English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ P ] / Pool

Pool traducir español

346 traducción paralela
Miles, bilardo masasındaki ışığı yak.
Miles, enciende la luz sobre la mesa de pool.
Dan Kauffman'ın, kasabada olanlara yönelik salgın isteri şeklindeki açıklaması Jack'in bilardo masasındaki cesedi açıklamıyordu.
La explicación de Dan Kauffman de porqué pasaba algo raro... histeria colectiva... no podía explicar el cuerpo en la mesa de pool de Jack..
Bana sadece bir su yatağı bulun yeter.
Una mesa de pool estará bien.
That temple under the rock, that swimming pool that we came up in...
El templo en la roca, la piscina por la que salimos...
ARAF KASABASINA GİRİYORSUNUZ SERSERİLER, GASPÇILAR, YABANCILAR GİREMEZ ŞERİF ALDON POOL
Esta usted entrando a purgatorlo los buscapleitos, estafadores y forasteros de cualquier clase no son bienvenidos.
Şerif Pool yarın öğlene kadar dönmeyecek.
El comisario no volverá hasta mañana.
Yargıç. Şerif Pool geyik avında.
Juez, el comisario pool salió de cacería.
Şerif Pool unutturmaz...
El comisario pool se encarga.
Şerif Pool öğlene döner.
El comisario pool volverá esta tarde.
- Pool birinci sınıf bir şeriftir.
- Pool es un comisario de primera.
Biliyorsun ki, altın varsa kanunsuzluk da vardır ve bununla da ancak Poole başa çıkar...
Y tú sabes tan bien como yo que el oro atrae criminales y que pool es el único que puede combatirlos.
Şerif Pool, başkan ve ben dahil yedi kişiden oluşuyor.
Serán siete votos. Incluyendo el del alcalde y el mío contaremos con el de cole y el de brandeis.
Onlar da Şerif Pool'un taktiklerini onaylamıyorlar.
Están tan cansados de las tácticas de pool como lo estoy yo.
İşte geliyor. Dostum, bu gelen Şerif Pool.
Ese que viene ahí, amigo mío, es el comisario aldon pool.
Boksta Bu Akşam'da Britanya ve İmparatorluk Ağır Sıklet Şampiyonu Jack Bodell var.
Conectamos con el Empire Pool de Wembley. Van a enfrentarse el peso pesado Jack Bodell, campeón imperial... y Sir Kenneth Clark.
Nasıl bilardodan biraz anlar mısınız?
¿ Alguno de ustedes saber jugar al pool?
- Sen ve ben biraz bilardo oynayalım mı?
- Tu y yo iremos a jugar al pool?
- Asırlardır bilardo oynamıyorum.
- No he jugado al pool en años.
- Pool man.
- El jardinero.
Yardımcım Pool.
Este es el oficial Pool.
"Bilardo Masası Uyarlayıcı."
"El Billar Pool Buddy cuadro adaptador."
Tabii belalı bir muhitte iddia kaybedip sözünüzü tutmazsanız o ayrı. Götünde ıstakayla gezen bir adam görürseniz işte o spor kaynaklı bir sakatlanma olabilir.
A menos que se larguen sin pagar una apuesta en un barrio peligroso ahí, si ves a un tipo con un taco de pool saliéndole del culo sabes que puede tratarse de una herida relacionada con el deporte.
O zaten bilardoda değil 8 Top'ta olur.
Pero ese no es el billar, ese es el pool.
9-top devreden bir oyundur.
Al pool de Bola-9 se juega por orden.
Bu da demektir ki 9-topta şans önemli rol oynar.
Lo que quiere decir que la suerte es parte del pool.
Bilardoda, elinde sadece toplar vardır.
En el pool sólo tienes las bolas.
9-top, öyle değil mi?
El pool, ¿ cierto?
Bilardoda mükemmel olmakla mükemmel bilardonun alakası yoktur.
La excelencia en el pool no es jugar al pool excelentemente.
Bilardoyla, seksle, aşkla ilgisi yok. Parayla ilgili.
Esto no se trata de pool o de sexo tampoco se trata de amor, se trata de dinero.
- Evet, bilardo salonu.
- Es un salón de pool.
Bu tam yardakçılara göre.
Esto no es pool. Es para puñeteros.
Düz bilardoda topu sokmak için... gerçek bir operatör olman... Biliyor musun, tüm iş ustalıkta.
En el pool regular tienes que ser un cirujano para lograrlo- -... tú sabes, es delicadeza.
Ben kahrolası bir bilardo oyuncusuyum.
Soy un jugador de pool, Eddie.
O büyülü şey de neydi? Bilardo değildi o. Bir sirkti.
Eso no fue pool, fue un circo.
Sen ve Atlantic City arasında yaklaşık 27 bilardo salonu var.
En medio, 27 salones de pool. Tres semanas, $ 2.000- -
Bilardo oynuyor.
Dice que juega al pool.
Üçümüz şarabı birlikte içer ve havuzda eğleniriz.
No, mejor nos escondemos con una botella de vino y jugamos al pool.
Siz ikiniz şarabı bitirip havuzda eğlenin.
Ustedes dos se esconden y juegan al pool, y yo- -
Bilardo oynayan adam!
El tipo de la mesa de pool
Arkadaşların ile bilardo oynuyordun!
Fuiste a jugar pool con tus amigos.
Bilarda oynamaya ne dersiniz? Neon ışıkları saçlarımdaki meçi kötü gösteriyor. Olmaz.
¿ Qué tal jugar un rato pool?
Birincisi, bilardo oynamayı çok özlemişim.
One, I really miss shooting pool...
Babam ölmeden önce bana hep şöyle derdi para için bilardo oynayacaksan, bilmen gereken 5 kural var.
Mi padre solía decirme, antes de dejar este mundo mierdoso, que hay 5 reglas cuando juegas al pool por dinero.
Bu doğru, Bart. Genelde havuza ve dansa giderdik.
Es verdad, Bart. Ibamos a jugar pool y a bailar.
Salt Lake City'den Lyle Davis ve Vern Pool.
De Salt Lake City, Lyle Davis y Vern Pool.
- Bilardo masası yok mu?
Aqui no hay mesa de pool?
Sen çok iyi bir bilardo oyuncususun adamım.
Realmente juegas bien al pool, viejo.
Git ve Bayan Pool'la konuş.
Ve y habla con la Sra. Pool.
John Wayne bunun gibi bir şey taşırdı, bilardo oynasaydı eğer.
John Wayne usaría uno así si jugara al pool.
Araba imecesi için harika olurdu.
Hubiera sido excelente conservarlos para poder hacer "car pool".
O yüzden yesil.
- La mesa de pool es la tierra, es verde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]