Sıcaklık traducir español
2,697 traducción paralela
Volkanik havzada sıcaklık 420 derece.
El huno está a 420 grados.
- Sıcaklık 460 derece ve hızla artıyor.
La temperatura es de 460 grados, ascendiendo rápidamente.
Sıcaklık aşırı düzeye çıkarsa, biriniz içeri girecek.
Si se vuelve muy caliente, no de ustedes entra.
Çok iyi. Bakın, sıcaklık hâlâ artıyor.
Mira, la temperatura sigue subiendo.
Orpheus'un arızalanmasına ve Volos'taki herkesin ölümüne neden oldu ardından tüm destek sistemleri kapandı ve sabit sıcaklık ve basınç korunamadı.
La que paralizó al Orfeo y mató a todos en el Volos cerrando todos los sistemas de apoyo, por lo cual la temperatura constante y la presión fallaron.
Sıcaklık, toz berbat yemekler.
El calor, el polvo, la pésima alimentación.
Sıcaklık çok düşük
Creo que la temperatura es la última de mis preocupaciones
Şu sıcaklık için bir şey yapabilir misin?
¿ podrías hacer algo respecto al calor?
Zamanda, Hewlett-Packard bulduğu sıcaklık Hep aynı hakkında kalır bu ise ısı olursa olsun sıcak veya soğuk.
En ese momento, Hewlett-Packard encontraron que la temperatura siempre se mantiene igual temperatura, no importa si es en caliente o frío.
İç vadilerde 43 dereceye ulaşan sıcaklık yoğun bir enerji harcamasına neden oldu.
Las temperaturas alcanzaron los 43º en los valles interiores provocando un incremento en la demanda de energía.
Sıcaklar yakın zamanda gidecek gibi görünmüyor. Sıcaklık hala 36 derece civarında.
Bueno, el calor no se va a ir pronto y las temperaturas superarán los 36º.
Gece boyu en düşük sıcaklık 32 derece olacak.
Esta noche la temperatura rondará los 32º.
Sıcaklık artarken enerji ihtiyacı da artıyor. Yetkililer enerji düzeyinin kritik bir hale geldiğini ve ışıkları açık tutmak istiyorsak klimaları kısmamız gerektiğini söyledi.
A medida que sube la temperatura y necesitamos aún más la electricidad el Dpto. de Agua y Energía de Los Ángeles alertó que se están alcanzando los niveles críticos de energía y les solicita que mantengan en el mínimo sus aires acondicionados para evitar cortar el suministro de energía eléctrica en la ciudad.
Evet. 104'teki hasta için iç sıcaklık termometresi alabilir miyim?
Sí, necesito tomar la temperatura a un paciente... en el 104.
Sıcaklık neredeyse vücuttaki bütün eti pişirmiş ama hepsini değil.
El fuego ha abrasado la mayor parte de la carne, pero no toda.
Ev arkadaşlığı anlaşmamızda kabul ettiğin sıcaklık buydu!
Sí, si viviéramos en una tetera. Esta es la temperatura con la que estuviste de acuerdo en el acuerdo de compañeros de cuarto.
Hidrojeni 10 milyon dereceye kadar ısıtırsanız yıldızların parlamasını sağlayan bir enerji çıkmaya başlar ve evrene ışık ve sıcaklık verir.
Mantenga el hidrógeno a 10 millones de grados Y comenzará a producir la energía que hace a las estrellas brillar. Además proporcionará al universo luz y calor.
Hidrojen sıkıştıkça gaz atomları birbirine çarpıp geri dönmeye başlar ve sıcaklık yükselir.
Conforme el hidrógeno se comprime, los átomos comienzan a chocar. Y la temperatura comienza a subir.
Çekirdeği gitgide sıkıştıkça sıcaklık, kendi güneşimizin çekirdeğinin 100 katı daha sıcak olana kadar dalgalanır.
Mientras el núcleo se comprime mas y mas Su temperatura se eleva hasta alcanzar cerca de 100 veces la del núcleo de nuestro sol.
Çekirdekteki sıcaklık 100 milyar derecede seyreder.
La temperatura del núcleo llega a los 100 mil millones de grados.
Moto, Stradivarius'unu sıcaklık kontrollü bir kasada tutuyor.
Moto guarda su Stradivarius en una caja con control de temperatura.
Atmosferik sıcaklık hiç değişmemiş.
Pero la temperatura atmosférica no ha cambiado nada.
Atmosferik sıcaklık düşüşü daima yeraltı sıcaklık düşüşünden önce olur.
- No lo sé. La temperatura atmosférica siempre baja antes de la temperatura de la superficie.
Bu arıza güvenlik sistemi tüm sisteme, sıcaklık düzenleyicilere,... güvenlik kameralarına, nötralizatör pompaya sıkı bir şekilde bağlanmış.
Este modo a prueba de errores está predeterminado en todo el sistema, en los reguladores de temperatura, en las cámaras de seguridad, en la bomba neutralizadora.
Herhangi bir insan iletişimine değer katan şeylerde ise büyük ölçüde eksikler. Mizah, sıcaklık, sevgi, etkilenme gibi hisler ve gerçekten değer verdiğimiz diğer her şey.
De lo que carecen es lo que... da alguna forma de intercambio humano, algo digno, algún valor - sentimientos como el humor, la calidez, el amor, el afecto, alguna de las cosas que realmente valoramos.
