Ley traducir español
21,264 traducción paralela
Vay canına, baya "Law Order" takılıyorsun, Caitlin.
Muy "La Ley y El Orden" de tu parte, Caitlin.
- Biliyorsunuz kardeşim artık Kraliyet Evlilikleri Yasası'nın sınırlamalarına dâhil değil ve evlenmek için iznime ihtiyacı yok.
- Margarita ya no está atada a la Ley de Matrimonios reales y no necesita mi permiso para casarse.
Bir mesele daha var. Kraliyet Evlilikleri Yasası'nın ikinci kısmı.
Bueno, todavía queda un obstáculo, la segunda parte de la Ley de Matrimonios reales.
Konuyu bu sabah Başsavcı ile konuştum ve Kraliyet Evlilikleri Yasası'nın kurallarının aşılmasının oldukça güç olduğunu söyledi.
Traté el asunto esta mañana con el fiscal general, y me advirtió de que no existen atajos en lo que respecta a las normas que rigen la Ley de Matrimonios reales.
Kanundan üstün olduğumu unuttun mu?
Estoy por encima de la ley.
Emniyet teşkilatı ifşa oldu o zaman.
Ha inhabilitado a las fuerzas de la ley
Şimdilerde yasalara bağlı bir aktris olarak takılıyor demek.
Ahora es una actriz que cumple escrupulosamente la ley.
- Yasa böyle.
- Porque es la ley.
Yetkilerim kanunların çok üstünde.
Yo estoy por encima de la ley.
Kanunlara göre ve kalben, hâlâ Bayan James Robinson'ım.
Ante la ley y en mi corazón, sigo siendo la señora de James Robinson.
Yasalara aykırı oğlum.
Va contra la ley, chico.
Kanunun bilmek istediği tek şey şu :
Todo lo que la ley quiere saber es...
Polis ve Cezai Delil Yasası, paragraf 5, kanun D uyarınca, delil KMF-4, alakasız benzer diğer sekiz kişinin video resimleriyle birlikte, bu soruşturmadan bağımsız olarak bir memur tarafından bir tanığa gösterilmiştir.
De acuerdo con el párrafo cinco, código D de la Ley de Policía y Pruebas de Delito, el objeto KMF-4, junto con otras ocho capturas de vídeo de personas similares sin relación alguna fueron mostradas por un agente independiente de esta investigación a un testigo
Bu sırada ben ve DM Cottan, Amir Hastings'in Soruşturma Yetkileri Yönetmeliği Yasası 2000 uyarınca verdiği yetkiyle Steve Arnott'ın evini doğrudan gözetim altında tutuyorduk.
En aquellos momentos, yo y el inspector Cottan estábamos vigilando el piso de Steve Arnott, autorizados por el superintendente Hastings, según la ley de Regulación y Poderes de las Investigaciones.
13 Temmuz'da DÇ Arnott'a 1968 Ateşli Silahlar Yasası Kısım 7'yi ihlal ettiğine dair sözlü uyarıda bulunmuştum.
El 13 de julio di al sargento Arnott una advertencia verbal de que estaba violando el artículo 7 de la Ley de Armas de Fuego de 1968.
Ve sizin de çok iyi bildiğiniz gibi Polis ve Cezai Delil Yasası 1994 uyarınca yasa dışı. Çünkü DM Cottan ne tutuklu ne de herhangi bir şeyle suçlanmakta.
Y como bien sabe, es completamente ilegal según la ley de Pruebas de Delitos de la Policia, el inspector Cottan no está arrestado ni acusado de ningún delito.
1968 Ateşli silah yasasının 7. Maddesinin ihlali söz konusu.
Contraviene la sección 7 de la Ley de Armas de Fuego de 1968.
Onun daveti üzerine oradaydım, gençleri hukukun tarafında tutmayı sağlayan, bir suç önleme yolu olduğunu düşündüğü için. Bu tarz bir şey.
Bueno, estaría allí porque me invitaron, si pensaron que había un ángulo de prevención del crimen, mantener a los jóvenes a este lado de la ley, ese tipo de cosa.
- Kanunlar böyle görmez ama.
La ley no va a verlo de esa manera.
Sen nasıl görmek istiyorsan kanunlar da öyle görecektir.
La ley lo verá de la manera que tú quieras verlo.
11 yaşımda tatmama izin vermişti, ilk kırdığı kanun değil tabii.
Me dio mi primer sorbo cuando tenía 11 años... No era la primera ley que rompía.
Ve sana kandım senin için yasayı çiğnememe rağmen çünkü seni tanıdığımı sandım.
Y me la creí, incluso pensé en romper la ley por ti, porque pensé que te conocía.
Eminim ki Karartılmış Delil Kanunu'nun, yok edilmiş delil üzerinden hiç bir fayda sağlanılamayabileceğini belirttiğinin farkındasınızdır.
Como seguro sabe, la ley dice que la fiscalía no se puede beneficiar de la destrucción de pruebas.
Kanunen, kürtajdan 24 saat önce tüm seçeneklerinizin masaya yatırılacağı bir görüşmeden geçmeniz gerekecek.
