English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ V ] / Vam

Vam traducir español

431 traducción paralela
Rahatsız ediyor musunuz? Onu tam kıvamına getirmişken?
Justo cuando la tenía cerca de la meta.
Yumurtalar da tam kıvamında.
Los huevos están perfectos.
- Tam kıvamında.
- Estaba perfecta.
- Kıvamında.
- ¿ Perfecta?
Kıvamında.
Perfecta.
Kahvenin kıvamında, şarabından da soğuk olduğundan emin ol.
Asegúrate de que el café sea fuerte y que el vino esté frío.
- Tam kıvamında!
- ¡ Oh! lo suficiente.
Koyulaşsın çorba, kıvamına gelsin
¡ Hierve! ¡ Hierve!
Plağı kıvamına getirmeseydim, sen asla kıramazdın.
No lo habría hecho si no lo hubiera ablandado antes.
Kıvamına geldi.
Está listo.
- Domuz pirzolası kıvamında.
- Tierna como una chuleta de cerdo.
Tam kıvamında.
Está perfecto.
Ama eğer payına düşen görevi yapmazsan, biz...
Pero si no finalizas tu parte del trabajo, Vam- -
Hayır bence kıvamında.
No me parece.
Hayır, kıvamında.
No, está bien.
- Tam kıvamına gelmek üzere.
- Ya casi está terminada.
Tam kıvamında.
Oh, la temperatura está muy bien. La temperatura está bien.
Kıvamına getirir, koyulaştırır çorbamızı.
Haz nuestro brebaje espeso y viscoso.
Bence bizimki kıvamına geldi ve hazır.
Creo que nuestro muchacho ya está a punto de hablar.
Kanı bana ölümsüzlük iksirini verecek ama uygun kıvam için yeteri kadar korkmadı.
No resulta sencillo que su sangre destile la sustancia que necesito.
En seçkin, sulu, taze Cornish tipi koç mesanesi kullanırız. Boşaltılmış, buğulanmış, susamla tat verilmiş fondü kıvamına getirilip tarlakuşu kusmuğuyla süslenmiş.
- Usamos los trozos más escogidos de vesícula de carnero hechos al vapor, aromatizados con semillas de sésamo, batidos hasta formar una crema con vómito de alondra.
Tam kıvamında.
¡ Qué rica salsa!
Tam kıvamında, az pişirilmiş.
Muy poco frecuente.
Ve de kıvamı... görünürde tek bir kabarcık bile yok.
A simple vista tiene la consistencia de una burbuja.
Yardıma ihtiyacınız vamı?
¿ Puedo ayudar?
Birincisi, yumurtalar kıvamında olacak...
Primero, los huevos no deben cuajar...
Tam kıvamında bir ordu.
Eso hace un buen Ejército.
Adamı tam kıvamına grtirdim.
Puedo liar al chico cuando quiera.
Hey, Steve, bu şeyleri hamur kıvamına getirmem için yardımcı olur musun?
Steve, ¿ me ayudas con esto de la mezcla de pastel?
Bizim Billy'nin kıvam durumu nedir?
¿ Qué tal le va a nuestro Billy?
Benimki şu an idiot kıvamında.
El mío se ha vuelto idiota.
Hem s.çmış hem sıvamıştır sanki.
Y te hubiera restregado la mierda así.
"sünmüş peynir parçaları, dilimleri keserken... " sakız kıvamında, ortada birikmişler. "
"Nudos de queso que se juntan en el centro mientras cortan los trozos."
Çorbanın kıvamını hâlâ bulamadın, ha?
Así no conseguirás que te salga la sopa bien.
Yanında biftek kıvam ölçücü ver.
Te mandaré las banderillas para los filetes.
Şerefinize bir ziyafet vereceğiz, bütün özel yemeklerimizden, domuzlardan... nane soslu hazırlatacağız, ve biraları kıvamına gelene kadar ısıtacağız.
Digo, daremos un banquete en su honor, preparé nuestras especialidades jabali con salsa de menta y montones de cerveza caliente bien en su punto.
İyi şeyler kıvamında bırakılmalı. Çok komik.
No puedo con tanta belleza.
Çikolatalı milk shake. Kıvamı koyu olsun.
Malteada de chocolate, extra espesa.
Paçalarını biraz erken sıvamıyor musun tatlım?
¿ No es esto como el cuento de la lechera?
Kahvem şu anda tam kıvamında, Bunun dışında hiçbir şey beni etkileyemez.
Mi café tiene el color adecuado, el resto me trae sin cuidado.
Sonra ona köfte şeklini veririm, ama çok dikkatle, kıvamını kaçırmayacaksın.
Y luego la voy amasando suavemente para no estropear la carne. ¡ Virge, me estás abriendo el apetito!
Tek hatırlayacakları, bir katilin adalet tarafından aşırı bir cezaya çarptırıldığı olacaktır.
Todo lo que vam a recordar es que un asesino fue castigado por la ley con la pena capital.
Kıvamında pişmiş görünüyor.
Cocido en su punto.
Eh, sen de gül bahçesi kıvamında değilsin.
No es que tú estés como una rosa.
Henüz abajur kıvamında değilim.
No me voy a poner la lámpara en la cabeza.
Ah, şimdi tam kıvamında.
Ahora si está perfecto.
- Kıvamı koyu olsun.
- ¿ Qué?
Kıvamı koyu demiştim!
¡ Dije espesa!
Leon pirincin kıvamı iyi.
- Leon, el arroz está a punto.
- Tam kıvamında.
Justo en la boquita.
- Tam kıvamında.
- Bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]