English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ O ] / Oyuncaklar

Oyuncaklar traducir español

2,516 traducción paralela
Senin yeni oyuncakların mıyız?
¿ Somos tu nuevo proyecto favorito?
Bu hafta bazı yeni oyuncaklar aldık.
Tenemos nuevos juguetes esta semana.
Robert, bunlar kimin oyuncakları?
Robert... ¿ De quién son estos juguetes?
Yılbaşı akşamı bütün oyuncakları Tykes Drive adına yürüttüğümü söyledim.
Manejo un programa de donativos de juguetes cada Nochebuena,
Çocuklar için Tykes Drive oyuncakları geri döndü.. Teşekkür ederim Bay Dooley.
Los donativos de Juguetes regresa, gracias al Sr. Dooley.
Haydi çocuklar. Noel Babaların herkese oyuncakları vardır.
Así es, niños. ¡ Los Santas han traído juguetes para todos!
Oyuncakların benim yarattıklarıma zarar veremez.
Tus juguetes no pueden dañar mis creaciones.
Çocuk gibi hissettiğimiz bir dünyada havalı olmayan oyuncaklarım olduysa, özür dilerim. Neden, 20. yüzyılın en büyük liberal kahramanının modelini yerleştirmek, bilgisayarında... hayali arabalar çalan bir Rus pezevenkmişsin gibi davranmaktan daha ezik oluyor?
Perdona que en este mundo infantilizado me hayan tocado los juguetes menos molones, pero, ¿ por qué recrear escenas del mayor líder liberal del siglo XX mola menos que fingir en un pc ser un chulo ruso que roba coches imaginarios?
İyi oyuncakları olursa, iyi bir araba ister. Sonra da iyi bir üniversiteye gitmek ister. Bu da yıllık 10 bin dolar eder ve bok gibi kalırsın.
Si tiene buenos juguetes, quiere un buen auto, luego quiere una buena escuela, y eso cuesta como $ 10.000 al año, y entonces estás frito.
Noel arifesinde, bütün oyuncakları satardı ve ben de ortada kalırdım.
Pero el día de Navidad, había vendido todo... Y yo siempre me quedaba con lo peor.
Sen oyuncaklarınla burayı ele geçirmeden önce Wakanda Büyükelçiliğinde onu karşıladık.
Lo recogimos de la embajada de Wakanda. Mientras ustedes iniciaban su sitio aquí.
Teyze, bu oyuncaklar için fazla büyüğüm.
Tia, ya crecí para estos juguetes.
Batı tarafından alınmış bir benzin fişi buldum. Kızın kaybolduğu güne ait. Oyuncakları aldığı gün.
Y encontré un recibo por gasolina del West Side del día que la niña desapareció, el mismo día que compró los juguetes.
Bu yüzden hep kız giysileri, oyuncakları, ayakkabıları falan almıştım.
Por esa razón compré toda esa ropa, zapatos y juguetes para niñas.
Müstakbel zengin kocamla evcilik oynamadan önce oyuncaklar ve yıldızlarla oynayabilmek için bunu yapmaya başladım.
Antes de casarme con un magnate adinerado, y jugar a la casita. Jugué con muñecos estrella, eso es todo
Tatlım, niçin Mason'la paylaşmak için yanına bazı oyuncaklarını almıyorsun?
Linda, ¿ por qué no traes algunos juguetes para compartir con Mason?
Hoşça kalın, oyuncaklar.
Adiós, juguetes.
Ortalama bir adamın verebileceği zevkin, evdeki seks oyuncaklarımdan daha fazla olması gerekiyor.
Yo me arreglo sola, tengo juguetes de sobra en casa que me dan más placer del que puede ofrecer el hombre promedio.
İstediğim bütün oyuncakları ve şekerleri aldı.
Me compró todos los caramelos que quise.
Sanki uyumsuz oyuncaklar adası gibi.
Son como una isla de juguetes raros.
Eric, seks oyuncakları ne iş?
Oye, Eric, ¿ Qué pasa con todos esos consoladores?
Seks oyuncaklarını sallayın.
