English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yatağı

Yatağı traducir español

17,389 traducción paralela
Yatağımda ne işin var be? !
¡ ¿ Qué haces en mi cama!
Yatağının altına saklamışsın.
La escondiste debajo de tu colchón.
- Yatağın boştu. Kimi kandırıyorsun?
Vi tu cama vacía, así que, ¿ a quién piensas...?
- Odamdaki yatağı değiştirmenize gerek yok.
Y no necesitas cambiar la cama de mi habitación.
Hasta yatağında ölümsüz ruhu için dua ettim.
Me senté a su lado en la cama del hospital, rezando por su alma inmortal.
Yatağına!
¡ A la cama!
Polis seni yatağın altında, titrerken buldu.
de seis años... su hija.
Akşam eve gelince eşyalarını toplamana yardım edeceğim ve yatağımda yalnız uyanacağım.
Te ayudaré a hacer el equipaje... y, mañana, me despertaré solo en mi cama.
Eski faks makinesi neden yatağımın üzerinde?
¿ Por qué está la vieja máquina de fax en mi cama?
Rachel, yatağın kenarına oturman gerekiyor.
Rachel, sólo debemos ponerte en el extremo de la cama.
Yatağın kenarına oturana veya dayanamayacağı noktaya gelene kadar durmayacağız.
No pararemos hasta llevarla al extremo de la cama... o lleguemos a su punto de intolerancia.
Yatağına yatıralım.
Siéntala.
Yatağına yatabilirsin.
Vamos a llevarte de vuelta a la cama. Vamos a llevarla a la cama.
Hemen bir boyunluk ve yoğun bakım yatağı hazırlayın.
Necesito un collarín y una cama neuro en terapia intensiva, Por favor, ya.
Yoğun bakım yatağını kaybetmeyin.
Okay? No pierdas esa cama en terapia.
Hemen bir EKG ve yoğun bakım yatağı lazım ama en kötüsü geçti.
Necesitara un EKG y una cama en terapia, pero lo pero ha pasado.
Nefret ettiğim ofise gitmek için yatağından neden ayrıldığımı tekrar hatırlat.
¿ Recuérdame de nuevo por qué estoy dejando tu cama para ir a una oficina que odio?
General'i ölüm yatağında ziyaret ediyordu.
Ella estaba de visita en la general en su lecho de muerte.
Eric, doğruca yatağında doğru gidiyorsun ve... Hiç sanmıyorum anne!
Eric, debes ir a tu habitacion... no lo creo, Mama.
Ben yalnız başıma emekliliğimi düşünürken Lord Narcisse yatağını genç güzel bir şeyle paylaşıyor.
Lord Narcisse consigue compartir su cama con una cosa bastante joven mientras se espera que yo me retire sola.
Yatağını nasıl aşkla yaptığını gördüm.
Te vi preparar su cama con tanto cuidado!
Yoksa eğer bu gece yatağımda olmak istiyorum.
Pero si no, quiero dormir en mi propia cama esta noche.
Bu yatağı aylardır çevirmek istiyordum.
Llevo queriendo girar este colchón desde hace meses.
Mitchell, biraz önce yatağı çevirdik diye birbirimize beşlik çaktık.
Mitchell, acabamos de chocarla por darle la vuelta a un colchón.
Vice, sen ve Peter'in 3 yıldır aynı yatağı paylaşmadığınızı yazıyor. - Yüce Tanrım.
Vicepresidente informa que usted y Peter no ha compartido la cama durante tres años.
Yatağını kaldıracağım, böylelikle daha kolay nefes alacaksın, tamam mı?
Voy a levantar la cama para que puedas respirar mejor, ¿ sí?
- Lanet olsun Axl. Çık yatağımdan.
Diablos, Axl.
Yatağımda çıplak yatma!
¡ No estés desnudo en mi cama!
Git kendi yatağına yat. Çok geç!
Ve a tu propia cama.
Yatağında televizyon seyrederken bebek arabası taşıyan bir anne gördüm ve o an kafama dank etti.
Bueno, estaba acostado en tu cama viendo un programa sobre una mamá que levantó su auto para rescatar a un bebé, y lo comprendí.
Ama 52 kartlık tam bir deste mermi yatağındaki ölümcül mermiler gibidir.
Pero una cubierta completa es como un arma con 52 balas mortales en la cámara.
Koltuğu mu yatağımı tercih edersiniz?
¿ Deberíamos hacerlo en el sofá o en la cama?
Dinleyin, yemekten sonra kiliseye gitmeden annemlerin yatağında Noel şapkalarıyla ailecek resim çekilmek istiyorum.
Escuchen, cuando terminemos, antes de ir a la iglesia, quiero que todos nos tomemos una foto en la cama de mamá y papá, usando gorros de Santa.
Evet, yatağın altına da baktım. Her şeyi aldım.
Sí, y bajo la cama.
Şimdi yatağınıza gidin.
A la cama.
Dua et bu beni sıcak yatağımdan kaldırdığına değsin.
Mejor que haya merecido la pena despertarme para esto.
Yatağın altına saklan.
Escóndete debajo de la cama.
Erkeğim ben, yatağın altına saklanmayacağım.
Soy un hombre, no voy a esconderme debajo de la cama.
Yeni kitaplığım, yeni yatağım, televizyon ve çok konforlu olmadı mı Hailey?
Mi nueva biblioteca, mi nueva cama, la TV, y es... es muy acogedor, ¿ verdad, Hailey?
Posterlerle doluydu, yatağı birlikte...
- Sí. Lleno de afiches, sabes, e hicimos juntos la cama...
En son yatağın üzerindeydi.
Estaba en la cama.
Yatağın üzerinde kan yok. Çarşaflarda kan yok. Yerde kan yok.
No hay sangre en el colchón, en las sábanas, en el suelo, en la pared.
Şimdi de şöyle yatağın resmini çiz ve yatağa nasıl bağlandığını göster bakalım.
Bueno, ¿ por qué no haces esto...? ¿ Por qué no dibujas la cama y cómo estaba atada?
- Yatağın üzerine ve küvete gül yaprakları koy.
Pon pétalos de rosa en la cama, en la tina.
"Eve gittim, yatağıma yatıp uyudum."
"Me fui a casa, me acosté y dormí".
Memur Kucharski yatağın üzerinde oturmuş bazı evraklar dolduruyordu.
El ayudante Kucharski estaba sentado en la cama, llenando papeles.
Dassey savcılara dayısı Steven'ın Teresa Halbach'i çıplak olarak yatağına bağladığını anlattı.
Dassey les dijo a los abogados que su tío Steven tenía a Teresa Halbach esposada a la cama, desnuda.
Dayınız Steven'ın yatak odasında onu yatağın üzerinde gördüğünüzde böyle mi görünüyordu?
¿ Así se veía cuando la vio en la cama del dormitorio de su tío Steven?
Yatağın resmini çiz ve yatağa nasıl bağlandığını göster bakalım.
Dibuja la cama y cómo estaba atada.
Işıkları kapat ve yatağına geri dön!
!
Seninle beraber yumuşacık yatağımdayım.
A, cómoda cama cómoda... Contigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]