Oraya vardığımızda traducir español
400 traducción paralela
Ama biz oraya vardığımızda, kaçmıştı.
Pero no cuando llegamos. Escapó.
Peki ya, oraya vardığımızda büyücü bana kalp vermezse?
¿ Y si el mago no quiere dármelo?
Oraya vardığımızda, bir meydan kavgası vardı ve Nugent aralarındaydı.
Segun los informes obtenidos, Nugent fue el culpable.
Şey, ilk olarak... Oraya vardığımızda $ 100'ın üzerinde bir para alacağım.
Bueno, por una parte... cuando lleguemos allí, recibiré $ 100.
Oraya vardığımızda anneni aramam gerekecek.
Debo llamar a tu mamá cuando lleguemos.
Oraya vardığımızda ve ipi kestiğimizde çoktan ölmüştü.
Cuando llegamos le bajamos y estaba muerto.
Oraya vardığımızda kız hakkında çeneni tut.
¡ Y ni una palabra sobre la chica, cuando lleguemos!
- Oraya vardığımızda ne istiyorsun?
- ¿ Qué quieres cuando lleguemos?
- Tabii ki. - Oraya vardığımızda bugünkü gibi güzel bir gün olursa, sana haber veririz.
- ¡ Cuando regresemos allí, otro día tan agradable como el de hoy, te lo haré saber!
Oraya vardığımızda gün batmıştı.
Llegamos de noche.
Woodland Hills'teki evime gidiyorum. Oraya vardığımızda arabanı alabilirsin.
Conduciré hasta mi casa... en Woodland Hills y cuando lleguemos ahí le devolveré su coche.
Bu işi düşünen komedyen de bizimle gelsin. Oraya vardığımızda, onu 3700 metreden, paraşütsüz aşağı iteceğiz.
Que venga también quien nos mandó allá y una vez ahí le tiraremos desde 10.000 pies sin paracaídas.
Ve oraya vardığımızda kendi hayvanat bahçesi olan... güzelim bir şato..... alacağız.
Y cuando lleguemos, compraremos un precioso castillito... Con su propio..... zoo.
Oraya vardığımızda bir tane dövüş ayarlayacağım.
Entonces voy a organizar uno mientras que estamos allí.
Oraya vardığımızda, benden ayrıldı.
Cuando llegamos a la plaza, me dejó sola.
Oraya vardığımızda sadece bir kenarda bekle.
Cuando lleguemos allí, tan sólo permanece a un lado.
Oraya vardığımızda söyle.
Avísame cuando lleguemos.
Oraya vardığımızda ölüydü.
Le encontramos moribundo.
Oraya vardığımızda birkaç şato yağmacısı getirtseniz de biraz eğlensek, ha?
Decididamente amigo, cuanto más loco mejor me cae. Cuando lleguemos allá, ¿ no podría hacer que fuera algún ladrón de castillos para divertirnos?
Bu hızla gidersek, oraya vardığımızda savaş bitmiş olacak.
A este paso, la guerra terminará antes de que lleguemos.
Oraya vardığımızda köprü tek parça olsa iyi olurdu General.
No estaría mal que encontrásemos el puente en pie.
Oraya vardığımızda onu şehre ben sokmak istiyorum.
Cuando lleguemos, quiero conducirlo yo.
Oraya vardığımızda, acele etmemi istedi. Bense, acele etmek istemiyorum, dedim.
Cuando llegamos aquí, me dijo que me diera prisa y yo le dije que no había porqué.
Oraya vardığımızda emirleriniz ne olacak?
¿ Qué nos ordena hacer allí?
Ve dua edin ki, oraya vardığımızda, bizi bir tren bekliyor olsun.
Y pídale a Dios que haya un tren cuando salgamos de aquí.
Yani oraya vardığımızda birdenbire İngilizce konuşabileceğini mi sanıyorsun?
- ¿ Nada más llegar a tierra? - Sí.
Oraya vardığımızda artık Danjel ile kalmayacağım.
No voy a quedarme con el tío Danjel.
Oraya vardığımızda, beni dışarda bekle
Ya hemos arribado pues, aguardadme aquí.
Oraya vardığımızda tünelin demiryoluna hazır olması gerek.
Estará listo para poner las vías cuando estos hombres lleguen.
Oraya vardığımızda hepsi varmış olmalı.
Todo estará allá para cuando lleguemos. Sí.
Oraya vardığımızda kırmızı yanar.
Se pondrá en rojo para cuando lleguemos allá.
John Milner'le yarışacaksan, oraya vardığımızda beni indir.
Escucha, si vas a correr contra John Milner, me puedes dejar salir cuando lleguemos allí.
Oraya vardığımızda, anayola gir.
Cuando lleguemos allí, toma la carretera.
Oraya vardığımızda dikkatli olmalıyız.
Mantén los ojos abiertos cuando lleguemos ahí.
Şunu biliyor musun oraya vardığımızda, ben daha da yüksekte olmaya niyetliyim?
¿ Sabías que cuando lleguemos a él estaré borracho como una cuba?
Oraya vardığımızda arabamın anahtarlarını sana vereceğim. Sen de gidip sevgilini alırsın. Tamam mı?
Luego, te dejaré el coche, y ve a buscar a Rose.
Merak etme, oraya vardığımızda orda olacaklar.
Ya estarán alli cuando lleguemos.
Şu anda, küçük yolculuğumuzun son safhasındayız, şimdi sizlere hedeflerimizi ve oraya vardığımızda yapacaklarımızı anlatacağım.
Bueno, ahora estamos en la última etapa de nuestro pequeño viaje entonces, ahora puedo darles nuestro destino y decirles que es lo que haremos cuando estemos allí...
Oraya vardığımızda bir rehbere ihtiyacımız olacak, MacGyver.
Vamos a necesitar un guía cuando lleguemos ahí, MacGyver.
O yüzden oraya vardığımızda işinizi çabuk halledin.
Así que, sean breves cuando lleguemos allá.
Oraya vardığımızda rulet tekerleğini fırıl fırıl döndürmeye ne dersin?
¿ Y si le damos unas vueltas a la ruleta ya que estamos allí?
Oraya vardığımızda, sen az ötede dur.
Cuando lleguemos, quédate atrás.
Oraya vardığımızda çocuk artık ölü olmaktan bile çıkacak.
¡ Cuando lleguemos allí, el niño ya no estará muerto!
Sanırım oraya vardığımızda küçük bir sorunumuz olacak.
Tendremos problemas al aterrizar.
Bilmiyorum. Oraya vardığımızda biliriz herhalde.
Bueno, no se, supongo que nos daremos cuenta al llegar.
Oraya vardığımızda cipini geri alabilirsin.
Cuando lleguemos al avión tendrán el jeep.
Oraya vardığımızda güvende olacaksın.
Estará a salvo cuando lleguemos allí.
Oraya vardığımızda, şişkoyu çiğnemek için bir sürü vaktimiz olacak.
Cuando lleguemos, habrá bastante tiempo para morder la grasa.
Baba, oraya vardığımızda...
La vida es sólo un sueño
Peki oraya vardığımızda ne yapacağız?
Y qué haremos cuando lleguemos allá?
Oraya, eşim, kızım ve Profesör Gatly ile vardığımızda arka odada çok değerli bir şeyle karşılaştık.
Viajé hasta allí con mi mujer Henrietta, mi hija y profesor Gatly... y en el trasero tropezamos con algo realmente extraordinario.
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya gidemezsin 37
oraya koy 38
oraya bak 56
oraya gidin 38
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya gidemezsin 37
oraya koy 38
oraya bak 56
oraya gidin 38