Çıkıyorlar traducir español
1,816 traducción paralela
- Yavaş, görüşümden çıkıyorlar.
- Los voy a perder de vista.
Buraya çıkıyorlar. Aynı yolu kullanacağız.
Bajaremos por donde ellos subieron.
Geceleri 10 katına çıkıyorlar. Kendine gel.
y habrá diez veces más de ellos.
Nilüfer yaprağı gibi suyun üstüne çıkıyorlar. Bende onları kepçe ile alıyorum.
Luego flotan como azucenas y yo las recojo.
Çıkıyorlar sadece, değil mi?
Sólo están saliendo.
Çünkü seninle çıkıyorlar.
Porque salen contigo.
Sen bir dene. Ve bana hayaller gördüğümü de söyleme. Çünkü her yerde karşıma çıkıyorlar ve ben bunun sebebini öğrenmek istiyorum.
Inténtalo y no me digas que lo estoy imaginando porque aparecen por todos lados y quiero saber por qué.
Ah, evlât, burası tam bir hapishane beş dakikada bir girip çıkıyorlar, sana bağırıyorlar uyumaya çalışırken gelip beni ters çeviriyorlar.
Hijo, es como una prisión, nos visitan cada 5 minutos. Te manosean, y te voltean mientras intentas dormir.
Çıkıyorlar.
Aquí vienen.
Anlattım size, memur bey, bazen bu çocuklar kontrolden çıkıyorlar.
Ya les dije, oficiales, a veces estos niños se descontrolan.
Arka taraftan çıkıyorlar.
Saldrán por detrás.
Çıkıyorlar!
¡ Están saliendo!
Çünkü görünen o ki güzel bir şeylere sahipsiniz, ve güzel şeyler nadir ve kötü şeylerin aksine, bulunması zor, karışık şeyler, ki... her yerde karşına çıkıyorlar.
Porque parece que vosotros tenéis cosas muy buenas, y las cosas buenas son poco frecuentes y difíciles de conseguir, no como las cosas realmente jodidas y complicadas, que... parecen estar por todas las putas partes.
Oh, dışarı çıkıyorlar.
Ya salen. Aparten la mirada.
Kırk kişilik sınıflara girip çıkıyorlar.
¿ Atender a uno en una clase de cuarenta?
Silah sesleri geliyor. Çatı katına çıkıyorlar.
Hay disparos en el vestíbulo.
Yaşıyorlar. Ben her şeyimi kaybederken, onlar hep sağ salim çıkıyorlar.
Sobreviven, siempre sobreviven mientras yo lo pierdo todo.
Çıkıyorlar mı?
¿ Están saliendo?
Dur. Hala çıkıyorlar mı?
Espera, ¿ aún salen?
İçeri girip çıkıyorlar.
Entran y salen.
Bak, patronlarım karşı çıkıyorlar. Kanıta ihtiyaçları var.
Verá, mis jefes son contadores y necesitan pruebas.
Bazen bozulup kontrolden çıkıyorlar.
A veces se descomponen.
Görmelisiniz çocuklar nasıl da kabuklarından çıkıyorlar.
Debería de ver cómo los estudiantes se están abriendo a sí mismos.
- Çıkıyorlar.
- Están saliendo.
Çıkıyorlar.
Están saliendo.
- Dışarı çıkıyorlar.
Están saliendo.
Çıkıyorlar. Kaçın, kaçın!
Están saliendo. ¡ Corran, corran!
Uzayı keşfetmek için gösterdiğimiz çabayı bazen 15. ve 16. yüzyıldaki kaşiflerin bilinmeyen toprakları keşfetmek için gösterdikleri çabaya benzetiyorum. Bütün araç gereçlerini yanlarına alarak belki de hiç dönmeyecekleri bir yolculuğa çıkıyorlar.
Muchas veces nuestros esfuerzos para explorar el espacio se han comparado con las grandes exploraciones de los siglos XV y XVI, los primeros en cruzar el océano e ir a territorios desconocidos teniendo que llevar todos los suministros con ellos
Hangardaki çocuklar oraya gidip, ikişer tane alıp çıkıyorlar.
Los chicos del almacén habían entrado, de a dos, y se habían llevado todo.
Suçluların % 67.5'i hapisten 3 yılda çıkıyorlar.
El 67.5 % de los criminales regresan a prisión antes de los 3 años.
Ertesi gün geldi ve bana tanıştıklarını söyledi, şimdi de... Ve şimdi de çıkıyorlar.
Viene la tarde siguiente y me dice que se conocieron, y ahora y ahora están saliendo.
Tepeden yukarıya çıkıyorlar.
¿ Dónde está mi hermano?
Ve "Bakın, Tolchucklar onlarla yemeğe çıkıyorlar." diyecekler.
"Y, mira, los Tolchuck salieron a cenar con él".
O topuklular üzerinde bu çatı katına nasıl çıkıyorlar merak ediyorum.
Me pregunto si se parecerá al loft de "Head over heels"
Yaratıklar mezarlarından çıkıyorlar.
Las criaturas saliendo de sus tumbas.
Arkadan çıkıyorlar.
Vuelvan. Déjenlos escapar.
Bildiğimiz deri sırtlı kaplumbağalar, ısıyı içlerinde üretebilirler ve eğer şimdi bıraktığı yumurtalara termal kamerayla bakarsanız bunun kanıtını görebilirsiniz. Vücudundan çıkıyorlar, İşte, bakın!
sabemos que las laúd pueden generar calor internamente y hay prueba de ello si se miran los huevos que ella deposita con una cámara térmica están emergiendo de su cuerpo y están amarillos casi blancos probando que están más calientes que el entorno
Arka kapıdan çıkıyorlar.
Está saliendo por la puerta trasera.
Martin'in kelebek muhafazasına göz kulak oluyorum. Kelebekleri bu akşam kozalarından çıkıyorlar.
Estoy cuidando las mariposas de Martin, las mariposas salen esta noche de su capullo.
Halkın önüne Astronot ördek Addey olarak çıkıyorum, ve beni bir kral gibi karşılıyorlar.
Hago apariciones públicas como Addey el Astro-pato y me tratan como a un rey.
Burada US Bankasının camlarını kırıyorlar. Buradan hemen çıkmalıyız.
Están rompiendo los escaparates del Banco de EE UU.
Nereden çıkıyorlar?
¿ De dónde los sacan?
Bu adamlar. Umutsuzca bir çıkış arıyorlar, görmüyor musun?
Están desesperados por encontrar una salida.
Ve çığlık atıyorlar.
Y estan gritando.
Çok nadiren balık çıkartıyorlar.
Rara vez sirven pescado.
Şu herif sahneye çıkınca sizi ayağı kaldırıyorlar. Alkışlıyorsun falan, olay bu.
Te hacen levantarte cuando empieza la cosa y aplaudes y ya está.
New York'un en güzel göğüs aralığı olan seksi kızlar sütyenlerini çıkarıyorlar.
- Efectivamente. Las muchachas más guapas de los antros topless más famosos de Nueva York se quitarán sus sujetadores.
Çıkış için yol arıyorlar.
Buscan la forma de salir.
- Çıkıyorlar mı?
- ¿ Están saliendo?
Dışarıdaki kışkırtıcılar sorun çıkarmaya çalışıyorlar.
Ahora esos alborotadores están ahí causando problemas.
Hey, Niçin kıçım için bir anıt yapmıyorlar?
Ey, � Por qu � no edifican un santuario a mi culo?