Ölebilirdi traducir español
394 traducción paralela
- Eğer terk etmeseydi ölebilirdi.
- Si se hubiera quedado, habría muerto.
Herr Davos daha çok işbirliği yapıp çok daha önce ölebilirdi.
Davos podía haber colaborado más y morir lejos de aquí.
Ölebilirdi. Onu kurtardın. Ne yapacağını biliyordun.
Podía haber muerto, tú la has salvado.
Evet, bizden biri de ölebilirdi.
Sí, pero podría habernos pasado a nosotros.
O ölebilirdi, biliyorsun.
Puede morir, ¿ sabe?
... babam da ölebilirdi çünkü kendini hayattan soyutladı. Her şeyi bıraktı.
Podría haberse llevado al viejo también, porque se puso a sí mismo fuera de circulación.
Bir gün gözlerini görmese, ölebilirdi.
Un día sin sus ojos, y ella se muere.
Tabii! Evi savaş alanına döner ve o da ölebilirdi.
Porque si hubiéramos luchado, ella habría muerto con nosotros.
Mesela tarihöncesi insan güneş tutulmasında korkudan ölebilirdi.
El hombre prehistórico podía morir de miedo durante un eclipse.
Birileri ölebilirdi. Çeneni dağıtmak gerek ama bunu ben yapmayacağım!
Pudo haber matado a alguien... y alguien debería pegarle un puñetazo, pero no seré yo.
Söylemeliyim, tökezlediğinde... onu yakalamasaydın, ölebilirdi.
- Ya lo sé. Debo señalar que cuando Edith tropezó, podría haber muerto ahí mismo de no haberla sujetado usted.
Söylemeliyim, tökezlediğinde... onu yakalamasaydın, ölebilirdi.
Debo señalar que cuando Edith tropezó, podría haber muerto ahí mismo de no haberla sujetado usted.
Adamlarımdan biri ölebilirdi. Ya da kuzeniniz.
Uno de mis hombres hubiera podido morir, o su primo.
Muhammed, 8 Haziran 632 yılında, 63 yaşında öldü. İslam alemi, bu gerçeğe inanmak istemedi böyle bir adam nasıl ölebilirdi?
El 8 de julio del año 632, a los 63 años de edad, murió Muhammad... muchos fieles no podían creerlo...
Balıklar ölebilirdi.
Pudieron morir los peces.
Sen olmasaydın, Mary korkunç bir şekilde ölebilirdi.
Si no fuera por usted, Mary habría sufrido una muerte terrible.
Kızım o sokakta ölebilirdi.
Podía haber muerto en esa calle.
Ölebilirdi.
¡ Podría haber muerto!
Bu kız ölebilirdi, çünkü ben...
Ella podría haber muerto, porque yo no sé...
O kadar zayıf düşmüştü ki onu yatağından çekip çıkarmasaydık ölebilirdi.
Estaba tan debilitado que podía haber muerto si no le sacábamos de la cama
At ölebilirdi!
lei caballo podría morir!
Sally ölebilirdi.
Sally podría haber muerto.
- Biliyorsun, ölebilirdi.
Pudo haberlo matado, lo sabes.
Hepsi benim yüzümden ölebilirdi.
Podría habérmelos cargado a todos.
Bir şey olmadı, ama ölebilirdi de.
No pasó nada pero podía haberse m...
Burada biri ölebilirdi.
Alguien se podría matar aquí.
Eşim ölebilirdi.
Mi mujer podría haber muerto.
Ölebilirdi.
Podría morir.
- Ölebilirdi.
- Debería estarlo.
Bizim gibi biri olsaydı ölebilirdi.
Si fuera como usted o como yo, moriría.
Birileri ölebilirdi.
Podría haber muerto un hombre.
Kızkardeşin yanıp ölebilirdi. Hepsi senin suçun.
Tu hermana casi muere quemada Por tu culpa!
Bak ne kadar sürdü. O herhangi bir yerde ölebilirdi. Onun ölümü sadece Yalnız Güvercin'de oldu.
Habría muerto igual, solo que lo hizo en Lonesome Dove.
Birileri ölebilirdi!
Alguien podría fácilmente estar muerto ahora mismo!
- Ölebilirdi.
- Habría muerto.
Ölebilirdi.
¡ Pudo haber muerto!
Gerçekten ölebilirdi.
¡ Podría haber muerto!
Ölebilirdi Helen.
Se habría matado, helen.
O da ölebilirdi.
Ella podría morir.
Yardımın olmasaydı, bir çok carnal ölebilirdi.
Sin tu ayuda, un montón de carnales hubiesen muerto.
- Ölebilirdi.
- Se puede morir.
- Thomas ölebilirdi, Milo! Evet, Milo.
- Thomas pudo haberse matado.
Kızım o sokakta ölebilirdi.
Pudo haber muerto en la calle.
- Masum insanlar ölebilirdi.
- Estaba muriendo gente inocente.
- Ölebilirdi.
- Ha podido matarlo.
Senin adamını kurtarırken çok güç kaybetti, kendiside ölebilirdi!
Perdió mucha fuerza salvando a tu corredor. Eso podría haberle costado la vida.
La Mole bizim için ölebilirdi! - Biz mi?
La Môle arriesgará su vida para sacarnos de esta prisión.
- Bizim için ölebilirdi!
Está dispuesto a dar la vida.
Sizinle bir gece için ölebilirdi.
Quizás diera la vida por pasar otra noche contigo.
O ölebilirdi.
- Su hija pudo morir.
Ama Rosenberg zaten ölebilirdi.
Rosenberg habría muerto.