English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Sen konuş

Sen konuş traducir español

683 traducción paralela
Sen konuş ki ben de konuşayım.
¿ Cuánto?
Sen konuş.
Cuéntalo.
- Önce sen konuş.
- Habla con él primero.
O halde Bay Wharton'la sen konuş.
Hable con el Sr. Wharton.
- Elim, sen konuş benim yerime!
- ¡ Que mis manos hablen por mí!
- Onunla sen konuş.
- Habla tu con él
Sen konuş ben dinleyeyim.
Tú hablas y yo te escucho.
- Onunla sen konuş Tony.
- Llama tú, Tony. - ¿ Yo?
Sen konuş, büyük olan sensin.
Venga, habla tú, que eres el más veterano.
Sen konuş, Grubb.
Así de sencillo.
İstersen sen konuş.
Ahora hable usted si quiere.
Sen konuş dur, kardeşim.
Continua hablando, hermano.
Açık konuş evladım! Sen konuşmuyorsun, geveliyorsun.
¡ Habla claro, que tú no hablas, tú farfullas!
Sen konuş, Mamma Roma.
Sí, Mamma Roma, díselo tú también.
Sen konuş. Ben üstümü değiştireceğim.
Ocúpate del discurso, yo iré a cambiarme de ropa.
Zamanımız yok. Ve üstünlük de onlarda. Sen konuş.
No hay tiempo, tenemos ventaja.
- Gidip benim için sen konuş.
Habla por mí.
Konuş! Kimsin sen?
Dime. ¿ Quién eres?
Sen gidip onunla konuş.
Ve a hablar con ese tipo.
Ama sen 10 dakika konuş, ateşe bile atlarlar.
Tú les hablas 10 minutos, y ya te obedecen.
Dikkatli konuş derim. Sen borçlu çıkabilirsin.
Ande con cuidado, quizá tenga que pagar.
Ben yemeğin geri kalanını hazırlayıp getireceğim. Sen gidip Charlie Dayınla konuş.
Yo serviré la cena, ve a hablar con el tío Charlie.
- Fleury şu adamla sen konuş. Ağzını sabunla yıkayacağım senin.
Lávate la boca con jabón.
Sen kendi adına konuş, Cosgrave.
No hables por nosotros, Cosgrave.
Sen bilgili adamsın, konuş onunla.
Vos que sois ilustrado,... habladle, Horacio.
Sen konuş!
¿ Qué dices?
Sen daha konuş da payını iyice geç al.
Sí sigues hablando, recibirás mucho más pronto.
Sen onun ağabeyisin, onunla konuş.
Dile a Fusako que se lo vuelva a pensar.
Sen burada kalıp Sarah Kardeş'le konuş.
Quédate y habla con la Hermana Sarah.
Sen de konuş!
¡ Te toca a ti!
Bunu biliyorum, sen Cade ile konuş. Seni de biliyorum, aynını yapıyorsun.
Lo de Cade ya lo sabía, pero tú también juegas sucio.
Sen Carlo ile konuş.
Tú habla con Carlo, ¿ sí?
Sen, elinde yiyecek olan, konuş!
Vd., el de la comida, hable.
Size boyun eğmemek için susacak mıyız? Ya da pazarları havuzda arkadaşlık için! Sen de konuş.
¿ O es que tenemos que quedarnos solteras para agradarle... y hacerle compañía los domingos en la piscina?
- Sen de hep konuş, konuş, konuş!
- Siempre hablando, bla, bla, bla.
Sen sayılmazsın, buraya aitsin, bu koyun ağılında, konuş öyleyse.
A ti no te cuento, eres del redil.
Sen babasıyla konuş.
Usted habla con el papa.
Git sen de bir konuş, delikanlı.
Ve qué puedes hacer.
Matt, sen de Doktor lsdell ile konuş.
Matt, habla con el Dr. Isdell.
- Teşekkürler, al sen konuş!
En un cohete. - Déjenme sólo.
Konuş piç. Kimsin sen?
Habla, cabrón. ¿ Quién demonios eres?
Sen bir konuş, ha?
¿ Vas a dar un discurso?
Sen, mera, konuş benimle!
¡ Tú, hierba, háblame!
Sen, taş, konuş benimle!
¡ Tú, piedra, háblame!
- Konuş, demek sen öldürdün?
- Dígame, ¿ las ha matado? - Sí.
Sen kendi adına konuş, Sör Lancelot.
Habla por ti, Sir Lanzarote.
Sen doğru konuş.
Está bien -. Mira mi boca
Bugün sen Tim'le bir konuş.
Háblelo con Tim esta noche.
Onunla sen konuş.
¡ Ven aquí!
Konuş sen, konuş...
Continua hablando así...
O seninle konuşmazsa, sen onunla konuş.
No permitas que la boda se retrase más.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]