Taze balık traducir español
120 traducción paralela
Balık! Taze balık!
¡ Hay pescado!
# Taze balık.
¡ Arenque fresco!
Taze balıklar. Taze balık?
¿ Arenque?
Taze balık!
¡ Pescado fresco!
Taze balık! Taze balık!
De nada. ¡ Pescado fresco!
Taze balık...
Pescado fresco...
Şöyle hatırlıyorum, her salı taze balık alırım çünkü en fazla bir hafta taze kalırlar.
No, yo no sé como hace usted Pero yo compro el pescado fresco los Jueves No lo guardo en casa una semana
Sana biraz taze balık getireceğim o zaman.
Te traeré pescado fresco.
Taze balık, makarnanı istiyor musun?
¿ Quieres tu pasta, novato?
Taze balık ve tavuk kanı kokusunu takip ettim.
Siguiendo los rastros de pescado y sangre de pollo.
Balık, balık, taze balık, balıkkkkkk!
¡ Pescado! ¡ Tengo pescado!
Taze balık.
El pescado fresco.
Sana taze balık getireyim biraz.
Te traeré algo de pescado fresco.
Buradan taze balık alacağım, dostum! Onların yaptıklarını telafi edeceğim, öyle değil mi?
Yo tenía peces frescos aquí, tengo derecho a una compensación.
Taze balık!
¡ Pescadito fresco!
Yüzmeyi, fotoğraf çekmeyi ve taze balık ürünlerini seviyor.
Al señor Vincoeur le gusta nadar, la fotografía y el marisco fresco.
- Ve İtalya'ya taze balık getireceksin.
- Y traen pescado fresco de nuevo a Italia.
Taze balık!
Pescado fresco. Nosotros lo pescamos y usted lo compra.
Taze balık var bugün!
¡ Trucha fresca hoy!
Taze balık!
Trucha fresca. Trucha fresca.
- Ahh, taze hava, taze balık.
- Ahh, aire fresco, pescado fresco
Güneş altında yaşarız, sen de bana taze balık pişirirsin.
Cocinarás pescado fresco.
Nasty Nate denen adam meyve kokteylimin peşinde. ve buradaki herkes taze balık seviyor.
Está este tipo "Nate el Repugnante", que quiere mi frutita de cóctel,... y a todos aquí les gustan las ovejas.
İnsanlar taze balık istiyorlar hem de çok taze. O kadar ki, canlı balığın bedeli ölmüş taze balığın bedelinden on kat fazla. Pazar yerindeki balıklar gittikçe daha da küçülüyor.
A la gente le gusta el pescado fresco... muy fresco, tal es así, que el precio del pescado vivo es 10 veces el precio del pescado fresco muerto, y los peces del mercado se están volviendo cada vez más pequeños.
- Taze balık.
- Un pez nuevo.
Taze balık deposunda iki vardiya boyunca çıplak çalışmayı mı tercih edersin yoksa Müdür Peskin'le seks yapmayı mı?
¿ Qué prefieren : Trabajar dos turnos desnudas en la marisquería o acostarse una vez con el director Peskin?
Eve dönerken markete uğradı ve akşam yemeği için taze balık aldı.
Camino a casa, fue al mercado a comprar pescado.
Balık pazarı buldum ve taze balık aldım.
Compré pescado fresco.
Güzel taze balık!
Pescado fresco!
Taze balık!
Pescado fresco!
Fareleri sevmediğinizi duydum. O yüzden size taze balık hazırladım.
Me han dicho que no te gustan los ratones, por lo que he preparado pescado fresco para ti
- Taze balık.
Pescado fresco.
Çiğ balık yediğinde, biraz da olsa taze su vardır.
Al masticar pescado crudo, tiene algo de agua.
Sizin için çok güzel taze bir balık da ayırdım.
Tengo un bonito trozo de pescado fresco para ti también.
Ne olursa olsun bir general yemekte istediği şeyi bulmak ister. Balık olur, taze çilek olur, altın tabak olur- -
Un general siempre consigue lo que quiere para cenar, sea lo que sea,... aunque se trate de pescado fresco o fresas en platos de oro.
Balık satın alan kişi taze olanı bayata tercih eder.
Además, el cliente elige el género. Y si hay pescado fresco, ¿ quién se va a conformar con el otro?
Demek ki burada taze balık var.
Entonces tendrán pescado fresco.
Balık! Hepsi çok taze!
¡ nuestras vacaciones terminaron!
Taze balık! ...
¡ Pescados!
Bu balık taze değil!
¡ Este pescado no es fresco!
Gölden balık tutmaya gideceğiz. Taze taze.
Luego iremos a pescar al lago pescado fresco.
Satılık güzel balıklar, taze! Taze olduklarına garanti veriyorum!
¡ Les garantizo que son frescos!
Som balığı taze ve tok ve birazcık fazla pişmiş.
El salmón era fresco y firme, solo un poco recocido.
Dondurulmuş balık, taze morina ıstakoz kuyruğu gibi şeyler.
Pescado congelado, delicias de merluza, eh..., croquetas de bacalao y tronquitos de cangrejo y así.
Büyük taze bir balık pişirebilirim.
Que podria cocinar un, gran, y fresco pescado.
Yesene, balık bugün çok taze...
Coma, el pesacado está muy fresco.
Oysa 5 metre ötedeki okyanus taze balık kaynıyor.
¿ Eso es lo que debemos comer en la mejor marisquería de Belice?
Evet, hanım kızım. Burada taze balık satıyoruz.
Sí, aquí vendemos pescado fresco.
- Bugün "Gümüş Balık" taze mi?
- ¿ Esta hoy el'Pez Plateado'fresco?
Gümüş Balık pek taze görünmüyor.
Este Pez Plateado no parece muy fresco
Balık taze ve temiz.
El pescado debería ser bueno y estar fresco.