Büyük Patlamayla oldu... Çok yoğunluğun bir ortamda sıcaklık akıI almaz öIçülerdeydi.
La teoría del Big Bang... una radiación muy, muy caliente y muy densa.
Buradaki sıcaklık radyasyon'la soğumaya başladı.
Esa radiación caliente se enfrió.
arka plan sıcaklığının evrenin yaratıImasında kaynaklanan gerçekten öIçülebilen bir sıcaklık olmasıdır.
Habíamos medido realmente la temperatura del fondo, el ruido remanente de la creación del Universo.
Evrene WMAP'la canlı renklerle bakıIdığında minik açısal sıcaklık değişimlerini olduğu görüIüyordu.
David Spergel tiene ahora su propia foto de un Universo recien nacido. A pesar de los vibrantes colores visibles en la foto del WMAP, sólo se limita a describir una minúscula variación en la temperatura a través de todo el Universo.
Gördüğümüz normal bir yaşam koşulu sevimlidir ve, normal sıcaklıklar ve benzerleri, lakin bu yaşamın nerede sürdürülebileceğinin sadece küçük bir kısmını gösterir.
Algo común que observamos en toda vida que vemos, es que toda vida es hermosa, y eso es debido a las condiciones medioambientales que presenta nuestro planeta, pero solo describe una pequeña porción de dónde la vida puede en realidad sobrevivir.
Isı odasında tüm bu atomlar, birbirlerine bağıl olarak hareket ediyorlar. Bu bizim sıcaklık olarak bildiğimiz şey.
Y a temperatura ambiente, lo que sucede es que todos estos átomos se están moviendo relativamente respecto de todos los otros.
Sıcaklık 30 saniyede 60 derece düşüyormuş.
¡ La temperatura desciende 150 grados en 30 segundos!
Patladığında sıcaklık 2200 derece santigrata çıkar.
Cuando sea detonado, la temperatura excederá los 2200 ° Centígrados.
Sıcaklık 30 saniyede 60 derece düşüyormuş.
¡ La temperatura desciende a unos 150 grados en 30 segundos!
Ona çok fazla sevgi ve sıcaklık göstermeliyiz. - Bir gün daha iyi olacaktır.
Le hace falta mucho carino y un día se recuperará.
O kadar sıcaklık için de özel bir yanma tetiği gerekir.
Esa alta concentración de calor requiere un disparador de combustión
Sıcaklık eksi 50 derecenin altına düştü ve günler kısalıyor.
La temperatura baja a - 50 ° C y los días son cada vez más cortos.
Organik moleküllerle kaynıyor olabilir. Bunlar ve nispeten ılık sıcaklıklar, yaşamın oluşması için gerekli durumlardır.
Estas y el agua con temperatura relativamente caliente son las principales condiciones para la vida.
Dünya çapında altı büyük şehirde, o saatte sıcaklık 58 derece Fahrenhayt'ı gösteriyormuş. Tamam.
Seis ciudades importantes diferentes tenían una temperatura de 58 grados a esa hora.
O saatte, o sıcaklık değerlerinin haberlerde yayınlandığı tek şehir New York'muş.
Nueva York era la única ciudad con esa temperatura que estaba emitiendo noticias locales.
Küçük sıcaklık değişiklerinden etkilenmemenin mümkün olduğunu,... Almanlar hatta Danimarkalılar bile kanıtladı.
´ Los alemanes han demostrado que es posible, también lo han hecho los daneses, ´ en temperatúras muy poco diferente a ésta.
Brezilya karşısında bugüne kadar belki de en iyi performansımızı çıkardığımız maçı da unutmamamız gerek,... biz de yüksek irtifada ve benzer sıcaklıkta oynamıştık.
´ También hay que recordar... ´ ´... cuando jugamos tal vez nuestra mejor actuación frente a Brasil, ´ estábamos jugando a mayor altitud y con un calor muy similar.
Sıcaklık niçin artıyor? - Gitme vakti.
¿ Por qué el aumento?
Ama İngiltere'nin nemli havası... sıcaklık sensörlerinin çalışmasını engelliyor.
Pero la humedad inglesa... impedirá que funcionen los sensores de calor.
Pekâlâ, sıcaklık burada en yüksek seviyede.
la temperatura aquí es astronómica.
Sıcaklık, koku, kalabalık.
El calor, los olores, las multitudes.
Sıcaklık için üzgünüz, lütfen yerinize geçin.
Me disculpo por la temperatura. Por favor vuelve a tu asiento.
Sadece yanında bir sıcaklık olmasını istiyorum.
Sólo necesito un cuerpo cálido. Dormirá todo el tiempo.
- Sebebi aşırı sıcaklık mı?
¿ A causa del calor?
Bence önümüzdeki birkaç yılda Dünya kütlesinde, Dünya boyutunda ilk gezegenleri bulacağız ve hatta belki de Dünya sıcaklığında, yaşanabilir kılabileceğimiz gezegenler bulacağız.
Creo que en los próximos años, vamos a encontrar los primeros planetas del tamaño y masa de la Tierra, tal vez con similares temperaturas, haciéndolos habitables.
Bölgenin yeni bir infrared haritası, ılık yüzey sıcaklıkları gösteriyor.
El calor emitido por la rayas de tigre puede ser debido a la subida de vapor de agua que expele los chorros.