English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yaklaşın

Yaklaşın traducir español

6,088 traducción paralela
Yaklaşın ve hapsedin.
Acérquense y arréstenlo.
Başka bir şekilde yaklaşın, Dedektif.
Pruebe con otro enfoque, detective.
Evde bir hareketlenme olursa, O ve Ruzek biraz daha yaklaşın.
acérquense. Vean si hay movimiento en la casa.
Ekip-2, binaya yaklaşın.
Equipo Dos, aproxímense.
- Biraz yaklaşın.
- Acérquense un poco.
Bu yüzden, Einstein'ın da ortaya koyduğu gibi ışık hızına yaklaşıldığında, garip şeyler olur.
Es por eso que, como mostró Einstein pasan cosas extrañas cerca de la velocidad de la luz.
Bu, yaklaşık yüz milyon yıl evvel dinozorların neslinin tükenmesinden hemen önceydi.
Eso fue hace unos cien millones de años poco antes de que los dinosaurios desaparecieran.
Atomlar birbirine yaklaşırken, oğlanın elektron bulutu kızınkini iter.
A medida que los átomos se acercan las nubes de electrones del niño alejan a las de la niña.
Dolayısıyla atmosferik basınç bizim alışkın olduğumuzdan yaklaşık % 50 daha fazlaydı.
Y estaba a más de un kilómetro y medio por debajo del nivel del mar, por lo que la presión atmosférica era un 50 % superior a lo que estamos acostumbrados.
Yaklaşık 10.000 yıl önce, iklim ve deniz seviyelerindeki dengesiz salınımlar sona erdi.
Unos 10.000 años atrás, las maníacas idas y venidas del clima y del nivel del mar se detuvieron.
Dünyanın her yerine yayılan atalarımız yaklaşık 10 bin yıl önce başka bir iklim değişimi olan buz devirleri arasındaki ılıman mola dönemini fırsat bilerek tarımı icat etti.
Hace unos diez mil años nuestros antepasados por todo el mundo se aprovecharon de otra forma del cambio climático el clima más suave de la interrupción en la Edad de Hielo. Ellos inventaron la agricultura.
İntikamcıların kulesi yaklaşık 15 blok kuzeyde.
La torre Avengers está a unas 15 cuadras al norte.
Ayrıca babanın seçimleri de yaklaşıyor. Bu durum yüzünden eyaletteki tüm senatörler koltuklarını koruma derdine düşecektir.
Y tu padre tiene... unas elecciones en breve, y todos los senadores... del estado van a estar peleando por sus asientos... con lo de la redistribución de distritos.
Cadılar bayramı yaklaşıyor ve onu durdurmazsak Phears'ın hayalet ordusunu özgür bırakacak gücü olacak.
Se acerca Noche de Brujas y Phears tendrá el poder de liberar a su ejército de fantasmas, si no lo detenemos.
"Yaklaş, dudaklarını büz ve..." "Benimle ıslık çal"
Acércate, pon tus labios con los míos y silba conmigo.
"Yaklaş, dudağını büz ve..." "Benimle ıslık çal"
Acércate, pon tus labios con los míos y silba conmigo.
Ama Varış Günü yıldönümü yaklaşıyor. Bunların biraz abes kaçacağını düşündüm.
Pero con el día de la llegada cerca, creo que podría ser de mal gusto.
Yani, matematiğe Çin yaklaşımını.
Sí, el enfoque de China a las matemáticas.
Komiser Denton, tanığın ölümünden yaklaşık 15 dakika önce bir ankesörlü telefondan arama yaparken görüldü.
La inspectora fue vista realizando una llamada desde un teléfono público aproximadamente quince minutos antes de la muerte del testigo.
Gabriel, Carter'ın adamları yaklaşıyorlar.
Gabriel, los hombres de Carter se están acercando.
Evet, Tinker yaklaşık bir saat önce bir hastanın kaydını aldığını söyledi.
Sí, Tinker... dijo que hiciste una consulta a un paciente hará una hora...
İki Çin destroyeri buradaki Yonaguni ada sınırlarının 5km içine girdi. Yaklaşık altı saat önce.
Dos destructores chinos entraron en aguas dentro de un radio de cinco kilómetros de la isla Yonaguni que aquí muestro, aproximadamente hace seis horas.
Yaklaşık 48 saat için, Senatör Bradshaw'ın yer aldığı bir komite, Meksikaya Geo-9 uydu sistemi satışını oylayacak.
En menos de 48 horas, el comité del senador Bradshaw votará para recomendar la venta del sistema de satélites Geo-9 a México.
Eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm ama seni gözaltına altına aldıklarını yaklaşık bir saat önce öğrendim.
Perdón por interrumpir la diversión, pero no estaba informada de que estuviera detenido hasta hace una hora.
Deeks, kimseye görünme, Brunson'ın adamlarına yaklaş.
Deeks, quédate en la parte baja, acércate a los hombres de Brunson.
Mesajların yarısı bombalamada şüpheli olarak belirlenen kayıp kardeşiyle ilgili yorum isteyen muhabirler. Diğer yarısı ölüm tehdidi ve bunların yaklaşık üçte ikisi tecavüzü de içeriyor.
Casi la mitad de los mensajes son periodistas... pidiendo un comentario sobre su hermano desaparecido... al que llaman sospechoso del atentado, la otra mitad son amenazas de muerte, y de ellas, cerca de dos tercios incluyen la violación.
Ve bazen yanlış olan bir şeyden uzaklaşırken, doğruya yaklaşırsın.
Sólo son una fantasía, y a veces, hay que alejarse de algo falso para toparse con algo de verdad.
