Köşeye traducir español
3,250 traducción paralela
O köşeye doğru.
Hacia esa esquina.
Kapıyı tekmelediğinde beni köşeye sıkıştırdı. Hayır.
Me pintó en una esquina en el minuto que derribó esa puerta.
Ama beni köşeye sıkıştırdı.
Pero ella me puso contra la pared aquí.
Harvey, beni köşeye sıkıştırdı.
Harvey, estaba entre la espada y la pared.
Onu köşeye sıkıştırdık ve o da gerçeğin mahkemede işe yaramayacağını biliyordu ve bir hikaye uydurdu.
- Sí. Nos acorralaron y él sabía que la verdad no iba a funcionar en el juicio así que inventó una historia.
Gitmek istersen arabanı köşeye park ettim.
Aparqué tu coche a la vuelta de la esquina por si quieres irte.
Köşeye sıkışmıştım, silahı Birkhoff aldı.
Quedé atrapado y el tomó un arma.
Ornitorenk. İşte seni köşeye sıkıştırdım.
- OR... ornitorinc ( ornitorrinco ).
Onu köşeye kıstırdın, değil mi?
La arrinconaste, ¿ verdad?
Bay'i böyle köşeye sıkıştırmadan evvel neden önce benimle konuşmadın?
¿ Por qué no hablaste primero conmigo... antes de tenderle una emboscada a Bay?
Köşeye sıkıştırdıkça o da kaçmaya devam edecektir.
Si lo encierras, huirá.
Beni köşeye sıkıştırdı.
Me han puesto la correa, ¿ de acuerdo?
Sonra bir tane de guguklu saat istiyorum. Köşeye koyun.
Después quiero uno de esos relojes cucú, pónganlo en la esquina.
- Köşeye sıkıştırdıkça o da kaçmaya devam edecektir.
Si lo quieres encerrar, huirá.
Tatlım, Kramer seni köşeye sıkıştırdı.
Cariño, Kramer te puso entre la espada y la pared.
Kafanı koparıp bir köşeye atacağım.
¡ Voy a arrancarte la cabeza y a cagar en la esquina!
Ve bir köşeye atacağım.
"... y cagar en la esquina ".
- Köşeye?
- ¿ En una esquina?
Bir yalanla köşeye sıkışabilirsin. Sayonara, canım.
Te pillo en una mentira y sayonara, cariño.
Aria'nın onunla olmasını senin kadar ben de istemiyorum. Ama onu köşeye sıkıştırırsan kimse mutlu olmayacak.
No quiero que Aria esté con él menos que tú, pero si le pones entre la espada y la pared, nadie terminará feliz.
Mellie'nin seni savaş konusunda köşeye sıkıştırdığını belli etme.
No dejes que parezca como si ella te hubiera acorralado sobre la guerra.
Öyle mi? Frankie Muniz'i köşeye sıkıştırmadım mı sanıyorsun?
¿ Crees que no arrinconé a Frankie Muniz antes?
Onlar gelip bunu geri alana kadar hadi şu köşeye kadar itelim.
Vale. Vamos a ponerlo a un lado hasta que vengan a recogerlo.
Askeriyeyi köşeye sıkıştırdı ve şimdi de koca popolu Ermeni kızı hikayesinden daha çok tiraj toplayacak.
Agarró al Ejercito por los cojones, y ahora está recibiendo más prensa que esa chica Armenia con el trasero enorme.
Resmen köşeye sıkıştırdı beni.
Literalmente me arrinconó.
Resmen köşeye sıkıştırdı beni.
- ¿ Qué? Literalmente me arrinconó.
- O zaman köşeye sıkıştırdık katili.
- Entonces lo tenemos acorralado.
Bir katili karanlık bir bodrumda köşeye sıkıştırmak.
¿ Acorralar a un asesino en un sótano oscuro?
Eğer buna son vermezsek aşklarının ateşi ilk önce bizi yakacak. Onlara karşı birlikte çalışırsak dakikasında köşeye sıkışırlar.
Vamos a acabar con esto ahora Antes de que la llama de su romance nos rodee...
Pekala, beni köşeye sıkıştırdınız.
Está bien, me habéis pillado.
Gagalı Ayılar üstünlüğü ele geçirip hemen kardeşlere saldırmaya başladı. Köşeye sıkışmış durumdalar. Elleri havada savunma yapıyorlar.
Los Osos-Ornitorrincos cogen por sorpresa y rápidamente van tras los hermanos Hurones acorralándolos en la esquina cerca del límite de la zona 1, siendo incapaces de ir al recate del Avatar.
Beni köşeye sıkıştırdılar.
Me acorralaron.
Beni köşeye sıkıştırdın ve ben de sana epey böcek ilacı sıktım.
Me pusiste de espaldas contra la pared, tuve que rociarte con un pesticida de alta dosis.
Pekala, köşeye geldik.
Bueno, estamos en una esquina.
Bir gün seni köşeye sıkıştıracağım.
¡ Te tendré de espaldas a la pared algún día!
Köşeye dikkat et.
Cuidado con la esquina. Cuidado con la esquina.
Köşeye varınca piyano melodisi yükseldi. Sakinleşmek için bir nefes aldım.
Si al dar la vuelta hubiera visto un bromista en el piano habría sentido alivio.
Köşeden köşeye iyi taktikti.
De esquina a esquina, ¡ Fue una buena táctica!
Sonunda köşeye kıstırdık.
¡ Bien, lo tenemos arrinconado!
Köşeye biraz ses alıcı getirin. Sanırım bu kadarı işimizi görür.
Consigan algo de sonido alrededor de la esquina y eso será suficiente.
Takip ettik, köşeye sıkıştırdık.
Lo perseguimos, lo acorralamos.
Beni köşeye sıkıştırdıklarını da düşünüyorlar.
También piensan que me han capturado.
# Sana bitirmen için beş saniye veririm # Kuytu bir köşeye giderim Bardağına sıçarım
Como no te la acabes en cinco segundos saldré de la esquina y me cagaré en tu vaso.
Şimdi Çin köşeye sıkıştı.
China se encuentra arrinconada.
Bu ne demek ve köşeye yönelmiştim sonra başka bir araba trafik işaretini ezdi ve neredeyse bana çarpıyordu.
¿ Qué demonios...? Y me dirigí a la esquina, y luego, otro coche se saltó la señal de stop, casi me golpeó.
- Seni köşeye kıstırdı Rick. - Hadi bakalım.
Ahí te ha pillado, Rick.
Hayır, şuradaki beyinsiz asalaklar tarafından köşeye sıkıştırıIdı.
Sí, la acaba de arrinconar un grupo de cavernícolas.
Söz konuşu şey iş olunca babam her köşeye çekebilir ama ya bu?
Mi papá siempre realiza sus negocios pensando en todo, ¿ pero esto?
Ne yani, gözünün önünde bir köseye kivrilip aglamam mi gerekiyor illa?
¿ Qué, tengo que tirarme al suelo y llorar en frente tuyo?
Bir az poblaska köşe ve bitiş köşeye.
Usted se marchitan y mueren. Poco a poco, hasta que todo ha terminado.
Madem ki köşeye sıkıştılar, bağlantıyı neden kesmiyorlar.
¿ Por qué no han quitado el video ahora que han sido arrinconados?