Üzerine traducir español
33,224 traducción paralela
Hayat erken dönem inovasyon üzerine bir yatırım.
Es vidas, una inversión en innovaciones en etapa temprana.
- Eski moda üzerine eğitildim.
Ese es el pensamiento de la vieja escuela. Me enseñaron a la vieja escuela.
Avukatımın tavsiyesi üzerine eş gizliliği yüzünden...
En el consejo de un abogado, invoco Mi cónyuge privilegio no...
Başınızın üzerine de ant içmeyin. Çünkü saçınızın tek telini ak ya da kara edemezsiniz.
"No tome el juramento del tu cabeza, porque no se puede hacer un cabello blanco o negro."
ölümü üzerine güç.
Font color = "# 804040" ( RESPIRACIÓN PESADA ) Poder sobre la muerte.
Tanrılar üzerine izleyebilirsiniz yerlere.
Algún lugar donde los dioses puedan vigilarlo.
Tanrılar üzerine izleyebilirsiniz bir yer.
Un lugar donde los dioses pueden vigilarlo.
Eğer üzerine çizmek için, ve sonra ölecektir.
Para que usted pueda aprovechar, Y entonces morirás.
Bir soyguncunun ya da adam kaçıranın üzerine atlayacağı cinsten bir adam değil.
No es alguien un ladrón o un secuestrador se va a conseguir un salto en.
Kağıttan eviniz tamamiyle güvenlik aldatmacaları üzerine kurulu.
Su castillo de naipes se basa en la ilusión de seguridad.
Bisküvinin üzerine bir şey koymak istiyor.
- Lo que sea. Él quiere poner algo en tu pan.
Birkaç hafta daha uzun yaşamak ya da daha erken ölmek üzerine kumar mı oynayacağım?
Y háganoslo saber. ¿ Así que estoy apostando en vivir a un par de semanas más o a morir incluso antes?
Gitmeden önce eski günlerdeki gibi bahçede Mojo'ya top fırlatıyordum. Gitme vakti geldiği zaman ağzında eski topuyla beraber çimenlerin üzerine oturdu ve tekrar fırlatmamı bekledi.
Y yo estaba tirando la pelota a Mojo por los viejos tiempos en el patio trasero, pero, cuando llegó el momento de irse, ella sólo se sentó allí con esa molesta vieja pelota en su boca,
Zırhını üzerine geçir ve dışarıda bekleyenlere bunun yapmak zorunda kaldığın en zor şey olduğunu söyle.
Colócate tu armadura y sal y dile a esas personas que esto es lo más difícil que hayas tenido que hacer.
Çalışmam dokunma üzerine kurulu.
Mi trabajo, está destinado a ser táctil.
Eğer bir suçlama varsa ya da amirin tarafından üzerine bir şey yıkılsaydı bunu bekleyebilirdin.
Se podría esperar esto si hubiera habido quejas o si alguien superior a ella nos hubiera impuesto.
Ben de belgelere baktım çiftlik evi bundan oluşan bir kaya üzerine inşa edilmiş.
Revisé documentos y la granja está construida sobre un lecho de esto.
Sınır yaşamı üzerine.
Al final de la vida. Pero últimamente estoy confundido.
Bunun üzerine bir cila çekmek iyi olur.
Creo que voy a necesitar algo para sacarme esta resaca.
Dizlerinin üzerine.
De rodillas.
geleceğimiz, ve ben tüm hayatımızın üzerine kustum.
Se trata de nuestro futuro, y yo sólo vomitó Se trata de nuestro futuro, y yo sólo vomitó Todo nuestro futuro.
Ya ya, vantilatörde ölüyorlar ve ızgaranın üzerine düşüyorlar.
Sí, mueren en el ventilador y luego caen en la parrilla.
Çoğu da takım elbiseler üzerine.
Casi todo en ropa de hombre.
Hayvanı pişirmek için önce ateşin üzerine atarız. Kaslarını yakarız.
Al preparar el animal para cocinarlo, lo arrojamos sobre el fuego, quemamos el cuero,
Yolun sonunda, üzerine uzanmaları ve koklamaları için bir şey veririm.
Al final, les doy algo para que se echen encima y lo huelan, y tiene su olor.
"Aşkın Tadı" Joon, Seo-yeon ve bu restoran üzerine kurulu...
Taste of Love se basa en Joon y Seo-yeon y en este restaurante...