Para que lo sepas, la ley requiere que lo consultes con consejeros para que tengas todas las opciones sobre la mesa 24 horas antes del procedimiento.
"G" gelecek kanun hükmü hareketi.
"F" es la acción futura aplicación de la ley.
Sınırı aşan şey, senin iş üzerinde vurulan saygın, güçlü, yasalara saygılı bir avukatı beni dava ediyor olman.
¿ Qué es un alcance es que me procesar... un abogado de gran alcance, respetuoso de la ley respetada que acaba de tiro en el trabajo.
En fazla heyecan duyduğum oy geçmiş kontrolü yasa tasarımızın dün Saray'da aldığı zaferdir.
El voto que más me emociona es la victoria de la ley de chequeo de antecedentes en la Cámara ayer.
Senato'nun da yakın zamanda onları takip edeceğini umuyorum böylelikle Başkan da bunu kanuna çevirebilir.
Espero que el Senado haga lo mismo pronto y que el presidente pueda firmar la ley.
- Hala bana kızgın. Delege iken engellediğim bir yasadan ötürü.
- Él sigue enojado sobre ese proyecto de ley de defensa que maté cuando era coordinador...
AFM'den Trans-Gürcistan Boru Hattı'daki güvenliği sağlaması istendi. Boru hattının çoğunluğu yerel ordu ve polis tarafından izleniyor.
Al CFC se le ha pedido organizar la seguridad... del Gasoducto Trans-Georgian... que en su mayoría lo monitorean militares locales y fuerzas de la ley.
Aramızda kalsın ama bu silah kanun tasarısı geçecek mi ona bile emin değilim.
Entre usted y yo, no tengo claro que el proyecto de ley vaya a aprobarse.
Hem senden açıkça tasarının arkasında durmanı istemiyorum ki alenen tasarıya vurma yeter.
Y mire, no le pido que secunde el proyecto de ley solo que no lo lapide públicamente.
Siz Austen'ı alırsınız, biz tasarıyı alırız.
Elegimos a Austen y lanzamos el proyecto de ley.
Austen'ı istiyorsanız bu tasarıyı gerçeğe çevireceksiniz.
Si quieren a Austen, harán realidad el proyecto de ley.
Tasarının geçmesi adına büyük bir yol kat etmiş olacağız.
Ayudará a aprobar la ley.
Bu da kanunları değiştirmekle olur.
Y eso implica cambiar la ley.
Bu tasarı geçebilir.
Podrían aprobar el proyecto de ley.
Bu tasarıyı desteklemek zorunda olmayacağımı söylemiştin.
Dijo que no tendría que apoyar el proyecto de ley.
Hayır, yani... Tasarıyı destekleyemem işte.
Quiero decir que no puedo apoyar el proyecto de ley.
Kendi tasarından vazgeçmek mi istiyorsun?
¿ Está dispuesta a abandonar su proyecto de ley?
First Lady'nin Evrensel Sabıka Sorgulaması Yasa Tasarısı'na halkın desteği, son günlerde kulakları sağır edecek düzeye gelmiştir.
El apoyo popular que ha recibido el proyecto de ley de la primera dama de Comprobación Universal de Antecedentes ha sido ensordecedor en estos últimos días.
Ama bugün güçlü desteğimi First Lady'nin tasarısına vermek istiyorum.
Pero hoy quiero ofrecer mi apoyo al proyecto de ley de la primera dama.
Silah tasarısını onun sayesinde geçireceğiz.
Gracias a ella se aprobará el proyecto de ley.
24 eyalet Wolf, gösterilen bu 24 eyalette kararsız delege yasası bulunmuyor. Yani bu 24 eyaletteki delegelerin kendi eyaletlerindeki ön seçimi veya kurultayı kazanan adaya yasal olarak oy verme zorunluluğu yok.
En estos 24 estados resaltados, no hay ley de lealtad política electoral para delegados, lo que significa que en estos 24 estados, los delegados no están obligados por ninguna ley a votar por el candidato ganador de las primarias de su estado.
Dreyer'le konuş ve bu sorunu bertaraf et.
Hable con Dreyer y deshágase de esa ley.
Başkanın yasaları çiğnediğini ve sizin de buna şahit olduğunuzu düşünüyorum.
Creo que el presidente violó la ley, y que usted lo sabe.
Bu görevi suistimal etme ve yasaları çiğneme anlamına geliyor.
Eso se traduce en abuso de poder y violación de la ley.
Pek süslü bir ley sayılmaz ama sık sık gelirim.
No es nada elegante, pero vengo mucho.
Eğitim borçları konusundaki kaynağı sizdiniz.
Fue su informante durante la ley de Educación.
Steven Arnott, tutuklanmanızın adil olması beni memnun ediyor.
Steven Arnott, estoy conforme de su arresto según la ley.
Yasalara bağlı.
Es una cuestión de ley.
leyla 56
leydim 266
leydi 70
leydi catherine 26
leydi margaret 18
leydi stubbs 20
leylacığım 19
leydi westholme 16
leydim 266
leydi 70
leydi catherine 26
leydi margaret 18
leydi stubbs 20
leylacığım 19
leydi westholme 16