Ölebilir traducir español
1,264 traducción paralela
Kusarsa ve kusmuk ciğerlerine giderse, ölebilir.
Si el vómito le va a los pulmones, morirá de neumonía por aspiración.
Yapmazsanız ölebilir.
Puede morir si no se le opera.
Kan sulandırıcı verirsem, sokakta kanamadan ölebilir.
Si le doy un anticoagulante, podría morirse en la calle.
Tedavi etmezsem kan pıhtılaşmasından ölebilir.
Si no le trato, podría morirse por un coágulo.
Çocuk hapiste dayak yerse, kanamadan ölebilir.
Si le pegan en la cárcel, se desangrará y morirá.
- Bize kanı lazım. Kızı ölebilir.
Si no, su hija podría morir.
Arabada fenalaşırsa ölebilir.
Si se desmaya en el tráiler, podría morir.
Nasıl ölebilir ki?
¿ Cómo habrá muerto?
Çocuk ölebilir. Bunu biliyorsunuz.
Este niño podría morir.
Birçok kişi ölebilir.
Como mucha gente.
Savaş savaş düzinelercesi ölebilir.
Batalla tras batalla, docenas podrían morir.
Gammy kendini iyi hissetmiyor. Sanırım Gammy her an ölebilir.
Tu abuela no se siente muy bien creo que tu abuela se está muriendo.
Orada gerçekten ölebilir misiniz?
El medio ambiente es artificial. ¿ Se puede uno morir allí?
O yaşlı biri, her an ölebilir.Şimdi kaldır kıçını!
Es vieja y se puede morir. ¡ Muévete!
- Ama senin yolunla masum insanlar ölebilir.
Pero a tu manera, gente inocente podría morir.
Hayır, bir şey olmaz. Ama kısa zamanda geri getirmeliyiz. — Bugünkü antibiyotiğini almazsa ölebilir.
Oh seguro, pero tenemos que traerlo pronto, si no le inyectamos el antibiótico hoy, él podría morir.
— Ölebilir mi?
- ¿ ¡ Morir! ?
Evet, ölebilir. Kolay bir ölüm de olmaz.
- Si morir, y no será una muerte rápida tampoco.
Bir insan sırf kurbağanın gözlerine bakmakla bile felç olabilir, hatta ölebilir.
Incluso si llegas a ver los ojos de la rana, puedes quedar paralizado o hasta morir.
- Yerinden oynatılırsa ölebilir ve yorulabiliriz.
Sacarlo ahora podría matarlo y cansarnos.
- Adamımız ölebilir.
Lo va a matar.
Kızın ölebilir.
- ¿ Quieres matarla?
Evet. Ölebilir.
Sí, es probable.
Öldürebilirler. - Istvan hemen ölebilir.
Sí, mátalos, quiero a Istvan muerto.
Yüzüğü veremeden ölebilir.
Puede que muera antes de entregar el anillo.
Birkaç gün içinde birileri ölebilir.
En un día o dos, alguien puede resultar muerto.
Birkaç gün içinde birileri ölebilir.
Eres un hombre malo, malo.
Hangisi olduğunu bilmezsem ölebilir.
Si no sé qué toxina es, podría morir.
Aramızdan birisi ölebilir.
Y es probable que uno de nosotros muera.
Ölebilir!
Ella podría morir.
Dr. Garvey, ilaçsız bıraktığınız bir sonraki mahkûm... sadece pahalı olduğu için, ölebilir.
Dr. Garvey, la próxima vez que prive de medicinas a un recluso... sólo por ahorrar dinero, tal vez termine muerto.
Korra'yı alırsan, çok fazla Tok'ra ölebilir.
Si entregas a Korra, morirán otros Tok'ra.
Sana yalan söylemeyeceğim - ölebilir de.
No voy a mentirte. Podría morir.
Başarısız olursa, Orner ölebilir.
Si no funciona, Orner puede morir ;
Evet, olabilir ama ateşi düşürmezsek bu adam ölebilir.
Si no le bajamos la fiebre, morirá.
Bu bağışıklık olmazsa, herkes ölebilir.
Sin esta inmunidad, todos morirán.
Akciğer kanserinden de ölebilir. "Nasıl" olacağı her zaman sürprizdir.
Quizá muera de cáncer de pulmón. El "cómo" es siempre una sorpresa. Yo...
Herhangi biri, ana karakterde dahil olmak üzere ölebilir.
Número dos : Cualquiera puede morir, hasta el personaje principal.
Her an ölebilir.
Puede morir en cualquier momento.
"Uçmadı hiçbir şey..." "... ne çayır kuşu, ne de sen.. " " ölebilir diğerleri gibi "
"Nada que alguna vez voló ni la alondra ni tú pueden morir como los otros lo hacen".
Bundan ölebilir misin?
Podrías morir por esto?
Yoksa iç kanamadan ölebilir.
Ella sangra internamente.
Amaliyat etmem gerek. Her an ölebilir.
Estás hablando de una cirugía mayor.
Haddinden Fazla yedirirsen ölebilir. Yani?
Si lo sobrealimentas, él podría morir.
Onlar da bu arada ölebilir.
Y podría matar a tu familia.
Diğer hepsi dairelerinde, çöplüklerinde ölebilir. Umurumda değil.
Los otros que revienten en sus casas sobre su basura.
Orada ölebilir.
Puede morir.
Susan? Herkesin teyzesi ölebilir!
¡ Cualquiera puede tener una tía muerta!
- Ölebilir.
- Puede morir.
Kanamadan ölebilir.
- El oxígeno ha descendido a 72.
Kız ölebilir.
Si la muchacha muriera...