Büyürken farkettim ki, etrafımızda vuku bulan şeylerin doğal olduğunun, insanların doğaldır, hep bu şekilde olacaktır yaklaşımının yanlış olduğunu, doğal falan olmadığını, bazı şeylerin değişebileceğini ;
Al crecer, ya sabes, poco a poco tuve este proceso de entender que todas las cosas que me rodean, lo que la gente me había dicho que era la forma natural en que las cosas serían no era en absoluto natural, había cosas que se podían cambiar
Yılda yaklaşık 120 milyon dolar kazanıyorlar. Ve kendi kayıtlarına göre maliyeti buna yakın bile değil.
Ganan alrededor de 120 millones de dólares por año a través del sistema PACER y no cuesta nada cercano a eso de acuerdo a sus propios registros.
Bu ihtimale baktığımızda, yargı organının farklı bir yaklaşım oluşturması gerekirdi.
Dependiendo de lo que hiciera, crearía un análisis diferente que la ley debería interpretar.
Tıkanmayı ve hasarın bir kısmını azaltmak amacıyla hastanın yaklaşık 30 cm'lik bağırsak bölümünü çıkarıyorum.
Extirparé aproximadamente 30 centímetros del intestino del paciente para liberar un bloqueo y parte del daño.
Bölge savcısı ile konuşacağım. İdam yerine yaklaşık 20 yıl yatacaksın. Pekala.
Voy a hablar con el fiscal... y ver que consiga 20 años en lugar de vida.
Yaklaşık 20 genç kadının tacirler tarafından kaçırıldığını sanıyoruz.
Tenemos aproximadamente a 20 mujeres jóvenes secustradas por traficantes.
Yazılarında bilimsel yaklaşımın ilk kıpırtılarını bulabilirsiniz.
En sus escritos, puedes encontrar trazas primerizas del método científico.
Gördüğümüz ışığın dalga boyu ses dalgalarına kıyasla o kadar kısadır ki bu kadarcık alana yaklaşık 50,000 ışık dalgası sığabilir.
Y la longitud de onda lumínica que vemos es mucha más baja que las ondas sonoras. Unas 50.000 ondas lumínicas podrían caber justo aquí.
Babamın bir zamanlar dediği gibi,... eğer çita sana yaklaşırsa,... onu yere itmen gerek.
Como me dijo una vez mi padre, si el guepardo se te acerca, tienes que empujarlo hacia el suelo.
Ve, evet, yaklaşık bir yıldır Fitz ve ben, iyi ve kötü zamanlar geçirdik, Kocamın dizginlenemez fedakarlıkları için...
Y sí, ha sido un año difícil para Fitz y para mí, subidas y bajadas, nunca he estado más orgullosa de mi marido
Umut etmiştim ki kendi öz babana daha saygılı yaklaşırsın.
Esperaba que tuvieras a tu propio padre en más alta estima.
Kendi hayatınla dilediğini yap ama bir daha Alison'ın yanına yaklaşırsan en iyi durumda hapse düşersin... En iyi durumda.
Haz lo que quieras con tu vida... acabarás... en prisión en el mejor de los casos... y eso en el mejor de los casos.
- Sınavların yaklaşıyor. - Dikkatimin dağılması mı?
¿ Y por qué la policía o los tribunales se preocupan por él?
Bu yüzden büyük miktarda yiyorsanız tahıl ve bakliyat. Amerika Birleşik Devletleri'nde, gibi daha yakın bulunuyor 70, 80, için bu olan tahıl bağlı olarak değişir. soya fasulyesi yaklaşık yüzde 90.
En los EE.UU. que está cerca de un 70-80 %, dependiendo del grano 90 %... 90 % de la soja.
Ben tohum 75 kiloluk çanta satın Ve o tohum çanta bana sürecek, Şu anda, yaklaşık iki hafta.
Compro una bolsa de semillas de 70 libras. Esa bolsa de semilla tendrá una duración de unas dos semanas.
Senin bunları yaşama zamanın da hızla yaklaşıyor.
Seguro que tu momento está acercándose rápido.
İnsan ırkının sonu yaklaşıyor.
La especie humana se acerca a su fin.
Yaklaşık 1 metre boyunda bir Halfling'ken yarım metrelik asmalar arasında koşarken 2 metrelik bir canavarı yumruklamaya çalıştın mı ki hiç?
- ¿ Alguna vez has sido un 3 pies de altura media ling Corriendo a través de 2 pies de alto vides tratando de golpear a un monstruo de 7 pies?
Ajan J'in evden ayrılmasının üzerinden yaklaşık sekiz dakika geçti. Bölgedeki kaynaklarımız evin içinde ya da dışında hareket olmadığını... -... söylüyor.
Desde que el agente J se marchó de allí, han pasado unos ocho minutos y las fuentes sobre el terreno no informan de movimiento ni entrando ni saliendo de la casa.
Yaklaşımınız nedir?
¿ Cuál es su enfoque?
Bir daha Callie'ye 30 metre yaklaşırsan tutuklanırsın.
Si te acercas a treinta metros de Callie, serás arrestado.
Şimdi, kurbanlarını, kaçırdıktan yaklaşık 24 saat sonra öldürüyor.
Ahora, la hora de la muerta de las víctimas es apenas 24 horas después de su secuestro.
Söylediğine göre, barın sahibi Jack Anderson, Yamada ve yanında ki adamını yaklaşık 23 : 00 sularında başka bir müşteriyle kavgaya karıştıktan sonra bardan kovmuş.
Dice que el propietario, Jack Anderson, echó del local a Yamada y a uno de sus amigos sobre las once después de que se enzarzaran con otro cliente.
Kawailoa çıkışının yaklaşık yarım mil doğusu denebilir.
Digamos que... a poco más de medio kilómetro al este de la salida de Kawailoa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]