Metre traducir español
11,655 traducción paralela
18 metreye 50 metre. Neredeyse 1 dönüm.
Y mirá... tendrá 18 de frente por 50 de fondo, más o menos.
2 metre arayla keskin nişancılar var.
Francotiradores cada dos metros.
- 18 metre efendim.
60 pies, señor.
Bakalım durması için kaç metre gerekecek.
Así que veamos cuánto tarda en detenerse.
Daha 100 metre olmuşken, 4 çeker Bentley BMW'den 4 saniye daha hızlıydı.
Después de solo 100 metros, el Bentley con tracción total ya iba cuatro segundos por delante del BMW.
Kaçış manevrasına girmemize iki yüz metre kaldı Korumaya ihtiyacımız olacak.
Estamos a 200 metros de poder... tomar acciones evasivas. Necesitamos cobertura.
900 ile 1300 metre arasındaki her yer.
Desde cualquier lugar entre 1000 y 1500 metros.
18 metre önümüzde olduğunu söylüyor.
Dice que está a 20 metros.
Yerinde olsaydım, beni tam olarak muayene olmadan 300 metre yakına bile almazdım.
Si yo fuera tú, no me dejaría entrar... ni acercarme a menos de 400 metros hasta ser verificado por completo.
Bir metre uzaktayım.
" Estoy a un metro de distancia.
Kuzeyden gelen ATV. Hedefe 15 metre uzaklıkta.
ATV del norte, 15 metros.
Ne bu 2,5 metre boyunda mı?
¿ Qué tiene, dos metros y medio? No tiene alambre de púa.
Hükümetten geriye kalanlar Beyaz Saray'ın 60 metre altında duruyor.
Lo que queda del Gobierno Federal... está a 61 metros por debajo de la Casa Blanca.
Yaklaşıyoruz. 400 metre kadar kaldı, ileride kenara çekelim.
Nos estamos acercando, faltan unos 400 metros. Deberíamos salir pronto.
Görüyorsunuz ki Devlet, otoyollarda 110 k / s'de sınırlı kalmamız... gerektiğini düşünüyor çünkü 110 k / s'te durma mesafesi 100 metre... ki bunun uygun bir uzaklık olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle 110'dan fazla gidemiyorsunuz.
Usted ve, el Gobierno dice tenemos que estar limitada a 70 mph en la autopista debido a la interrupción distancia de 70 es 315 pies, que dicen que es una distancia de parada aceptable así que por lo tanto no se puede ir más rápido de 70 años.
Ve işte, tamamıyla 100 metre.
Y ahí estamos, 315 pies exactamente.
Eğer Nighthorse değilse, yol birkaç yüz metre doğuda.
Si no fue Caballo Nocturno, la autopista está a unos cientos de metros al este.
Bu özel birim şu an itibariyle sona erdi. Thapa kaynağıma üç metre yaklaşırsa hayatının kalanını kayıt dışı bir hapishanede geçirir.
Si Thapa se acerca a tres metros de mi activo, pasará el resto de su vida en una prisión secreta.
Walter 150 metre, 120 metre!
Walter, 500 pies! 400 pies!
Düşünce harika ama şu anda yerden 10 metre yüksekte bir ağaç tepesindeyiz.
Gran teoría, pero estamos 40 pies arriba de un árbol.
Tamam millet, yaklaşık 400 metre sonra tam sağa dönüp sonra dümdüz gideceğiz.
Bien, chicos, en un cuarto de milla, corregimos a la derecha, luego de frente desde ahí.
Yaklaşık 150 metre kadar, beş derecelik bir rampa.
Algo de, 150 metros, un grado de cinco por ciento.
- Helikopter 20 metre güneyde!
¡ Tenemos nuestro helicóptero 20 yardas al sur!
Burası büyüdüğüm yerin birkaç yüz metre ilerisinde.
Bien. Es a solo a unos cientos de kilómetros de dónde crecí.
