Yok muydu traducir español
2,502 traducción paralela
Durun. Bugün geçit töreni yok muydu?
Espera. ¿ No es hoy el desfile?
Wendy Scott-Carr için bakıcılık yaparken belgeleri var mıydı, yok muydu öğrenmeye çalışıyordum.
Trataba de averiguar si estaba indocumentada cuando trabajó como niñera para Wendy Scott-Car.
İçinde bir asansör yok muydu?
¿ No tenía ascensor?
Biletin bile yok muydu?
No tienes ninguna entrada?
- Belgen yok muydu?
¿ Sin papeles?
Bu ev Snoop Dogg'un klibinde yok muydu?
¿ Esta es la casa que se veía en el video de Snoop Dogg?
Kan yok muydu?
¿ Ni sangre?
Helen'ın hayatının o kadar değeri yok muydu?
- ¿ La vida de Helen no vale eso?
- Bu kapıda bir kilit yok muydu?
- ¿ No había cerradura en la puerta?
Milner, sende sinyal bozucu bir telsiz tarayıcı yok muydu?
Milner. ¿ No tienes un aparato con descodificador?
Bizi izliyordun. Kyle, senin hakkında tutuklama emri yok muydu?
¿ No hay una orden de arresto contra ti?
Orada benim bir repliğim yok muydu?
Yo decía algo ahí, ¿ no?
Çok aşırı mimik yok muydu?
"¿ No eran demasiadas muecas?"
Sally ile alt üst olduğunuzda üstünde bir şey yok muydu?
Cuando se puso caótico con Sally ¿ estabas en cueros?
- Odin, olanlardan haberin yok muydu?
Odin, ¿ no sabías de esto?
Gözüne kestirdiğin küçük bir kız yok muydu senin?
¿ Alguna chica que te interese?
Şu an elinde fırsatı yok muydu sanki?
¿ No fue una oportunidad la de hace un momento?
Onun da kalp sorunu yok muydu?
¿ no tenía un problema de corazón?
Terminalde uzun sıralar yok muydu?
¿ No había largas colas en la terminal?
Bana söylemek istediğin bir şey yok muydu senin?
¿ No había algo que querías decirme?
Atkim yok muydu benim?
¿ No traía bufanda?
Bana bir, uh, koşu borcun yok muydu? Ha?
¿ No me... debías una carrera?
Senin röportajın yok muydu?
¿ Tienes la entrevista?
Senin gideceğin bir doğum günü partisi yok muydu?
¿ No tienes una fiesta de cumpleaños?
Yani kalacak yeri yok muydu?
¿ Así que era un sin techo?
Etrafta onunla takılan başka kişiler yok muydu?
¿ Alguna otra persona con la que anduviera sigue por aquí?
Yeteri kadar yok muydu?
¿ No tiene todavía bastante?
Vaktin yok muydu?
¿ No tuviste tiempo?
- Bir şeyden haberin yok muydu?
- ¿ No sabía nada?
Haberin yok muydu?
¿ No lo sabías?
Mesaj yok muydu?
¿ No hay mensaje?
Kaderinde daha büyük işler başarmak yok muydu?
¿ No crees que debías hacer algo más importante?
Yani Beyaz Birlik uyuşturucu baskınıyla bir ilgisi yok muydu?
¿ No tiene que ver con la redada de la Alianza Blanca?
Senin yapicak isin yok muydu?
¿ No tienes trabajo que hacer?
Söylesene onların içinde altın yumurta da yok muydu?
Dime, ¿ Estaba entre las cosas un huevo de Farbege?
- Bu konuda yapabileceğin bir şey yok muydu?
¿ No hay nada que puedas hacer al respecto?
- Radarın yok muydu?
- ¿ Dónde estaba el radar?
Ama babamın babasının şeyi yok muydu... Yani çok içmez miydi?
¿ Pero no el papá de papá, no tenía un problema de ¿ no era alcohólico?
Bu hususta ona söylemek istemediğiniz birşey yok muydu?
¿ Había algo en particular, que no quería que él contara?
- Hey, o hatun da yok muydu orada?
- ¿ No estaba aquella chica?
Ama senin bir abin yok muydu?
¿ Qué no tienes un hermano?
Gerçekten bensiz dişin yok muydu?
En realidad, żno te podrían crecer los dientes sin mí? Bueno, está bien, bueno, yo-yo dije que no se podía.
Arkadaşın yok muydu?
¿ Ninguna amiga?
Uçağın yok muydu senin?
Creí que tenías que tomar un vuelo.
- Farı yok muydu?
- ¿ Sin luces?
Kesecek trafik cezanız yok muydu bugün?
¿ No tenéis que rellenar ninguna multa hoy?
Senin şeyin yok muydu...
No tienes una...
Zaten bir erkek kardeşi yok muydu?
¿ No tiene ya uno?
Bir bidon daha yok muydu?
¿ Tenemos otro tanque?
Neden. Seçme şansın yok muydu?
¿ Por qué otra elección?
Başka bir şeyiniz yok muydu?
¿ Es lo único que tiene?