English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ş ] / Şantaj

Şantaj traducir español

3,654 traducción paralela
Beau sana şantaj yapıyordu, değil mi?
Beau te chantajeaba, ¿ verdad?
Çocuklar Candice'in evine gidip Beau'nun ona şantaj yaptığını kanıtlayacak delil arıyorlar.
Los chicos fueron a casa de Candice a ver si encuentran pruebas del chantaje.
Beau'nun ona şantaj yapacağını biliyordu, o yüzden de bu onun hatasıydı yani?
¿ Sabía que Beau la chantajearía y por eso es su culpa?
Muhtemelen şantajın şartlarıdır. Seks kasetinin yayılmasını engellemenin karşılığında Beau ne istemiş olabilir?
Seguro los términos del chantaje. ¿ Qué quería por mantener la grabación oculta?
Eğer Candice'e şantaj yapan oysa neden para versin ki?
Si la chantajeaba, ¿ por qué le daría dinero?
- Bence Paige'e Blake'le görüşmesin diye şantaj yapacak.
Creo que está intentando chantajear a Paige con no dejarle ver a Blake.
Bana şantaj yaptığında bunu ikimizin arasına koydun.
Te entrometiste entre nosotros cuando me chantajeaste.
Aradığın kelime zorlama olacak, şantaj değil ve bu suçlamaya yorum yapacak değilim.
Bueno, la palabra que buscas es extorsión, no chantaje, y no voy a hacer comentarios sobre esa acusación.
Şantaj.
Esto es chantaje.
Kocama şantaj yapıyordu.
Estaba chantajeando a mi marido.
Bütün olay bir şantaj tezgâhına benziyor.
Todo el montaje parece un intento de chantaje.
Birinin şantaj için sizi kaydettiğini düşünüyoruz.
Bueno, creemos que alguien les grabó y está intentando chantajearle.
Bu saçmalık, kimse bana şantaj yapmıyor.
Eso es ridículo. Nadie me está chantajeando.
Size şantaj için olduğunu sanıyoruz.
Creemos que para chantajearla.
Buna şantaj denir.
Esto es extorsión.
Anlık istek savunması bildiririz... Ann'in yaptıkları aşırı provokasyon, şantaj ve bir sürü hafifletici nedenden dolayı.
Expondremos una defensa basada en un arrebato pasional... que las acciones de Ann fueron resultado de la extrema provocación, la coacción... y toda una serie de circunstancias atenuantes.
Şantaj.
Chantaje.
Bunun anlamı şantaj yapılabilecek önemde olan ve kasede alınmış önemli müşterilerin kimliğini saptamak sonsuza kadar sürebilir.
Lo que significa que probablemente va a llevar una eternidad identificar los huéspedes que realizaron actos dignos de chantaje en video.
İlk başta şantaj olarak kullandığınızı düşündüm. Karınız kendi otelini bir fuhuş zincirine çevirmiş ve neden bundan kâr sağlamamış?
Al principio creí que ella los estaba usando por chantaje... ¿ por qué otra razón facilitaría un círculo de prostitución en su propio hotel sin recibir nada de ganancia?
Yanlış bir şey yapmam için bana şantaj yaptın.
Me chantajeas para que haga todas las cosas incorrectas.
Belki de şantaj yapılıyordu.
Quizá le estaban chantajeando.
Ama kim şantajı yapıyordu?
Sí. ¿ Pero quién?
Senin cadı olduğunu öğrendi ve şantaj yaptı.
Él se enteró de que eres un brujo, trato de chantajearte.
Xan Yip, Amerikan, şantaj işindeydi. O sabah onun dosyasını gördüm.
Xan Yip, orden judicial por extorsión en EE.UU. Había visto el informe esa mañana...
Şantaj mı yapıyorsun sen?
Me estás chantajeando.
Sonrasında, Perfecto'ya şantaj yapmak için gerekli şeyi elde eden Maeby Cinco'da Love'dan gelecek gecikmiş bir ödemenin peşine düştü.
Y después, segura de tener algo con que chantajear a Perfecto, buscó un pago atrasado de la campaña de Love del Cinco.
Böyle bok gibi davranarak bana şantaj yapmak mı istiyorsun?
¿ Quieres chantajearme?
Şantaj mı?
¿ Chantajearte?
Bana şantaj yaptılar.
Me chantajearon.
Şantaj yapabileceğin bir doktor bulup ihtiyacın olan ilaçları aldın.
Encontró a un doctor que pudiese chantajear para conseguir las píldoras.
- Shelby'den bir telefon gelebilir ve kendisini korumamız için bize şantaj yapabilir.
Podría ser que recibiéramos un llamado extorsivo de Shelby pidiendo protección.
Başkanın malikânesinde ayrıca kurbandan bir şantaj notu bulundu. Borcu kapanmazsa başkan hakkında yolsuzluk skandalı yaratmakla tehdit etmiş.
También se ha encontrado en la residencia del alcalde una nota de chantaje de la víctima amenazando con exponer al alcalde a un escándalo de corrupción, a menos que pagara a la víctima.
Şantaj notunu hepimiz gördük.
Escuchad, todos vimos la nota de chantaje.
Bir uzman, şantaj notunun kurban tarafından imzalandığını doğruladı.
Mirad, un experto confirmó que la nota de chantaje tenía la firma de la víctima.
Sana şantaj yapmamam lazımdı.
Nunca debí haberte chantajeado.
Çantanın içerisinde uluslararası çapta dönen bir silah ihracatına yönelik şantajın kaydını ve bu tabancayı buldum.
Entonces, me encontré los datos en el interior del maletín de armas Y esta pistola.
Kirli işlerini yaptırmak için eski bir askere şantaj yaptın.
Chantajeaste a un ex militar y de inteligencia para hacer tu trabajo sucio.
Samimi bir ilişki için yakınlaşmak. Bu ilişkiyi kullanarak tehdit ve şantaj yapmak.
Acercarse al enemigo y establecer una íntima relación parar después amenazar y chantajear.
Şantaj yoktu.
¡ No hubo chantaje!
Emmett, sana şantaj yapacağım.
Emmett, te voy a chantajear.
Şantajı gördüğümde hemen tanırım.
Bien. Conozco a un chantaje cuando lo veo.
Bana şantaj mı yapıyorsun?
¿ Me estás chantajeando?
Şu şantaj olayına gelince...
Sobre ese chantaje...
2008'de Kaliforniya'da bir hakime şantaj suçundan yakalanmış. San Quentin'den altı ay önce salıverilmiş.
En 2008, capturaron a Cross... intentando chantajear a un juez federal... y fue liberado de San Quintín hace 6 meses.
Geçmişine bakılırsa şantaj girişimi olduğunu düşünüyorum.
Dado tu historial, creo que fue un intento de chantaje.
Adamın peşindeydim ama amacım şantaj değildi.
Admitiré que lo estaba vigilando pero no para chantajearlo.
Yani suçun olduğu an evdeydin ve şantaj yapmak için komşularından birinin fotoğraflarını çekiyordun, öyle mi?
¿ Dices que tu coartada es que estabas en casa, haciendo fotos para chantajear a uno de tus vecinos?
Kimse aynı gece şantaj planlayıpta cinayet işlemez. Bu adamın Lydon ailesiyle bir bağlantısı yok.
No importa el hecho de que nadie planea un chantaje y comete asesinato la misma tarde, el hombre no tiene conexión con los Lydon.
Şantaj mı yapacaksın bana?
¿ Me haces chantaje?
Şantaj yapmaya başladı.
Así que, la dejé.
Şantaj yaptı.
Ella me chantajeó.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]