English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çıkardım

Çıkardım traducir español

8,442 traducción paralela
Zarftaki pulu buhara tutup çıkardım sonra da Beverly D'Angelo'ya hayran mektubu gönderdim o pulla.
Le quité la estampilla a su sobre... para mandarle una carta de fan a Beverly D'Angelo.
Aklımdan çıkardım.
Y lo enterré.
Unutma Julien, seni buzdolabından çıkardım ama geri de koyabilirim.
Recuerde, Julien, te saqué de este congelador, y puedo poner de nuevo en.
- Pekala. - Ben de afet takımlarını çıkardım.
Saqué los kits de desastre.
Çıkardım ama onu almak için döndüğümde gitmişti.
Lo hice, pero cuando fui para traerlo, él se había ido.
- Fok miyoglobin geninden DNA çıkardım.
He extraído ADN de un gen de mioglobina.
Elektromanyetik alanları ve anormallikleri ölçen EMF cihazımı çıkardım.
He encendido mi EMF, el cuál mide el campo electromagnético y las anomalías dentro de él.
Keltoşla dövmeli gorilinin karşısında epey iyi iş çıkardım.
Oye, no se me dieron nada mal el calvo y su amigo, el gorila tatuado.
Para vermem için yapıyordu. Cebimden bozukluğu çıkardım. Gücümün farkında değilmişim galiba.
Quería que le lanzara unos centavos, así que pesqué una moneda en mi bolsillo y supongo que no conozco mi propia fuerza.
Kıyafetlerimi çıkardım, yatağa girdim ve bir insan teni hissettim.
Y me desvisto y me meto en la cama y noto piel humana,
Takip listemden çıkardım. Ne diyor?
Deja de seguirle. ¿ Qué dice?
Menzilini dört katına rezonansını üç katına çıkardım.
Cuadrupliqué el rango, tripliqué la resonancia.
- Omuzundan kurşun çıkardım.
Le retiré una bala del hombro.
Ben de ona dil çıkardım.
Yo le hice otra.
- Arama emrini çıkardım.
Hemos avisado a todos los cuerpos.
Sebepsiz yere Andy ile kavga çıkardım.
Me peleé con Andy sin razón.
Tahmini bir yön çıkardım.
Tracé una trayectoria aproximada.
Sonra silahımı çıkardım...
Saqué mi pistola...
- Apantisti çıkardım. Bebek nasıl?
- El apéndice está fuera. ¿ Cómo está el bebé?
Mümkün olduğunca çok ölü doku çıkardım.
He extirpado todo el tejido muerto que he podido.
Seni buraya çıkardım, böylece aklından çıkarabilesin diye.
Te traje aquí para que puedas sacártela de la cabeza.
Bu tür cinayetleri biraz araştırdım... ve Bangor, Maine'den San Diego, Kaliforniya'ya kadar yarım düzine çıkardım.
Bueno, investigué un poco este tipo de asesinatos y encontré una media docena diseminados desde Bangor, Maine, hasta San Diego, California.
Bunun içinde bir cihaz vardı? Onu çıkardın mı, Cassandra?
El altavoz que estaba aquí dentro. ¿ Tú lo sacaste, Cassandra?
Buradaydı, onu çıkardın mı?
El altavoz que estaba aquí dentro... ¿ lo moviste?
Ambalaj örneklerinden herhangibirini çıkardınız mı?
¿ Has sacado alguna muestra del envase?
Beni hiçliğin ortasına götürdüler, göz bandımı çıkardılar, sonra da gitmeme izin verdiler.
POLICÍA Me dejaron en el medio de la nada, Me quitaron las vendas y después me déjaron ir.
Yani bence, senin adamın Tony'ye.. ve diğer adama yardım ederek, seni Caspere'ın hisselerinden çıkardı.
Así que para mí, parece que tu hombre ayudó a Tony y a este otro tipo a joder las acciones de Caspere.
Biraz önce bir grubu çıkardım.
Acabo de mover a un grupo.
Bunu nereden çıkardığını anladım ama yanılıyorsun.
Veo cómo llegaste a esa conclusión. Pero te equivocas
İçeri girip kıyafetlerini ne kadar hızlı çıkardığını görmek istiyorum. - Wade Kinsella, davranışını açıkla bakalım.
