Sinirlisin traducir español
627 traducción paralela
Yalnızca sinirlisin.
Son los nervios, nada más.
- Niye bu kadar sinirlisin?
- No has comido nada.
Sinirlisin.
Son los nervios.
Çok sinirlisin canım. Neyin var?
Estás nerviosa, querida mía.
Çok sinirlisin.
Estás demasiado nerviosa.
Hayrola? Sinirlisin.
¿ Qué pasa, nervioso?
Çok sinirlisin, genç adam.
Es usted muy impulsivo, joven... ¿ Qué ha pasado aquí?
Hayır, yalnızca sinirlisin.
No, estás nervioso.
Sinirlisin, değil mi?
Está nervioso.
- Bu yüzden mi sinirlisin?
- ¿ Por eso estás tan nerviosa?
Blanche'ı dışarı çıkardığım için sinirlisin.
Estás enfadado porque me he llevado a Blanche.
Sinirlisin, çünkü eve döndüğümden beri Blanche ve ben oldukça yakınlaştık.
Porque desde que llegué a casa, Blanche y yo... nos conocemos bastante bien.
Sanırım hayır. Emin ol sinirlisin, Clive.
Supongo que no, qué valiente, Clive.
Neden sinirlisin? Sinirlenmen için bir sebep yok.
No hay razón para enfurecerse.
Çok sinirlisin.
Usted es muy ansiosa.
Neden hep sinirlisin?
¿ Qué te pone así? ¿ Aún guardas rencor?
Son günlerde çok sinirlisin.
Estás tan inquieto.
Neden bu kadar sinirlisin?
¡ Tranquilo! ¿ Por qué estás tan enfadado?
- Neden sinirlisin?
- ¿ Por qué te has enfadado?
Tamam. Neden bu kadar sinirlisin?
¿ Por qué te enojas?
Hiçbir şey yapmadan durdum. John, bir insanın öldürüldüğünü gördüğün için sinirlisin.
Quedaos ahí hasta que los testigos acaben de hablar.
Neden bu kadar sinirlisin?
¿ Estás enfadado?
Sen sinirlisin.
¡ Claro que sí!
Sakin ol JJ. Bu gece çok sinirlisin.
Vamos, J. J. Se ha pasado.
( SAHNEDE ) Neden bahsettiğinden hiç haberim yok. ( SAHNEDE ) Sinirlisin sanırım.
No sé de qué hablas, estás alterada.
Neden bu kadar sinirlisin?
¿ Por qué corres tanto?
Operasyondan sonra bugün çok sinirlisin.
Después de la operación de hoy quedaste muy nervioso.
Neden sinirlisin?
¿ Por qué estás nervioso?
Çok sinirlisin, Galtsev.
¡ Qué neurasténico estás, Gáltsev!
Biraz sinirlisin Sergei.
Estás algo nervioso, Serguei.
- Çok sinirlisin. Arkadaşınım ben senin!
- Es un tarado. ¡ Somos amigos!
Belki canı istemiyor. Sinirlisin.
La veo un poco nerviosa.
Sinirlisin ha?
¿ Nervioso, eh?
Sinirlisin.
Pareces nervioso.
Merak etme. Sadece sinirlisin.
Vamos, está Ud. algo alterada.
- Neden bu kadar sinirlisin?
- ¿ Por qué estás enfadada?
Sinirli görünüyorsun. Bugünlerde hep sinirlisin
Estás de un humor de perros estos días.
Sinirlisin, yorgunsun içeri gir de, yat biraz.
Estás alterado, estás agotado Entra y túmbate
Biraz sinirlisin, dostum.
Tienes agallas, colega.
Sana inanmıyorum. Bence alabildiğine mutsuz ve sinirlisin.
Creo que están todos muy infelices... y nerviosos.
Sinirlisin, yoldan mı geçiyordun.
Qué cara tienes de venir aquí.
-... sinirlisin. bir duş al.
-... nervioso, duchate y cálmate.
Hayır, sen zekisin, güzelsin... ve sinirlisin aynı zamanda.
No, este inteligente, eres bonita... Eres nerviosa, también.
- Sen çok sinirlisin, ben bakarım.
- Estás nerviosa, yo me encargo.
Ne... neden sinirlisin?
¿ Por qué estás enfadado?
Neden bu kadar sinirlisin? Aç mısın?
No tienes suerte con la comida.
Hava çok sıcak, sen de hayli sinirlisin, biraz dinlenir misin lütfen?
Hace mucho calor, y estás muy nerviosa, así que trata de descansar, ¿ eh?
Neden sinirlisin?
¿ Qué te pasa?
Niye sinirlisin?
¿ Por qué estás nerviosa?
- Neden sinirlisin?
- ¿ por qué está tan nervioso?
- Çok sinirlisin.
No, se confunde... ¡ Es un tarado!