Içinde traducir español
95 traducción paralela
ıçinde hiç para yoktu, ama ehliyeti vardı ve üç dört tane de fotoğraf.
No había dinero, pero sí estaba su carnet de conducir... y tres o cuatro fotos.
ıçinde "A" olan bir kelime var, fakat bu harf telaffuz edilmez.
Hay una palabra con "a" que no se pronuncia "a".
Bir hafta çinde onları oradan çıkaracağım. Ve sonraki gün, orayı yıkacağım.
En una semana Ias echaré y al día siguiente... empezaré a derribarla.
Cinde sana zarar verecek bir şey yok.
Nada acabado en gin le hará daño.
Çinde Gece, aşk zevk ve sevgi
Noche de China, noche mimosa, noche de amor.
Çinde Gece, aşk gecesi.
Noche de China, noche mimosa, noche de amor.
- Çinde-Gece, aşk dolu bir gece...
- Noche de China, noche mimosa.
ÇİNDE GECE, ROMANTİK GECE...
Noches de China, Noches románticas...
Çinde mi öğrendin?
Aprendiste eso en china, ¿ verdad?
Bir adet de bisküvi. Teknede çok fazla gürültü vardı. Çinde konuşuyorlardı.
Se ha producido un gran revuelo en barco, entre los chinos.
Babam, ben, Cinde. Babam dedi ki ; "Lekelenen namus sadece Seyit'in namusu değil hepimizin namusudur." dedi. " Kız, bizim kızımız.
Mi padre dijo : "no es sólo el honor de Seyit el que ha sido manchado, sino el de todos nosotros, si nuestra hija no es pura nosotros la limpiaremos."
Cinde.
¡ Zine!
Eski çinde büyük bir... stratejik öneme sahipti
Fue de gran importancia estratégica en la antigua China.
Çinde bir kantonun içindeki adam, chin loo fung için bir film.
Es para hombres como este, Chin Loo Fung, en Cantón, China.
Çinde kızlar gereksizdirler.
En China, las niñas no son necesarias.
- Çinde ki çay.
- Té de China.
Belki cinde öyledir, ama politikada kazanmak için para gerek kazanmak için isme ihtiyacın var...
Quizas no en Gin, pero, muchacho necesitas dinero para ganar. Necesitas tener un NOMBRE para ganar. Necesitas...
İ çinde bir damla bile kalmamış.
Reconocí a ese gran hijo de su madre hace un año. Dios mío, soy más feo que tú.
Eğer sen, hala Çinde var olan bir şeytansan, kimse rahat yaşama sahip olamaz.
Si tú, el demonio malo, aún existes en China, nuestra gente no tendrá mejores vidas.
Biliyormusun, Kuzey Cinde...
En el noroeste hay muy poca agua.
Çinde değilsin.
Esto no es China.
Eveet. Bu numara Çinde işe yarıyor mu?
Sí. ¿ Eso sigue dando resultado en China?
- Çinde içki içerken oynanan hiç oyun yokmu?
- ¿ Conocesjuegos de taberna chinos?
- Artık Çinde olmadığını ne zaman öğreneceksin?
¿ Cuándo aprenderás queya no estás en China?
Çinde saat kaçtır?
¿ Qué hora es en china?
Çinde mi?
¿ En China?
Çinde!
¡ En China!
Çinde bir kelebek kanat çırpıyor, dünyanın öteki yanında kasırga yaratıyor.
- Una mariposa mueve sus alas en China y crea un tornado que llega a la otra mitad del mundo.
Sadece şunu biliyorum ki "Flash" taytının çinde iyi gözüküyor.
solo sabía que "The Flash" lucía muy bien en mallas.
Çinde çok popülerdir.
Es muy popular en China.
Duyduğuma göre Çinde uzun bir duvar durur.
# Escuché que en China tienen una Gran Muralla #
Steve McQueen, Yangtze Nehri'nde, Güney Çinde "Sand Pebbles" adında bir film yapıyordu.
Steve McQueen estaba en el río Yangtzé en el sur de China haciendo una película llamada "El cañonero de Yangtzé".
Çinli bir kız, Çinde tanıştım.
Es una chica china que conocí en China
Sen dedin ki ; Çinde bir yıl kalmalıyız, en fazla iki yıl.
Tú dijiste que ibamos a estar 1 año en China 2 como máximo
Bu Çinde ki en yardımsever kuruluş. Bir kaç yıl önce kemiklerin gönderimi durdu.
La sociedad benéfica china dejó de llevar los huesos a China ya hace muchos años
Evet, ama o gece Cinde Howard odama gelip artık bakire olmaktan bıkmaya karar verdiğini söyledi.
Sí, excepto que esa fue la noche que Cindy Howard se presentó en ni cuarto y decidió que ser una virgen ya no era genial.
Bu arada Cinde Howard o bakire numarasını herkese yapardı.
Y a propósito, Cindy Howard realizó ese acto de virginidad con todos.
Çinde oynadığım zamanlardan kalma.
Son de la época de cuando competía en China.
hindistanda 9 ay. sonra da çinde 3 ay.
Estuve 9 meses en la India, después me destinaron a China tres meses...
Çinde tonlarca beyaz insan var!
¡ Hay montones de hombres blancos en China!
Çinde hiç bulunmadın, O yüzden ne kadar korkunç olduklarını bilemezsin!
Tú nunca has estado en China. ¡ No tienes ni idea del miedo que dan!
Hiç Çinde bulunmamış biri için nefesimi boşa harcıyorum!
¡ Estoy desperdiciando mi aliento con alguien que nunca ha estado en China!
Adamın cenaze masraflarını karşılardım. Ve Çinde sokak şartlarını iyileştirmek için bağış yapardım. Böylece daha fazla insan ölmez.
Pagaría el funeral del hombre y donaría el dinero para mejorar las calles de China para que no muera más gente.
Kaval'ın bu cinde olmadığından eminim.
Me da la impresión de que ese duende... no va a tener La Flauta.
Sakın "cunt" ve "oxfam"'ı aynı cümle i cinde kullanmaya cüret bile etme!
¡ No uses "mierda" y Oxfam en la misma frase!
Burada oturduğumuz süre boyunca, Çinde 365 çocuk doğdu.
Desde que hemos estado sentados aquí, 365 niños han nacido en China.
Fakat Çinde, tamamen farklı bir şey buluyoruz.
Pero en China, se ve algo completamente diferente.
Ama tarih öncesine bakarak Çinde, medeniyetin tohumlarını, ilk adımlarını bulmak mümkün mü?
¿ Pero es posible mirar hacia la prehistoria y hallar esos primeros pasos, las semillas de la civilización en China?
KOkuşmuş Çinde sevdiğim hiçbir şey yok.
No hay nada que me guste de la apestosa China.
ıçinde ne var ne yok getirirsen, o getirdiklerin seni kurtaracaktır
Esto disminuyó la inmunidad de la población.
İlk vakalar çinde görüldü.
Los primeros casos fueron detectados en China.