Ugra traducir español
927 traducción paralela
Long Branch Bari'na bir ugra istersen.
¿ por qué no te acercas al Long Branch Saloon?
Gitmeden yine uğra.
Pásate por aquí antes de irte.
Bir ara uğra?
¿ Quieres ir a conocerla?
Şehre geri döndüğünde, bana uğra.
Cuando vengas a la ciudad, ven a verme.
Bilmeni isterimki eğer yolun batıya düşerse gel bir uğra, mekana bir göz at.
Solo quería decirte que si vas al oeste, pasa a visitarme.
Uğra tabii.
Sí. Hazlo.
Bir gün uğra ve benimle Kızılderili vur.
Ven un día y mataremos indios.
Arada uğra Charlotte.
Ven a Longbourn, Charlotte.
Benim burada olduğum bir ara uğra Marcia.
Pásate cuando esté aquí, Marcia.
Bu evrağı al ve muayene için Astsubay Cooper'a uğra.
Tome esto y vea al sargento Cooper para el examen.
Bir ara yazıhaneme uğra.
Me gustaría hablar de negocios.
- Yarın bir uğra.
- Debo verlo primero.
Muhakkak buraya uğra, tamam mı?
Adiós, tía.
- Yarın uğra.
Venga mañana.
Geri döndüğünde taşındığımız eve bir uğra.
Cuando regreses al pueblo... ven a la casa donde nos estamos mudando.
Şapkamı eğip, "Seni tanımak güzeldi, bir ara tekrar uğra" mı demeliyim?
¿ Qué saque mi sombrero y diga, "Fue agradable conocerte"?
Sonra yine uğra.
Vuelva más tarde.
Bir anlık zaafında Hollywood'a yolun düşerse uğra deyivermişti.
- Volamos juntos en Inglaterra. Me dijo que lo visitara, si tenía tiempo.
Yarın büroma uğra. Bana borcu olanların bir listesini vereceğim sana
Mañana te daré una lista de los que me deben.
Kararını verdiğinde bana uğra.
Y no quiero que me atosiguen. Cuando se decida, venga.
Anlıyorum. Eğer Tokyo'ya kadar gelirsen, uğra.
Ven a verme cuando vengas a Tokio
Saat yedi gibi evime uğra.
Pásate por casa a las siete.
Joe, kasabaya bir uğra.
Joe, envía recado a la ciudad.
Aksam üstü bir uğra.
Pasa a verme esta tarde
Her geldiğinde uğra.
Ven cuando llegues.
Bu akşam. Bana bu akşam tekrar uğra, olur mu?
Esta noche ; vuelve esta noche. ¿ Te parece?
Bir ara uğra, görüşelim.
Te echamos de menos.
Ne olursa olsun, salona yine uğra... Ama Roma'yı düşünüyorsan, bir an önce git.
De todas formas, pasa luego por el taller, y, si decides irte a Roma, vete ya.
Sabah Barb'a uğra da zararının karşılığını ödeyeyim.
Pase por el rancho por la mañana y le pagaré lo que ha perdido.
Deep Smith'e yolun düşecek olursa, bize de uğra.
Si alguna vez va a Deep Smith, háganos una visita.
Sevimli George'la evlenmeyeceğimi düşünüyorsan, yarın sabah bir uğra.
-... con George, venga mañana.
Gelecek hafta uğra bana.
Vuelve la semana que viene.
Bu heriflerin ağız kokusunu çekmekten sıkılırsan bana uğra.
Si quieres dejar de ser manejado por esos tipos, avísame.
Kawaguchi'ye gelirsen lütfen bana uğra.
Si vas a Kawaguchi por favor pásate a verme
Yolun buralara düşerse bize uğra.
Asegúrate de visitarnos cuando estés por esta zona.
Gece bana uğra, sana müzik setimi göstereyim.
¿ Pasarás esta noche? Quiero que veas mi cadena.
Abinin köşesinde yazmayı bıraktıktan sonra bir ara uğra da sana hayatın kırılgan düzeni hakkında bir ders vereyim.
Cuando no esté escribiendo la columna de tu hermano revisaré ese delicado panorama de la vida.
Yani... Brooklyn Acuzesi'ne uğra, sonra bana gel, son bir aptalca şaka yap... sonra da git!
Así... que vas adonde la Arpía de Brooklyn, me visitas, haces un último chiste tonto, y ¡ en marcha!
Bu adrese uğra.
- Para en esta dirección.
Uğra dostum!
¡ Pasa por allí!
Kasabaya bir daha geldiğinde, uğra da ellerin için bir şey vereyim.
Otra vez que vaya a la ciudad, pásese por casa y le daré algo para las manos.
Yarın bana uğra, boşum.
Ven a verme mañana. Estaré dos días viudo.
- Geri gel ve bize uğra.
- Vuelva a vernos.
Yine uğra, Adem.
Hasta la próxima, Adán.
Ara sıra uğra. Ne kadardır burada olduğuma bakarsın.
Venga de vez en cuando para ver si sigo aquí.
Aklın başına gelince bana uğra.
Venga a verme cuando se harte.
- Ara sıra bize uğra. Bir şey olursa da ara.
Llámame si necesitas algo.
Ona bir telefon et ya da uğra.
Llámala o pásate.
Dönerken uğra!
¡ Has visto qué doradas!
Şuraya uğra.
Por ahí.
Tamam, resepsiyona uğra.
Él hará Sus clientes olvidan