıyordu acaba? Keşke bilseydim.
Quisiera saber qué hacía aquí.
- Keşke bilseydim.
- Ojalá lo supiera.
Keşke bilseydim.
Ojala lo supiera
Sabrina, keşke bilseydim.
Sabrina, si lo hubiese sabido.
Keşke bilseydim.
Ojalá supiera cómo.
- Keşke bilseydim!
- ¡ Quisiera saberlo!
Keşke bilseydim.
Me gustaría saberlo,
Keşke bilseydim... Neyi bilseydiniz?
¿ El qué?
Keşke bilseydim Arthur. Bilmiyorum!
Ojalá lo supiera, Arthur. ¡ No lo sé!
Keşke bilseydim...
Ojalá lo supiera yo.
Keşke bilseydim ne olduğunu.
Me gustaría saber que, exactamente.
Keşke nereden başlayacağımı bilseydim.
¿ Puedo?
Keşke o zaman bilseydim.
Ojalá lo hubiera sabido entonces.
Keşke geçen hafta Colony'de ne olduğunu bilseydim.
Si supiera lo que pasó la semana pasada en Colony.
Hindley'in finansal zorlukları olduğunu biliyordum... fakat mülkünün bir yabancı tarafından çalındığını değil. Keşke bilseydim.
Si llego a saberlo...
Keşke bunu bilseydim!
¡ Ojala lo hubiera sabido!
Keşke Bay Leland'ın nerede olduğunu bilseydim.
Desearía saber dónde se encontraba el Sr. Leland.
Keşke bunun nasıl olacağını bilseydim.
Ojalá supiera cómo.
Keşke size güvenebileceğimizi bilseydim.
Nos gustaría confiar en usted.
Keşke daha fazlasını bilseydim. Ama korkarım bilmiyorum.
Desearía saber algo más, pero me temo que no.
Laura, çok iyi görünüyorsun. Keşke bugün geleceğini bilseydim. Birlikte yemek yiyip bol bol dedikodu yapabilirdik.
Laura, si hubiera sabido que venías... habríamos pasado el día juntas.
Keşke bilseydim, Watson.
Ojalá lo supiera.
Nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne iş yaptığını bilseydim keşke.
Si al menos supiera de dónde vienes, o a dónde vas, a qué te dedicas...
Keşke bunu seni tanımadan önce bilseydim.
Es una pena que no lo supiera antes.
Keşke yüzme bilseydim.
¡ Está caliente!
Keşke her zaman anneni kızdırmaktan bu kadar zevk aldığını bilseydim.
No sé por qué te encanta irritar a tu madre.
Keşke ben bilseydim!
iojalá yo lo supiera!
- Keşke sırrını bilseydim.
- Ojalá supiese su secreto.
Keşke kim olduğunu bilseydim.
Ojalá supiera quién es en realidad.
Öyle mi? Keşke uçakta olduğunu bilseydim.
- No sabía que venía en el avión.
Keşke yaranın durumunu bilseydim, fakat...
Aunque estés herida te bajaremos.
Keske bilseydim ama...
Ojalá, pero...
Keske cevabini bilseydim.
Ojalá pudiera contestar a eso.
Keske bilseydim Jimmy.
Ojalá lo supiera, Jimmy.
Sizi kurtarmanın yolunu da bilseydim keşke.
Ojalá os pudiera sacar a vosotros.
Keşke onun hakkında daha çok şey bilseydim.
Me gustaría saber más de ella.
- Keşke ne yaptığımı bilseydim.
Si hubiera hecho lo que debía hacer...
Keşke Daleklerin bizden neden nefret ettiklerini bilseydim.
Si supiese porqué nos odian los Dalek.
- Keşke ne dediklerini bilseydim.
- Desearía saber lo que están diciendo.
Keşke bizim için ne planladıklarını bilseydim.
Me gustaría saber que han planeado para nosotros.
Steve, keşke ne yapacağımı bilseydim.
Oh, Steve. Ojalá supiera qué hacer.