English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yapamazlar

Yapamazlar traducir español

1,085 traducción paralela
- Bunu bana yapamazlar, hayır.
No pueden hacerme esto.
Charriba'yla o çocuklarι ele geçirirsem bunu yapamazlar.
No acabarán conmigo, no si consigo a Charriba y a esos chicos.
Bütün gün şunu öttürmekten daha iyi bir şey yapamazlar mı?
¿ No tendrán nada mejor que hacer que tocar la campana?
- Sana yapamazlar diyorum.
- ¡ Le digo que no puede ser!
Müspet sahipler, özellikle devredilebilir mülklerin teslimi sırasında, hamilik yapamazlar.
El posesor directo no tiene custodia, sobre todo al entregar títulos de tradición.
Bunu yapamazlar, sümüklüler!
Son incapaces de ello. Son unos chicos tontos Da asco
- Yapamazlar.
- No podrían.
Bu aptallar benim sihirli güçlerime karşı birşey yapamazlar.
Esta gente no puede hacer nada contra mis poderes mágicos.
Bunu yapamazlar.
No pueden hacer eso.
Yoksul rahibeler iyiliğiniz için dua etmekten ve iyi komşu olmaktan başka birşey yapamazlar.
Pobres hermanas que ruegan por los demás y no piden más que ser buenos vecinos.
Milletin geleceğini yönlendirmeye çalıştılar, ama bunu yapamazlar çünkü...
Intentan planificar los futuros de la gente y no lo pueden hacer porque...
Yapamazlar.
¡ Dios mío! No pueden.
Yapamazlar.
No pueden.
Bunu yapamazlar.
No pueden hacer esto.
Hayır, Lije, yapamazlar.
Lije, no deben hacerlo.
Yasaya göre, Amerika'ya dönmediğim sürece beni durdurmak için bir şey yapamazlar.
Legalmente, a no ser que vuelva, no pueden hacer nada para detenerme.
Fakat yapamazlar.
No la tendrán.
Mini-misil projektörüm var. Bir şey yapamazlar.
Nos defenderemos con mi proyector de mini-misiles.
Hayır. Hayır. Bunu yapamazlar.
No, no pueden hacer eso.
Yapamazlar...
- Zira, ya sabes que no pueden...
Hiçbir şey yapamazlar.
No harán nada.
Hiçbir şeyi doğru yapamazlar.
Son un desastre.
Bunu asla yapamazlar, Jim.
Nunca lo harán, Jim.
Efendim, kızları kontrol eden iletişim merkezini yok edersek kızlar bir şey yapamazlar.
Si destruimos el centro de comunicaciones, no harán nada.
Yapabileceklerini sanırlar ; ama asla yapamazlar.
Todas creen que podrán, pero ninguna lo hace.
Bize burada bir şey yapamazlar.
¡ No pueden hacer nada con nosotros aqui.
İstesen bile seninle anlaşma yapamazlar. Onlar öldürmek için para alır, o kadar!
Aunque quieras, no podrás cerrar trato con ellos. ¡ Son sólo asesinos a sueldo!
Bunu yapamazlar.
No pueden estar haciendo eso.
... kılıcı olsa bunu yapamazlar.. .. onun için gerekiyor bu kılıç.
Si él tiene una espada... quizás fuese mejor
Yapamazlar.
No lo harán.
Hiçbir şey yapamazlar. Annem nasıl, iyi mi?
¿ Cómo está mamá?
Sekiz saatlik yanılma yapamazlar.
No pueden equivocarse de ocho horas.
Eğer seni bulamazlarsa Japon nüfuzuna rağmen. Kanıt olmadan hiçbir şey yapamazlar.
Si no te pueden encontrar no podrán hacer nada sin pruebas.
Bunu yapamazlar.
No pueden hacerlo.
Onlar ağız gargarası bile yapamazlar!
¡ Ni siquiera hacen enjuagues bucales!
Zaten sosyal açıdan başka türlüsünü yapamazlar.
Deben hacerlo.
Bundan paçayı kurtaramazlar. Old Cigaret varken yapamazlar.
No podrían hacerlo impunemente estando Cigaret de por medio.
Bunu henüz yapamazlar.
Aún no pueden hacerlo.
Onu yapamazlar.
No pueden hacer eso.
Bize bunu yapamazlar, hem de burada, Nashville'de.
No pueden hacernos esto aquí en Nashville.
Eğer onu duyduysan bunu yapamazlar.
- No sabrá si lo oyó.
Bize daha fazla bir şey yapamazlar.
Ya no nos pueden hacer nada más.
Belki yapabilirler, belki yapamazlar.
Puede que sí, puede que no.
Onlar yapamazlar!
¡ No puede!
Bunlar devrim yapamazlar.
Son incapaces de una revolución.
Sadece ben o üssü vurmaya devam ediyorum bu yüzden bana tam bir vuruş yapamazlar.
Lo único que he podido hacer es... seguir atacando esa base para que no puedan atacarme.
Ölürsem bana birşey yapamazlar. Sen de huzur içinde yaşarsın.
La policía no podrá hacer nada contra una muerta... y a ti te dejarán tranquilo, y podrás vivir en paz.
Yalan söylemeye alıştıkları için başka birşey yapamazlar.
Están tan acostumbrados a mentir que no saben hacer nada más.
Bilirsin, Londra'da onlar her yere yapamazlar.
En Londres, no cagan, ¿ sabes?
- Bir şey yapamazlar.
- No harán eso.
Çalıntı Sekiz milyar! Bu iki salak yalnız bu işi yapamazlar.
Y para llevarnos a ellos, solo tenemos a estos dos idiotas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]