English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çıkıyorum

Çıkıyorum traducir español

10,080 traducción paralela
Ben çıkıyorum.
Me... me voy.
Concord'doğru yola çıkıyorum ben.
Iré a Concord.
- O zaman işten çıkıyorum.
- Bueno, entonces estoy sin trabajo.
Buraya geldiğimizden beri ilk kez dışarı çıkıyorum.
Es la primera vez que salgo desde que llegamos.
Ben çıkıyorum.
Yo saldré.
Şimdi çıkıyorum ve sakın karşıma çıkma, tamam mı?
Me voy y no vas a detenerme, ¿ o sí?
Hayır, dışarı çıkıyorum.
No, voy a salir.
Ben çıkıyorum.
Me largo.
Shelby'yle çıkıyorum.
He estado saliendo con Shelby.
- Tamam, yola çıkıyorum.
Si, estoy en camino.
- Katılmak ister misin? - Hayır, ben dışarıya çıkıyorum.
¿ Quieres unirte a mí?
Yola çıkıyorum.
Estoy de enviar hacia fuera.
19 yıldır bu işi yapıyorum Louie. Hâlâ devriyeye çıkıyorum.
Llevo haciendo esto diecinueve años, Louie, y sigo haciendo patrulla.
Ne demek. Ben çıkıyorum.
De nada.
- Ben çıkıyorum!
Ya me voy.
Birazdan çıkıyorum.
Salgo en un minuto.
Kapsülün dışına çıkıyorum.
Voy a salir de la cápsula.
Tekrar ediyorum, kapsülden dışarıya çıkıyorum.
Repito, voy a salir de la cápsula.
Dışarıya çıkıyorum.
Voy a salir.
Bugün ofisten erken çıkıyorum.
Hoy debo salir más temprano.
Bu yüzden üst katta çıkıyorum.
Volveré arriba.
Önümüzdeki hafta gemiyle yola çıkıyorum.
Embarco la semana que viene.
Ama yarın şehir dışına çıkıyorum bir veda etmek istemiştim.
Pero me voy de viaje mañana y quiero despedirme.
Jenny! Jenny, ben dışarı çıkıyorum! Jenny!
¡ Jenny! ¡ Jenny, debo salir! ¡ Jenny!
Birkaç defa çıkarız, sonra iş seyahatine çıkıyorum derim.
Mirad, tendremos un par de citas, entonces yo me iré a un "viaje de negocios".
Bu akşam Fas'a doğru yola çıkıyorum.
Me marcho a Marruecos esta noche.
- Çıkıyorum.
- Ahora salgo.
Ben de çıkıyorum.
También me voy.
Güzel, çünkü ben dışarı çıkıyorum.
Bien, genial, porque voy a salir, así que buena suerte manteniendo el fuerte.
Çıkıyorum.
Me voy.
Çıktım! Çıkıyorum.
Me voy.
Ben gezmeye çıkıyorum.
Voy a salir a dar una vuelta.
Tanrım, bu kelimeyi ettiğinde baştan çıkıyorum.
Oh, Dios, me excito cuando dices esa palabra.
- Ben dışarı çıkıyorum.
- Voy a salir.
Peki... Sen ve askerlerinin Boston'dan çıkışına izin vermemi istemeye geldiğini sanıyorum.
Ahora supongo que me pedirás que te permita a ti a tus hombres irse de Boston.
Yok, taşıyıcılık yapıyorum.
No, un sustituto.
Baba, çık odamdam, rap yapıyorum.
Papá, sal de mi habitación, estoy rapeando.
Böylesine önemli bir filmin seçmelerinden çıkıp gittiğine inanamıyorum.
No puedo creer que te hayas ido de la prueba para una película importante.
Kocalık görevim olan çöpü çıkarmakla başlıyorum.
Comenzando con mi deber marital de sacar la basura.
- Evet. Ama bir süredir sana söylemek istediğim bir şey de var ve bunu değişik şekillerde söylemeye çalışıyorum ve ağzımdan hep yanlış, aptalca ifadeler çıkıyor.
Pero también he estado esperando durante un rato para decirte algo, y, sigo intentando decírtelo de diferentes maneras y solo sigue saliéndome mal en su lugar, como, de forma estúpida.
Tavırlarından ve elmacık kemiklerinden Milt olduğunu çıkarıyorum.
Por tu comportamiento y tus pómulos, supongo que eres Milt.
Çıkışı bulmaya çalışıyorum.
Trato de encontrar la salida.
Çünkü hoşlandığım adam ya da hoşlanmıyorum bile, yalnızca yarım bir randevuya çıktık ve benim çok dramatik olduğumu...
Porque este chico que me gusta, Yo fui a una cita con él y él decía que le gustaba...
- Ayrıca bir sürü sıkıcı sunum yapıyorum.
Bueno, también hago un montón de presentaciones aburridas.
Adam, bu işi gerçekleştirebilmek için bir çıkış yolu bulmaya çalışıyorum.
Adam, intento hallar una manera de mantener esta orgía.
Yıllardır burada yaşıyorum ama birden ortaya çıkıp geçici heveslerin yüzünden beni buradan atmaya çalışıyorsun.
He estado viviendo aquí años, ¿ y ahora apareces de la nada intentando echarme por uno de tus famosos caprichos?
Bu iniş çıkışları kaldıramıyorum Michael.
No soporto todos estos altibajos que tienes. ¿ Sabes cómo me está afectando?
Kıçımı temizlemek için uğraşıyorum.
Trabajé muy duro para estar limpia.
Banyo kapısını açıyorum ve bu dalavere ortaya çıkıyor.
Abrí la puerta del baño y esa ola salió.
- Zaten pek sık çıkmıyorum.
Casi nunca salgo.
Belki saçımı bizzat bu savaş ağarttı ama son yedi senedir yaşananlara şöyle bir bakıyorum da kıçıkırık konutlandırma daireleri için ne çok çaba harcıyoruz.
Quizás la lucha me ha hecho viejo, pero observando cómo se ha desarrollado durante los últimos siete años, por todo lo que hemos pasado por unos cientos de viviendas dispersas...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]