Ingiltere traducir español

Hepsi kokar. ıngiltere kraliçesinden, Bonanza Jellybean'e kadar hepsi kokar.

Todos apestan... desde la Reina de Inglaterra hasta Bonanza Jellybean... ¡ Apestan!

- ıngiltere Kraliçesi mi?

¿ La Reina de Inglaterra?

- O adam işte. Raleigh, ıngiltere'ye tütünü getiren adamdır. Kraliçe'ye çok yakın olduğu için de... ( Ona Kraliçe Bess dermiş. )

Raleigh fue la persona que introdujo el tabaco en Inglaterra, y como era el... favorito de la Reina..., la llamaba Reina Bess,

O gece ıngiltere'nin bir sahilinde kamp yapıyorduk.

Esa noche, acampamos en una playa de Brittany.

Kendisi aynı zamanda ıngiltere kralı 2.Charles'ın torunudur. George W. Bush'un direkt olarak soyunu takip ettiği bir isim de

Es interesante notar que la actual ocupación de EU en el Medio Oriente fue re-establecida por la misma familia.

ıngiltere'de birbirimizin arkasını kollarız da o yüzden.

Pensaba más porque nosotros nos cubrimos los unos a los otros en Inglaterra.

- GT, Fransa ve ıngiltere arasında mekik dokuyor.

- TV se mueve entre Francia e Inglaterra.

ıpucu bulunana kadar ıngiltere tarafına geçmemize gerek yok.

No vamos a cruzar el canal hasta que tengamos una pista.

... bu sabah beş öğrenciyi ve otobüs sürücüsünü kaçırarak ıngiltere'de tekrar harekete geçen Gerçek Teröristi hakkında hâlâ ipucu yok.

Aún sin pistas sobre el Terrorista de la Verdad que ha vuelto a atacar esta mañana en el Reino Unido, secuestrando a cinco escolares y a su conductor.

ıngiltere'deki de patladı.

Lo ha subido una inglesa.

- Olanlardan sonra ıngiltere'desindir diye düşünmüştüm.

He pensado que estarías en Inglaterra por lo que ha pasado hoy.

Geçen yıl ıngiltere'de tutuklananların dörtte biri 18 yaş altıydı.

La cuarta parte fue detenida el año pasado en el Reino Unido por debajo de los 18 años.

Evet, ıngiltere'de de aynı.

Sí, igual que el Reino Unido. - ¿ Y?

Yunanistan'daki aşırılık, ıspanya ve ıtalya krizin eşiğinde. ıngiltere'deki protestolar.

Extremismo en Grecia, España e Italia al borde, los disturbios en Reino Unido...

Karısı arabayla ıngiltere'ye geliyordu.

Ella conducía por Inglaterra.

Karşılaştırmak için ıngiltere'deki kayıtları da araştırıyoruz.

Estamos tratando de encontrar los registros ingleses para comprarlos.

2 Amerika, 3 Kanada son ngiltere turnesinde de 6 konsere gittim.

Fui a dos en EE UU, uno en Canadá y a los seis que dieron en el Reino Unido.