¿ Por qué no entramos en casa y vemos cuánto tardas en quitarte la ropa? Wade Kinsella, explícate.
Roma ordusunun doğrudan yoluna çocuklarınızı mı çıkardınız?
¿ Llevaste a tus hijos, derecho a la ruta de acceso del ejercito romano?
Buckley makyajımı çıkardıktan sonra bir şey istedi diye seni arayacaktım.
Anoche quise llamarte porque Buckley necesitaba algo... y ya me había quitado el maquillaje.
Evet ama sanırım herkesi çıkardık oradan.
- No, pero creo que sacamos a todos.
- Bunu nereden çıkardın amına koyayım?
- ¿ Cómo diablos lo sabes eso?
Şarabımın tadını çıkardın mı?
¿ Disfrutó mi vino?
Sorun çıkardığım için üzgünüm.
Lamento ser un dolor.
Sonra da yaşlı bir adamı yıkıntıların arasından mı çıkardın?
Así que sacó un anciano de entre los escombros?
- Oraya seni Walker mı çıkardı?
¿ Walker te llevó ahí arriba?
O adam gibi olma. Roxxon enkazından çıkardığımız plakayı tarattırdık.
Investigamos la matrícula que obtuvimos de los escombros de Roxxon.
Korunmuş dokudan çıkardığımız, önceden bilinmeyen patojende, Markridge'de bu silaha için genetik olarak değiştirdiğimiz geni yerleştirdik. Truva Operasyonu için Çeçenistan'da yayılmış olacağız.
Del tejido preservado extrajimos... un patógeno previamente desconocido, que modificamos genéticamente... en Markridge en arma, la cual será desplegada en Chechenia para la Operación Troya.
Senatör, çıkardığımız bu kargaşayı temizlememiz gerekiyor, hem de hızlıca.
Senador, debemos limpiar esta cagada nosotros mismos, y rápido.
Saldırmaya başladığı anda diğer polisleri çağırdım ve Dedektif Miller'ı odadan çıkardılar.
Tan pronto como empezó a atacarle llamé a otros oficiales y retiraron a la Detective Miller.
Yargıcın itirafı kanıt sıfatından çıkardığı göze alınırsa Bayan Miller'ın tanıklığını bir eş olarak mı yoksa bir polis memuru olarak mı yaptığını jüriden ayırması nasıl beklenebilir?
Dado, Su Señoría, que la confesión ha sido excluida, ¿ Cómo puede esperar el jurado distinguir la declaración de la Sra. Miller como esposa de la de oficial del policía?
Hamile olduğumu ya da bebeği aldırdığımı, sana güvenerek söylediğim halde neden gidip kocama söyledin? - Güvenimi boşa çıkardın.
¿ Por qué le contaste a mi marido que estaba embarazada, o que aborté, cuando yo te lo conté en confianza?
Benim görüş alanımdan, hareketlerinden bunu çıkardığımı söyleyebilirim.
Desde donde estaba, solo pude deducir... por sus movimientos que eso es lo que hacía.
Oradan elli üç tane kutu çıkardık sen de bir kutuyu seçip içinden Waits'in dosyasını mı bulacaksın?
Hemos sacado 53 cajas de ahí, ¿ coges una y encuentras el expediente de Waits?
İyi biri. Ailesi gizemli bir şekilde ölen bir yabancı, ilk kurbanla birlikte barda gözüküyor ve katilin takıntılı olduğu genç, saf kızımızı baştan çıkardı.
Un desconocido cuyos padres murieron misteriosamente, y que estaba en un bar con la primera víctima y quien sedujo a nuestra joven ingenua, con la que el asesino está obsesionado.
İçini dışına çıkardığım için özür dilerim.
Perdón por haberte volado cuatro dedos.
İkincisi, Mike'dan hoşlandığımı da nereden çıkardın?
Y en segundo lugar, ¿ qué te hace pensar que estoy con Mike?
İyi iş çıkardın, şimdi bırak icabına bakayım.
Bien hecho. Déjame eliminarlo.
Bütün bu paylaşma muhabbetinden çıkardığım sonuç bu.
Esa es mi conclusión en base a estas malditas charlas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]