Yüzükler traducir español
334 traducción paralela
Yüzükler, bilezikler ve mücevherlerle bezeli bir elbise.
Anillos y pulseras, y un vestido cubierto completamente con ellos.
Ayrıca çalışma masası çekmecesindeki yüzükler bilezikler ve mücevherleri de almayı unutma.
Y no te olvides de coger los anillos y los brazaletes y las joyas del cajón de la cómoda.
Samur kürkler, pırlanta yüzükler.
Abrigos de pieles, joyas en cada uno de mis dedos.
Sendika aidatlarınızla ve toplanan haraçlarla 150 dolarlık takım elbiseler, elmas yüzükler alanlar için ne hisseder?
¿ Qué le parecen los hombres que se pagan trajes de 150 $... y anillos de diamantes con vuestras cuotas del sindicato y vuestras comisiones?
Saçlarına elmaslar, parmaklarına yüzükler takarım.
Diamantes en el pelo, rubíes en los dedos.
Saatler bileklerinde, yüzükler parmaklarında, para ceplerinde.
Reloj en la muñeca, anillos en los dedos, dinero en los bolsillos.
İpek çarşaflar, elmas yüzükler, balayı süitleri.
Sábanas finas, anillo de brillante...
Her parmağında yüzükler vardı
Tiene, anillos pequeños en todos los dedos.
Yüzükler sayesinde değil.
No, no con los anillos.
Haremlerden alınmış altın yüzükler.
Anillos de los harenes.
Bilirsin, yüzükler...
usted sabe de anillos?
Yoo benim karım böyle yüzükler takmaz.Bu fazla gösterişli
No, mi esposa no se pondría un anillo así. ¡ Es demasiado ostentoso!
Yüzükler, kolyeler, İmparator'un Broşu...
Las sortijas, los collares, el broche del Emperador...
Yüzükler bende.
Tengo los anillos.
Yüzükler?
¿ Qué son esos anillos?
Bu elindeki yüzükler kolayca çıktı ; ancak diğer eldeki daha büyük ve değerli olanı ne kadar çekiştirse de yerinden oynatamadı.
Los anillos de esta mano pudo quitárselos enseguida, pero los de la otra, que eran más grandes y más preciosos, tira y tira pero no podía quitárselos.
Bıçağını çıkardı yüzükler takılmış eli param parça etti.
Entonces, sacó el cuchillo y le cortó la mano con todos los anillos.
Tam olarak anlamadığım bir şeyler duydum. Bir düşman ve yüzükler hakkında ve elfler hakkında beyim.
Escuché algo que no entendí sobre un Enemigo, Anillos y Elfos, señor.
Her iki gözünde de yüzükler için birer yuva var.
Hay un agujero en cada ojo para los anillos.
Yüzükler benim artık!
¡ Tengo los anillos!
Giysiler, silahlar, yüzükler, onlara benzemek için her şeyi. Adem gibi çırılçıplak.
Ropas, armas, identificaciones, anillos para ser como ellos... desnudo y sin restricciones como el padre Adán.
Yüzükler, taşlar, ıvır-zıvır...
Anillos, baratijas, piedras...
- Sam, yüzükler sende mi?
- Sam, ¿ tienes el anillo?
- Mücevherler, saatler ve yüzükler falan, bir dolapta, bir ayakkabı kutusundaydı.
Encontramos joyas... relojes y anillos... ese tipo de cosas... en una caja de zapatos en el armario.
Babam hep "Böyle şeylerden uzak dur." der. Çünkü erkeklerin ciddiyetini giysileri, arabaları, taktığı yüzükler gösterirmiş. Erkekler için yani.
Mi padre acostumbraba a decirme que... es mejor destacar por tu propia seriedad... que por la ropa, los coches o los brillantes... tratándose de hombres.
- Yüzükler, gümüşler, çantalar, saatler, cüzdanlar... Silahsız, yalnızca çıplak elle.
- Anillos, collares, relojes, bolsos, carteras Sin armas, sólo con las manos.
- Bunun anlamı "Yüzükler önde, yılanlar arkada" mı? !
- Esto significaba "El anillo al frente y la serpiente detrás"?
Her iki kolu da yüzükler ve takılarla doluydu...
Lleva anillos y muchas joyas en los dos brazos.
Komutan Reichleitner'dan yüzükler bittikten sonra kuyumcu atölyesini kapatma emri aldım.
Tengo ordenes de Reichleitner de cerrar el taller cuando terminen los anillos.
Evet, öyleydi. Çünkü bu yüzükler altındı, esrarengizdi. Ve her parmağa da uyuyordu.
Así es, porque era de oro y misterioso, y encajaba en cualquier dedo.
Bu yüzükler de neyin nesi?
- ¿ De quien son esos anillos?
Yüzükler ucuz.
Los anillos son baratos.
Yüzükler ucuz mu?
"Los anillos son baratos".
Yüzükler ucuz derken bunu mu kastediyordun?
¿ Eso quieres decir con : "Los anillos son baratos"?
Altın zincirler, madalyonlar, yüzükler...
Cadenas, medallones y anillos de oro.
Yeni bavullar, yeni yüzükler ve damadın gözündeki ışıltıdan.
Por sus maletas nuevas, sus anillos nuevos... y el brillo en los ojos del caballero.
Saatler, yüzükler, para anahtarlar... her şeyi.
llaves... todo.
Az para da istemem. Yatlar, köşkler, kürkler, elmas yüzükler, vizon kürkler.
Y hablo de mucho dinero, un yate, una mansión pieles, anillos de diamantes, abrigos de visón.
Haç, yüzükler.
¡ El crucifijo! ¡ Los anillos!
Yüzükler hala sen de mi?
¿ Aún los tienes?
Yüzükler lütfen.
El anillo, por favor.
Güzel yüzükler, parmaklar.
- Tienes joyas y manos bonitas.
Yüzükler.
Anillos.
Yüzükler.
El anillo.
Tabii ki, yüzükler çift halindedir.
Claro, son pareja.
- Bu yüzükler, 3000 dolar.
Todo eso vale $ 3.000.
- Hey cüzdan, yüzükler ve saatleri verin! - Beni mi deniyorsun? - Hey orospu çocukları!
¿ Quieres probarme?
- Önce cüzdanlar sonra yüzükler ve saatler.
Primero las billeteras, las sortijas y luego los relojes.
Sadece saatler ve yüzükler için son bir kez bakmak istiyorum. Neredeyse bitirdik.
Ya casi terminamos.
Tamam, yüzükler!
Ok, los anillos.
Yüzükler. Cüzdanlar. Çantalar.
Los anillos, las carteras, los monederos, los clavos.