"Birkaç dosyayı çıkarmaya çalışırken kapağın sıkışması üzerine..." "... Ajan Gaad kolunu defalarca çekti. "
"Cuando la puerta se atrancó mientras intentaba eliminar algunos archivos, el agente Gaad la forzó repetidamente".
Yastıkların üzerine ve araba tamponlarına yazılan bütün saçmalıklar aslında doğru.
Toda esa basura que ponen en almohadas y los topes del coche... - Lo siento. - Todo es cierto.
Kanayan yerin üzerine bastırıp işe yaramalarını bekleyeceğim.
Así que sólo voy a aplicar presión Y esperar que funcione.
Bir şey yapmadan üzerine bastırıp bekleyecek misin yani?
Así que son sólo va a seguir aguantando la presión?
Sadece üzerine bastırıyorsun.
Se acaba de mantenimiento de la presión.
Mermi kovanının üzerine düşmesinin sonucu bu, değil mi?
El resultado de la caída de en un casquillo de bala pasado, ¿ no?
İsteğiniz üzerine kütle spektrometresini hızlıca yaptım.
Me apresuré a la espectrometría de masas, por su petición.
Sadakatlar aşiretler üzerine kuruludur, ulusala değil.
La lealtades son tribales, no nacionales.
Günlerdir Nelson Peal davası üzerine çalışıyorduk.
Hemos estado trabajando en el caso de Nelson Peal por días.
Kameralar kapanmadan önce tavandan bir parçanın Vali Wesley ve gizli servis korumasının üzerine düştüğü görülüyor.
Antes de que las cámaras se desconectaran, una porción del techo puede ser vista cayendo sobre el gobernador Wesley y el servicio de protección secreta.
Dizlerinin üzerine, köpek.
¡ De rodillas, perro!
Vay. Ne kadar da çok "bunun üzerine" yazıyor.
Hay muchos "con los cuales".
Yani, ben ara sıra kapsamımızı birazcık genişletmeye ve iklim değişikliği üzerine konuşmaya çalıştım ama o bunu sıkıcı buldu, o yüzden...
A veces intentaba ampliar un poco la lista de temas y hablar sobre el cambio climático, pero le parecía aburrido, así que...
Böyle bir parayı gençken bulup üzerine bir şeyler koymak istersin.
Si tenés esa cantidad de dinero cuando sos jóven y la utilizas para construir algo, ¿ verdad?
Bağlanma izinin nedeni anlaşıldı. Yani biri Hudson'ı yere düşürüp sonra üzerine atlamış.
Y cuando Hudson se cayó, alguien saltó sobre él.
İsteğimiz üzerine yaptığınız harika iş için size ve L.A. Emniyetine teşekkürler.
Y usted y el LAPD gracias por el gran trabajo que hizo en nuestra petición.
Dosyalarındaki evraklara bakılırsa Ziklon Kardeşliği büyük bir emlak dolandırıcılığı işine girmiş. - Farklı kadınlar üzerine alınan evler.
Al mirar estos documentos de sus archivos, la hermandad Zyklon también estaba involucrada en algunas grandes estafas inmobiliaria comprando casas a nombre de diferentes mujeres
Kalp hızı 200'ün üzerine çıktı.
Su ritmo cardíaco era de más de 200 en el monitor.
Cerrahi personelin lideri olarak sorumluluğu üzerine almalısın.
Como líder del personal de cirugía, tienes que encargarte tú de esto.
Peki bebek bezlerinin üzerine takımlarının amblemlerini koymayı kim düşündü?
Bueno, ¿ quién pensaba La puesta equipos deportivos'logotipos en los pañales de los bebés?
Mor olan üzerine olacak mı görmek istiyorum.
Y quiero ver si el morado queda bien o no.
İmparatorluğumu bilgi üzerine kurdum ben.
Levanté un imperio en base a información.
Mantık çerçevesinde bakarsak, Chihuahua babaysa Alman çoban köpeği annenin üzerine mi sıçradı?
Es decir, ¿ si el chihuahua es el padre, tuvo que saltar para llegar hasta el pastor alemán?
Savcı Rosen, polisin tavsiyesi üzerine duruşmaların başlama tarihini önümüzdeki pazartesiye erteliyorum.
- el próximo lunes.
Hepimiz asistanların üzerine gidiyoruz.
Todos somos duros con los residentes.