English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çıkarın onu

Çıkarın onu traducir español

1,830 traducción paralela
- Çıkarın onu.
- Echarle.
- Dışarı çıkarın onu.
- Llévenlo afuera.
Çıkarın onu buradan!
Sácala de aquí!
Tamam, çıkarın onu.
De acuerdo. Puede llevárselo.
Çıkarın onu.
Sáquenlo de allí.
Çıkarın onu içimden.
Sácamelo.
- Çıkarın onu.
- Llévenselo de aquí.
- Çıkarın onu buradan.
- Sáquenlo de aquí.
- Çıkarın onu buradan!
- ¡ Sáquenlo de aquí!
Çıkarın onu.
¡ Sáquenlo!
Çıkarın onu, beyler.
Subidle, chicos.
Çıkarın onu buradan!
¡ Sáquenlo de aquí!
Çıkarın onu!
¡ Sáquenlo!
Çıkarın onu oradan.
Sáquenlo de allí.
Yeter artık, çıkarın onu.
Bueno, es suficiente. Déjalo salir.
Çıkarın onu!
- No puedo.
Çıkarın onu! Onu çıkarın buradan.
¡ Sáquenlo de aquí!
Hadi, döverek çıkarın onu içimden.
¡ Quítenme eso a golpes, desgraciados!
Çabuk çıkarın onu buradan!
Sácalo de aquí ahora!
Tommy, Kevin, onu geri yukarıya çıkarın.
Tommy, Kevin llevadle arriba.
Siz ikiniz, çıkarın onu buradan.
Ustedes dos, saquen lo de aquí.
Ya onu dışarı çıkarıp yardım çağırmadın ya da ona bir şey yaptın çünkü konuşacağını sandın.
o te la llevaste fuera, y no le conseguiste ayuda, o le hiciste algo... porque pensabas que iba a hablar.
Onu rahat bırakın. Birini seç yoksa yoksa bu çıkar.
Elige una, o te saco esto.
Onu oradan çıkarın.
Sáquenlo de allí.
Onu dışarı çıkarın.
Sáquenla de aquí.
Ama yüzde onu çıkarırsak yıllık kazancımın hepsi bu kadar.
Pero si pagamos el 10º % del valor es el salario de un año entero.
Onu sahneye çıkarın!
¡ Tráiganla!
Peki. Onu oradan çıkarın.
Vale, sacadle de ahí.
- Lütfen çıkarın onu!
- Flujo sanguineo cayendo
Çok eğlenceli bir hasta. Yatıştırıcının etkisi geçmeden onu yukarı çıkarın.
Yo lo subiría antes de que se le pase la sedación.
Bir daha onu aramaya kalkarsan gırtlağından elimi sokar bağırsaklarını çıkarır boynuna dolarım!
Si alguna vez intentas volver a ponerte en contacto con ella, atravesaré tu garganta y agarraré tus intestinos, arrastrándolos y esparciéndolos en tu cabeza!
Onu çıkarın buradan.
Llévenselo de aquí.
Onu öldürecek, çıkarın beni!
¡ Moriremos todos! ¡ Sacadme!
Onu dışarı çıkarın ve hazırlayın.
Llévala afuera y prepárala.
- Onu bağlayın ve dışarı çıkarın.
- ¡ Amárrenlo y sáquenlo! - ¿ Qué?
Eğer size zorluk çıkarırsa onu kullanın. Tamam mı?
Si les da algun problema úsenla, ¿ De acuerdo?
Onu hemen çıkarın.
iTenemos que prepararnos!
Onu platforma çıkarın, böylece bu topraklar üzerinde planlar yapmanın ne demek olduğunu hayat boyu unutmasın.
Amárrelo al mástil de la bandera para que se grabe de quien es esta tierra.
Çamaşırhanede yıkamak üzere kıyafetlerini çıkarırken onu gördüm ve baldırlarındaki diz bağlarının izlerinin esiri oldum birden.
la vi desvistiéndose en la cocina para lavarse... y... quedé... fascinado... por las marcas de ligas en sus muslos.
Yaşlı kadın ölesiye dövülmüştü. Kocası acımasızdı, kendinden geçmişti. Bize zorluk çıkarınca, Nicky onu yere yatırdı.
La vieja estaba hecha mierda, el marido totalmente drogado quiso darnos problemas, y Nicky lo bajó.
Onu hava alsın diye çıkarıyordum.
La llevaba a tomar aire fresco.
Tamam, onu dışarı çıkarın.
Bien, sáquenla.
- Çıkarın onu buradan.
- ¡ Llévatelo!
Üstelik, onu şimdi temize çıkarırsak otomatik olarak çözülmemiş bir cinayet davasını yeniden tetikleyecektir.
Además, si lo absolvemos ahora, automáticamente se iniciará una investigación sobre el crimen no resuelto.
Onu koridora çıkarın.
Sácalo al pasillo.
- Onu çıkarın oradan!
- ¡ Sáquenla de allí!
Kravatın nerde. çıkar onu.
¿ Dónde está tu corbata? Sácala.
Evet, o gün sınıfta öylece cebime tıkıştırmıştım. Aynı gece yurt odama gittiğimde cebimdeki tüm bozuk paralar ve anahtarlarla beraber onu da çıkarıp masamın üzerine yerleştirdim.
Si, la puse en el bolsillo ese día en la clase y a la noche en mi cuarto, la saqué, la puse en el escritorio con las llaves y algo de cambio.
Onu dışarı çıkarın, dışarı çıkarın!
¡ Sáquenlo, sáquenlo!
Onu buraya koyma. Eşyalarını da yıkarı çıkart!
No pongas eso ahí Pon tus cosas en el piso de arriba!
- Strange onu bulmadan önce ne yaptığını geçiştirdi gibi sanki. Hiçbir çıkarı yok.
No parece tener posibilidad de ganar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]