Yâni Nathan Fillion'ın bir seksen boyuyla Serenity boyunca yürümesi için kırk üç adım gerekiyor, bu durumda uzay aracının altmış üç metre olduğunu anlıyorsun.
Como Nathan Fillion mide 1,89. Le toma 43 pasos atravesar la Serenity, así que sabes que la nave espacial tiene 62 metros de largo.
Budur, bu duvarın beş metre geride olması gerekiyordu.
Esto es. Esta pared debería estar 5 metros más atrás de lo que está.
Bu sonuçlar yüz metre yol gerektirir. Bu da çemberin göründüğünden daha büyük olduğu anlamına gelir.
Estos resultados podrían necesitar 100 metros de vías, lo que significa que... el círculo es más grande de lo que parece.
O totem direği sekiz metre.
Ese tótem tiene cinco metros de alto.
Üç metre ileri.
Hacia adelante, diez pies.
Bana göre saat 5 yönünde 250 metre.
A mis cinco. 250 metros.
Saat 11 yönünde 340 metre.
A la once. 340 metros.
- Aynen, güzel fikirmiş. 6 metre.
Sí, buena idea.
- Beşyüz metre içeride demiştin.
Dijiste que era a 1 kilómetro.
- Ben bin beşyüz metre dedim.
Dije aproximadamente un kilómetro.
Varış noktanız altı metre ileride solda.
A 60 metros, su destino estará a la izquierda.
Bu taraftan 100 metre ileride olmalı.
Muy bien, debería estar a unos 100 metros.
Patlama dizaynına bakarak bombanın kapının bir metre içine koyulduğunu söyleyebilirim.
Por el patrón de la explosión... puedo decir que la bomba estaba a un metro por dentro de la puerta.
Bulunduğumuz yerin 100 metre doğusunda bir kulübe var, orada buluşalım.
Hay una cabaña a unos 900 metros al este de nuestra posición. Nos encontraremos allí.
Eğer Willie'ye tohumlama için her bir metre kare başına 3 sent ödeniyorsa ve alan 232 metre kareyse, Willie'nin buradan kazancı ne olur?
¿ Si a Willie le pagan tres céntimos por metro cuadrado que siembra, y si el campo tiene 2500 metros cuadrados, cuánto obtiene Willie?
Üç metre kadar.
Treinta manos.
Bütün bunların 1 metre yanında uyuyup bu durumda olmana şaşırmamak gerek.
No me extraña que estés así, durmiendo a un metro y medio de esto.
Böyle bir akrep sokmasıyla 10 saat önce ölmüş olması gerekirdi. Akrebin de üç metre olması gerekir.
Porque con una picadura así de grave significa que debería haber muerto hace 10 horas y el escorpión que lo picó debería medir tres metros de altura.
Ardından soluna doğru 45 metre gittikten sonra, bir taşkın kapısı var.
Entonces, unos 45 metros a tu izquierda hay una puerta.
- Kuzey-Kuzeybatı, 140 metre.
- Nor... noreste, 137 metros.
800 metre ileride bir otoban girişi var.
Ha y una entrada a la autopista a un kilómetro.
Ama bu şey patlarsa bir metre uzağında olacağız.
Pero si esta cosa estalla, estamos a metro y medio de el.
Kağıt mendiller ikinci rafta, kurabiye rafından iki metre sonra pisuar kokuları üçüncü rafta, eklem ağrısı kreminin hemen atında.
El Papel higiénico está en el segundo estante, a dos metros del estante de las galletas. Los desodorantes de mingitorios están en el tercer estante justo debajo de la crema para artritis.
10 metre boyunda dalgalar oluşacak.
Olas de nueve metros y creciendo.
Oradan 100 metre kadar gidip bankanın temeline ulaşmak için üç metre toprak kazmışlar.
Recorrieron unos 100 metros y luego atravesaron dos metros de tierra para entrar en los cimientos del banco.
Sende bir metre uzağındayım.
Estoy a medio metro de ti. ¿ Algo sobre la Marca de Caín?
King George'den yaklaşık 20 metre uzaklıkta.
Como a 20 yardas del King George.