Ucret traducir español
430 traducción paralela
Daha iyi çalisma sartlari istiyor. Ve daha fazla ucret.
Quiere mejores condiciones de trabajo... y estar mejor pagado.
Saatlik 0.80 franka karsi ucret artisi grevi.
¡ Habla! Huelga por un aumento de salario de 0,80 francos la hora...
"Ücret, lütfen."
"Su boleto, por favor"
1 ) Sekiz saatlik çalışma saatleri tamamen yasa dışıdır ve yönetime bağlı bir olay değildir. 2 ) Ücret artışı... 4 ) Uygun davranış...
Un trato justo.
Cumartesi Dans Gecesi Yer : İtfaiye Binası - Ücret : 25 sent
BAILE DEL SÁBADO POR LA NOCHE SALA DE BOMBEROS. 25 CENTAVOS
Ücret toplayıcı.
Revisor.
Ücret artışı alacaksın... iki misli.
Un aumento : El doble.
Ücret ödüyorsam ona yolcu denemez, değil mi?
Está claro que si le pago un sueldo, no es un pasajero, ¿ verdad?
- Ücret mi?
- ¿ Minuta?
- Ücret.
- En efectivo.
- Ücret.
- ¿ Efectivo?
Ücret için bana güveneceksin.
Tendrás que fiarme algo.
Ücret bir şilin. Pek makul görünmüyor gerçi. Geç oldu.
La entrada es un chelín, pero para usted no sería justo, es muy tarde.
Ücret konusunda endişelenme, tatlım.
No se preocupe por cobrar.
Ücret aylık $ 10.
El salario es $ 10 por mes.
Ücret başta çok fazla değil ama burada aldığımdan daha fazla. O yüzden...
No pagan mucho, pero es más de lo que gano aquí- -
- Ücret ne kadar?
- ¿ Cuánto pagan?
Ücret ne kadar?
¿ Cuánto paga?
Ücret kişi başı 200 Pound.
El precio será 200 libras cada uno.
Ücret kırıcı. Hah. - Komitenin bunu duyması lazım.
Verás cuando se entere el Comité.
Ücret çok değil.
Claro que el sueldo no es muy alto...
Ücret hiç önemli değil. Sadece...
eso no sería importante, justamente yo.......
- Ücret sorun değil.
- El dinero está bien.
Ücret hemen hemen bu kadar.
- 35 ¡ 35 mil liras! ...
- Ücret?
- ¿ Cuánto es?
Çok uğraştım. Ücret çok düşüktü.
Pero ha sido un esfuerzo inútil, pagan una miseria.
- Ücret nedir?
- ¿ Cuánto pagarás?
- Ücret kötüyse neden oyalanayım? - Pekâlâ.
- Si paga mal, no perderé tiempo.
Ücret ve komisyon.
Salario y comisión. "
- Ücret 300 dolardı, o kadar param yoktu.
- Costaba 300 y no los tenia.
Ücret, bir adamı öldürmeyi haklı yapmaz.
El sueldo no justifica ir a matar a un hombre.
- Ücret yerini kendin doldur.
- Rellenas el sueldo tú mismo.
Ücret meselesinde oldukça cömert olacağım.
No escatimaré en gastos respecto de sus honorarios.
- Ücret almıyoruz.
- Nada.
Ücret ne kadar?
¿ Cuánto pagas?
- Ücret ne kadar?
¿ Cuánto pagas? 20.
Ücret ne kadar?
- ¿ Cuánto pagan?
Ücret için pazarlık ederler.
Te regatean las tarifas.
Ücret istemez.
No le cobro.
- Canınızı korumak. Ücret karşılığında.
Salvar su vida, por cierta suma.
Ücret karşılığı çalışırım.
Tengo que trabajar para vivir.
- Ücret.
- El precio.
Ücret mi?
¿ La tarifa?
Ücret, lütfen.
Los papeles, por favor señor.
Ücret konusunda Albert Graves yetkili kılınmıştır.
Dejaré que Albert Graves decida sus honorarios.
- Ücret ne kadar?
- ¿ Cuál es la paga?
Ücret 200 dolar demiştin Shu.
Dijo que eran 200, Shu.
Ücret bir buçuk milyon yen.
Los honorarios son un millón y medio de yenes.
Ücret?
¿ Mi honorario?
Ücret mi? Doğru adamı bulacak olursak, ayda 150 vereceğiz.
Son 150 dólares mensuales para el hombre indicado.
- Ücret almadan mı?
- ¿ Gratuitamente?