Yapıyorsun traducir español
101,929 traducción paralela
Ne yapıyorsun?
¿ Qué hacen?
Ne yapıyorsun?
¿ Qué haces?
Burada ne yapıyorsun?
- ¿ Qué haces aquí?
Burada ne yapıyorsun?
¿ Qué haces tú aquí?
Şaka mı yapıyorsun?
¿ Me estás tomando el pelo?
Onu boşver. Ne yapıyorsun burada?
Ignórala. ¿ Qué estabas haciendo aquí?
Ne yapıyorsun?
¿ Qué estás haciendo?
Sen de yaptığın şeyleri onun gibi yapıyorsun.
Tú haces lo tuyo tan bien como él.
Yani babanın eski işini yapıyorsun, öyle mi?
¿ Así que estás haciendo el viejo trabajo de papá?
Sadece bildiğini düşündüğün için Ne yapıyorsun, bana bir çanta sarmana ihtiyacım olduğu anlamına gelmiyor.
Sólo porque crees que sabes... lo que estás haciendo, no significa... que necesito que me empaques una mochila.
Büyük hata yapıyorsun.
Estás cometiendo un gran error.
Kızıl, ne yapıyorsun?
Roja, ¿ qué haces?
- Ne yapıyorsun? Öylece gidip insanların şeylerini çalamazsın,
No puedes ir por ahí robando de otras personas...
Bunu neden yapıyorsun ki?
¿ Por qué harías eso?
Ne yapıyorsun?
- ¿ Qué haces?
Burada ne yapıyorsun?
¿ Qué está haciendo aquí?
Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun?
¡ ¿ Qué está haciendo?
Ne yapıyorsun?
- Quítenle la mordaza. ¡ ¿ Qué está haciendo?
Ne yapıyorsun?
! ¡ ¿ Qué está haciendo?
Beni bırak. Ne yapıyorsun?
Suéltame. ¿ Qué haces?
Burada ne yapıyorsun?
- ¿ Qué hacen aquí? - Siéntate.
O zaman yanlış yapıyorsun.
Entonces lo están haciendo mal.
Ne yapıyorsun bakalım?
¿ Y, qué haces?
Ne yapıyorsun?
¿ Qué está haciendo?
Bana neden aptal muamelesi yapıyorsun hep?
¿ Por qué crees que soy tan idiota?
Hayır, hayır, ne yapıyorsun?
No, no, ¿ qué estás haciendo?
- Hop, dur bakalım ne yapıyorsun?
- ¿ Qué estás haciendo?
Peki burada ne yapıyorsun, çok küçük bir şey?
Entonces, ¿ qué esta haciendo aquí una cosita tan linda como tú?
Ne yapıyorsun, keskiyi al hadi, yapma hadi.
¿ Qué estás haciendo, busca el cincel, vamos, hombre, vamos?
Dediklerimi yapıyorsun, ikimiz de Mike'mızın bükülmesini sağlayabilir.
Tú haz lo que digo, y ambos podríamos hacer que dobláramos las ganancias.
- Oh, yapıyorsun.
Oh, lo dan.
- Sen ne yapıyorsun?
¿ Qué coño eres?
Yani matematiği yapıyorsun.
Así que saca cuentas.
Hayır, şaka yapıyorsun herhalde.
Ahora está tratando de ser gracioso.
Ne iş yapıyorsun?
¿ Qué trabajo tienes?
Savunma halindeydi. Ne yapıyorsun?
actuó defensivamente.
Doğrusunu yapıyorsun.
Estás haciendo lo correcto.
Aman tanrım. Ne yapıyorsun?
Por Dios, ¿ qué está haciendo?
Bunu neden yapıyorsun?
¿ Por qué estás haciendo esto?
- Neden bunu yapıyorsun?
- ¿ Por qué estás haciendo esto?
Şaka mı yapıyorsun?
¿ Estás bromeando?
Aman Tanrım. Ne yapıyorsun?
Dios mío. ¿ Que está haciendo?
Aman Tanrım. Ne yapıyorsun?
Dios mío. ¿ Qué está haciendo?
Ne yapıyorsun Bay Wu?
¿ Qué está haciendo, Sr. Wu?
Neden bunu yapıyorsun Tanrı aşkına?
¿ Por el amor de Dios por qué estás haciendo esto?
Neleler yapıyorsun Dasha
¿ Cómo estás, Dasha?
- Ne yapıyorsun, Julian?
- ¿ Qué estás haciendo, Julian?
- Ne yapıyorsun?
- ¿ Qué haces levantada?
Neler yapıyorsun?
¿ Qué hay de nuevo?
Bunu yapınca için rahatlayacak mı sanıyorsun?
¿ Crees que eso te hará sentir mejor?
- Ne yapıyorsun?
- ¿ Qué haces?