Hey. Dildo de onda.
- Ve hiç oyuncakları yok.
- Y no tienen juguetes.
Hatta oyuncaklarını bile koydum.
Incluso te empaqué todas tus figuras de acción. ¿ Ves?
Öyleyse ona söyle ; sizin ev hayvanlarınız ya da oyuncaklarınız değiliz!
Bueno, le dices que no estamos a sus mascotas, y no somos tus juguetes!
Polo oyuncaklarını çok sever.
Polo ama sus juguetes.
- Ve oyuncaklar
- ¡ Y juguetes!
Erkekler için oyuncaklar diyorsunuz.
Uds. Les llaman "juguetes para varones".
Ona oyuncaklar, elbiseler alabiliriz.
Elegirle ropa, mantas, juguetes...
Bayan Mazel kardeşlerimle çay içmek ve onlara oyuncaklar vermek istediğini söyledi.
Creí hacer bien. La Sra. Mazel me dijo que preparó una merienda para las niñas.
- Düdüklü oyuncaklarımız.
- Nuestros juguetes chirriantes.
Sorun yok, dostum. Sadece oyuncaklarınıza bakmaya geldik.
No hay problemas, solo elogiamos sus juguetes.
Özellikle seks oyuncakları gibi şeyler var mı?
¿ Tiene usted algun deseo en particular, una fantasia, algo?
Vay be, ben bekarlığa veda partim için öylesine bir balık sefası sürüyorum, sense Manhattan'da seks oyuncaklarıyla mı oynuyorsun?
No, no lo es. ¿ Cómo es que yo solo conseguí un viaje a pescar lamentable para mi despedida de soltero, y tú conseguiste juguetes sexuales en Manhattan? ¿ Sabes qué?
Bu oyuncaklar erkekler esas alınarak tasarlanmış.
Estos juguetes están modelados como si fueran hombres.
Evet ama biz bu oyuncakları taklit edemeyiz. Tabi elektriğe bağlanmadığımız sürece. Hımm.
Sí, pero nosotros no podemos simular a esos juguetes a menos que estemos siendo electrocutados.
Hey, Dr Reece bu oyuncakların sterilize edilmesini istiyor.
Hey, el Dr. Reece quiere que su esterilizados Los juguetes como para mantener.
Bu yüzden oyuncaklarını aldım.
Por tanto, he tomado sus juguetes.
Şu beşik oyuncaklarından alalım.
le compraremos uno de esos móviles para la cuna.
Dünyayı gezerken senin gibi insanlarla tanıştım. Yüksek teknolojide oyuncakları olan bir milyarder. Seni çok uzağa atabilecek muhteşem bir kadın.
En mis viajes por el mundo, he conocido a muchos otros como tú, un multimillonario con juguetes de alta tecnología y una maravillosa mujer que puede arrojarte un lazo.
Bu yeni oyuncaklarımızdan biri.
Es uno de nuestros nuevos juguetes.
Bunlar da demode tahta oyuncaklar.
Son juguetes anticuados de madera.
Oyuncaklar, aslında.
- Juguetes, principalmente.
Oyuncaklar mı?
- ¿ Juguetes?
Oh, oyuncakları severim.
- Oh, amo los juguetes.
Bizim yaptığımız şey, modası geçmiş ama iyi değerleri esas alarak iyi ve eski moda oyuncaklar yapmak.
Pero lo que sí tenemos son juguetes de la vieja usanza hechos con buenos valores pasados de moda.
Bu iyi ve eski moda oyuncakların fiyatları daha güzel olabilirmiş.
Los precios pasados de moda estarían mejor.
Hangi oyuncaklar?
- ¿ Cuáles?
Hangi oyuncakların olduğunu bilmemiz gerek.
- Sí, necesito saber qué juguetes.
Bir sürü tahta kurşunum, başka oyuncaklarım var.
Tengo muchas balas de madera. Otros juguetes.
Yaptığı oyuncaklar kadar boş gibi davranan mütevazı bir piñata üreticisi.
Un lowly piñata fabricante que pretende ser tan vacío cuando los juguetes hace.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]