Kâğıt traducir español
2,075 traducción paralela
Kâğıt ihtiyacını en son gözden geçirdiğin gün.
Ése fue el último día que usted evaluó sus necesidades de papel.
Diğer taraftan Michael Scott Kâğıt Şirketi henüz bu ay yeni bir şube açtı.
En cambio, Compañía Papelera Michael Scott, ha abierto una nueva este mismo mes.
Ama benim bir şeye, kanıta senin ne yaptığını bildiğini söyleyen bir kâğıt parçasına ihtiyacım var.
Pero necesito algo... una prueba un papel que me diga que sabe lo que hizo.
Veya Bay Marks yaktı. Nasıl oldursa olsun, kâğıt yandı.
Bueno, de la forma que lo imaginen, el papel fue quemado.
Kalem yok, kâğıt yok.
No hay bolígrafo, ni anotador.
İçinde, bir top eski kâğıt ve arazi tapuları... ve düzenlenmiş el yapmaları vardı.
Tenía, tenía un montón de papeles y escrituras de tierra y todo tipo de artefactos.
Benim gibi güçlü insanların, aşka inanan, kâğıt mendil ve Prozac alma ihtiyacı olan insanlara karşı bir yardım etme sorumluluğu var.
Los seres humanos fuertes debemos ayudar a quienes realmente creen en el amor, los que convierten los pañuelos y el Prozac en una necesidad.
Birkaç kâğıt almaya geldim.
Claro que no. He venido a buscar unos papeles.
Kâğıt oynamıyorum.
Yo no juego a las cartas.
Bir sorun yok. Hiç kâğıt oynamadığına emin misin?
¿ Seguro que nunca jugaste a las cartas?
Kâğıtları dağıt!
¡ Reparte las cartas!
Kâğıt oynayacağı arkadaşı da gelmemişti.
Cancelaron sus partidas de cartas
- Bence hala kâğıt, adamım.
- Soy más de papel.
Kâğıt üzeri erken dönem işlerinizden beri sizi takip ediyorum.
La admiro desde sus primeras obras en papel.
Kayıttan sonra bir kâğıt parçasına karaladığı bu cümleyi grup arkadaşlarına gösterir.
Después de grabarla, Jim escribe algo y lo enseña al resto.
- Beraber kâğıt oynuyoruz.
- Sí, jugamos juntos a las cartas.
Müşterinin dosyasıyla ilgili birkaç saatlik kâğıt işlemini yaptıktan sonra çıkarım.
Después de una horas de trabajo para cerrar el archivo del cliente.
Masasının önünden geçiyordum ve atık kâğıt sepetinde sandviçlere ait olduğunu düşündüğüm paket kâğıtları gördüm.
Pasé por delante de su mesa Y hee visto envoltorios de sándwiches en su papelera.
Bir deste kâğıt.
Baraja de cartas.
Kâğıt üzerinde müebbet.
Ex-condenada.
Bana gelip diyorlar ki "Little Sid lütfen beni şu kâğıt ambalajından uzaklaştır!"
Vinieron a mí en plan : "Little Sid, sácame de este envoltorio de papel".
Evet. İkincisi kâğıt hamuru. Ambalaj kâğıtlarının malzemesine uyuyor.
La segunda, es pulpa como de madera Consistente con el papel de envolver
- 30 kâğıt cepte kalmıştı.
Ahorré 30 dólares.
Benim hakkımda haklıydın. Halka İlişkilere ve kâğıt işlerine uygunum.
Usted tenía razón respecto a mí, solo sé hacer relaciones públicas y papeleo.
Eğer buraya gelmişse tabii, bu sadece bir parça kâğıt.
Si éso es todo, esto es solo un pedazo de papel.
Jimmy, sana JD'nin cebinden düşen kâğıt parçaları verdiğini söyledi.
Jimmy dijo que te dio algunas páginas que se cayeron del bolsillo de JD.
- Sana bir kâğıt borcum var.
- Te debo un dólar.
Dün gece laboratuvarımda çalışmak istemiştim ama kâğıt oynamak istedi.
Iba a pasar la noche en el laboratorio, pero ella quería jugar.
Hâlâ bana 60 kâğıt borcun var.
Y aún me debes 60 billetes.
120 kâğıt getir.
Trae 120 dólares...
- 80 kâğıt. - 80 kâğıt mı!
¡ 80 dólares!
Yüz kâğıt.
- 100 dólares.
Yüz kâğıt!
- ¡ 100 dólares!
Kâğıt paket kokusu da.
Algún presente también.
Artık, elindeki nasırlara ve kâğıt kesiklerine elveda deyip bir şirket bilgisayarına, masraf hesabına ve mütevazı bir zamma merhaba diyebilirsin.
Así que, puedes decir adiós a los recortes de papel y decir ¡ hola! a un portátil de la compañía, una cuenta de gastos y un pequeño aumento.
Majesteleri kâğıt ve kumar oynamaktan hoşlanır.
A Su Majestad le gusta jugar a las cartas y apostar.
Ülkemde sanırım sadece erkekler kâğıt oynar.
En mi país sólo los hombres juegan a las cartas.
Kırmızı kâğıt, balmumu kaplı.
Envoltorio rojo, cubierto de cera.
Yeni kâğıt şirketim için satış elemanlarına ihtiyacım olduğunda buradaki herkes bana sırtını döndü.
Cuando necesité vendedores para mi nueva compañía papelera, todos aquí me rechazaron.
Çok güzel yürüyecek çünkü Pam ve Ryan Michael Scott Kâğıt Şirketi'nden tonlarca müşteri getirdi ve- -
Funcionará muy bien, porque Pam y Ryan se traerán un montón de clientes desde la Compañía Papelera Michael Scott y...
- Yalnızca Michael Scott Kâğıt Şirketi.
Sólo gente de Compañía Papelera Michael Scott.
Kendi kâğıt şirketimizi kuracağız.
Comenzaremos nuestra propia compañía papelera.
Schrute-Bernard - Lapin-Vance Stanley Kâğıt Şirketi.
La Compañía Papelera Schrute, Bernard, Lapin-Vance, Stanley.
Michael Scott Kâğıt Şirketi için imzaladığım sözleşme hâlâ geçerli o yüzden arada sırada gizlice buraya gelerek biraz kahve içip dans edeceğim.
Todavía tengo el arriendo de la Compañía Papelera Michael Scott, así que ocasionalmente me escapo para acá para beber un café y bailar.
Ama Michael Scott Kâğıt Şirketi'nde her gün Pam ve Ryan'la birlikte yemek hoşuma gidiyordu.
Pero en la Compañía Papelera Michael Scott, de verdad disfruté almorzar con Pam y Ryan todos los días.
Herkes kâğıt çıkarsın.
Saquen una hoja de papel.
Kâğıt üzerinde kusursuz yuvarlak delikler açar ki bu sayede giriş noktasını tam olarak görebilirsiniz.
Dejan agujeros limpios y redondos en el papel para poder saber el punto exacto de entrada.
"Çocuklarınızla memnuniyetle ilgilenirim ama başkanın bana imzalı kâğıt vermesi lazım." dedim.
Me conmoví tanto. Así que dije que con gusto cuidaría sus niños, pero el jefe tenía que firmar el papel.
Her birinizde 3 soru içeren bir kâğıt var.
Cada uno tiene un papel con 3 preguntas.
Kâğıt oynar mısın? - Evet.
¿ Juegas a las cartas?
- Kâğıt mı plastik mi?
- Papel o plástico?