English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kücük

Kücük traducir español

144,937 traducción paralela
Seni ince uzun küçük bir mıknatıs gibi kendimden çekerek çıkartırdım.
Tenía que despegarte de mí como a un pequeño imán desgarbado.
Bir çok küçük patlamalar ve güzel zamanlardı.
Fueron un montón de pequeñas explosiones y buenos ratos.
Zavallı tatlı çocuk sırf özgür iradeyi kaldıran küçük rahatsız edici bir yan etkiden dolayı aslında bütün şeyi hurdaya çıkarmak istedi.
El pobre y dulce chico en realidad quería fastidiarlo todo solo debido a un efecto secundario poco molesto que elimina el libre albedrío.
Ve Alex'in küçük kız kardeşi bir çizik dahi olmadan kurtuldu.
Y la hermanita de Alex salió de allí sin ningún rasguño.
Tasarımlarına bakıyordum ve küçük bir problem var.
Está examinando tus diseños y hay un pequeño problema.
Hadi ama, sadece küçük bir torba ot.
Vamos, es solo una pequeña bolsa de marihuana.
Korkak küçük askerlerinizden korkmuyorum.
No tengo miedo de vuestros pequeños y temblorosos ejércitos.
Bir de, şu başına taç takan kadın küçük askerlerinle dinliyorsanız, yanlış şehre geldiniz. Evet.
Y, Tiara Woman, si tú y tus pequeños esbirros casualmente estáis escuchando, habéis venido a la ciudad equivocada.
Vuruluyor, ve kalbi küçük kıza veriliyor.
Le disparan, y su corazón va para su pequeña.
Evet film çekilirken küçük insanlar orada kalmış.
Sí, pues... allí es donde se alojaron todos los pequeñines cuando estuvieron rodando la película.
Küçük dostlarımızdan biri, kendini öldürmüş.
Uno de los pequeñines se suicidó en el plató.
Küçük kızımın, kalbe ihtiyacı var. "
Mi pequeña necesita mi corazón ".
Neden küçük bir perakende aracı o tür bir yükü taşımaya çalışıyor?
¿ Por qué esa pequeña empresa está comprando tanto?
700 bin hisse. Öyle küçük bir yer için büyük bir hamle bu.
700 mil acciones, es demasiado para ellos.
Sadece bilgili ve azimli biri böyle bir alım için küçük bir perakende şirketini kullanır.
Solo un conocedor motivado usaría una pequeña empresa para una compra así.
Saç jölesi gibi yanı. Küçük bir damla yetecek.
¿ Como la crema para peinar, solo un poco?
Küçük kütükler.
Y los pequeños.
Veya küçük bir Pasifik Adası?
¿ O una pequeña isla en el Pacífico?
Babamın küçük ilüzyonu.
La tapadera de papá.
Küçük ve sıska. Benim tipim değil.
No es mi tipo.
Pekala, Sanırım küçük bir bağış yapacağım.
Bueno, creo que haré un pequeño donativo.
Küçük bir hayırseverlik iyi olurdu, bu harika kıyafetler ile. with that rather exquisite suit.
Un poco de filantropía, a juego con ese traje tan exquisito.
Bir bankacı, Alfredo Dumont, O bizim küçük müfrezemizin elebaşı.
Un banquero, Alfredo Dumont, es el cabecilla... de nuestra pequeña espantada.
Küçük kızını görmeye hazır mısın?
¿ Estás listo para ver a tu hija?
Etrafta dolaşarak yaralı ateş böceklerini büyüyle iyileştiren, küçük ve tatlı bir kızım var.
Tengo una adorable niña pequeña que va por ahí curando a las luciérnagas heridas con su magia.
Hiç bir şey benim küçük kızıma zarar veremeyecek.
Nada va a hacer daño a mi pequeña.
Çıtayı baya küçük tutuyorsun diyelim.
Lo daba por hecho, el listón está muy bajo.
- Küçük kızınız arınmış halde. - Teşekkür ederim.
- Vuestra pequeña niña está purificada.
Neden, ailene bizim küçük gizli projemizden bahsetmediğini, tekrar söyler misin?
Repítemelo : ¿ por qué no le contamos a tu familia sobre nuestro pequeño proyecto secreto?
Ve şehri geri almanın tek yolu küçük bir kötülük yapmam. Bu sen değilsin!
Y la única manera de recuperarla es hacer una pequeña cosa malvada por mí mismo.
Çocuklar o büyüye bağlanmış, yani eğer onları kurtarırsak küçük kızını kurtarmış oluruz.
Los niños están unidos a ese hechizo. Si salvamos a los niños, salvamos a tu pequeña.
- Halletmem gereken küçük bir iş var.
Tengo que hacer un pequeño recado.
Baba, eskiden burada yaşayan küçük bir çocuk mu vardı?
Papá... ¿ había un niño que vivía aquí?
Yani sen eskiden evimde yaşayan küçük çocuksun.
Entonces, tú eras el niño que vivía en mi casa.
Küçük sınır büyünden memnun kalmadım ve arkadaşlarımı kurt arkadaşını öldürmeye gönderdim.
Estaba menos que entretenido por tu pequeño hechizo barrera, así que envié a mis amigos con instrucciones de matar a tu amiga loba.
Çünkü dört küçük kızın hayatını riske attın.
Porque pusiste las vidas de cuatro chicas en peligro.
Senin gibi bir zibidiyle aynı evde büyüyeceği için o küçük kıza acıyorum.
Lo siento mucho por esa niña pequeña, que tiene que crecer en una familia con un delincuente como tú.
Küçük bir çocuğun annesinden ayrılmasına sebep olamam, Kol.
No puedo quitarle la madre a una niña pequeña, Kol.
Cadılar meclisine ihtiyacımız yok. Küçük güçlü bir cadı yeterli.
Y no necesitamos un aquelarre, necesitamos solo una pequeña bruja poderosa.
Olmaz, o çok küçük bunun için.
No. Es demasiado joven para esto.
Küçük ama güçlü.
Es joven, pero es fuerte.
Peki ya küçük kızın?
¿ Qué pasa con tu pequeña?
Şimdi bu fırsatı tepersin ve belki kardeşini kurtarabilirsin. Ya da işini yaparsın ve küçük kızını kurtarırsın.
¿ Quieres desaprovechar esa oportunidad para quizá salvar a tu hermano, o quieres hacer tu trabajo y salvar a tu pequeña?
Mesela, küçük yeğenin.
Como a... tu pequeña sobrina.
Bu dikenden gelecek en küçük çizik bir kökeni öldürebilir.
Un simple rasguño con una espina matará a un Original.
Sonuçta, onu ne kadar tanırsam küçük yanlış anlaşılmalardan kaçınmak o kadar kolay olur.
Al fin y al cabo, cuanto más cercano esté a ella, más fácil será evitar cualquier pequeño malentendido.
Marcel'i tanıyorum ve bu küçük partiyi o düzenliyor, değil mi?
Conozco a Marcel y él da esta fiesta, ¿ verdad?
Seninle tanışmak güzeldi, en küçük Mikaelson.
Fue bueno conocerte, pequeña Mikaelson.
Artık bizim rehinemizsin, seni küçük, cılız donut sikici.
Ahora eres nuestro rehén, folladonuts.
Aileler de küçük işletmeler gibidir.
Las familias son como empresas chicas.
Küçük işletmelerde bazı dönemler...
Y, en ocasiones, las empresas pequeñas experimentan...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]