Şantaj mı traducir español
817 traducción paralela
- Şantaj mı?
- Chantaje, ¿ eh? .
- Şantaj mı?
- ¿ Chantaje?
- Mesela şantaj mı?
- ¿ Pandillas de chantaje?
Whitey ona şantaj mı yapıyordu?
¿ Whitey chantajeaba a Claire?
Şimdi de şantaj mı?
¿ Me estás amenazando?
- Sen, karınla şantaj mı... sen...
- Usted, haciendo chantaje con su mujer, usted...
Mesele ne, şantaj mı?
¿ Qué es? ¿ Un chantaje?
- Şantaj mı yapacaktın?
¿ Chantajearme?
- Şantaj mı?
¿ Chantaje?
Sophie'ye şantaj mı?
¿ Chantajeando a Sophie?
Size şantaj mı yapıyor?
¿ Él lo está extorsionando?
Şantaj mı?
¿ Chantaje?
Şantaj mı bu?
¿ Es un chantaje?
Ona yarısını teklif edin. Şantaj mı, değil mi anlarız.
Ofrézcale la mitad, así sabremos si es chantaje o no.
Biri onun eşcinsel olduğunu öğrendi ve ona şantaj mı yaptı?
¿ Alguien descubrió que era homosexual y le chantajeaba?
Yani size şantaj mı yapıyordu?
- ¿ La estaba chantajeando?
- Şantaj mı? Ne için?
- ¿ Chantajearme?
Sizin kararınız, ama bana onlarla kurban olma hakkımın verimesini istiyorum. " diyerek çağrıda bulunması gerçekten şantaj mıdır?
Es su decisión, pero concédame el privilegio de morir con ellos "?
Şantaj mı yapıyorsun?
¡ Y algo más después!
Şunu da söyleyeyim ki, Favell, şantaj, bir meslek sayılmaz ve sana tuhaf gelse de, kendi dünyamızda onunla nasıl başa çıkacağımızı biliriz biz.
Debo decir, Favell, que el chantaje no es una buena profesión. Sabemos cómo manejarlo aunque parezca extraño.
Ama bir zengini sağıyor olsaydım Barrow da bana şantaj yapsaydı... -... belki o zaman...
Pero si estuviera esquilmando a un rico y Barrow me lo hiciera sentir tal vez yo...
Sanırım şantaj diyorlar.
Creo que se llama chantaje.
Patrona şu pis "şantaj" kelimesini kullandığım için özür dilemek isterdim.
Estoy dispuesto a perdonar a su jefe hasta la fea palabra "chantaje".
- Oyun moyun değil. Birisine şantaj yapmaya, eğer bu kişi Dimitrios ise, varım. Ama para paylaşımında yoğum.
Me veo capaz de participar en el chantaje de una persona si esa persona es Dimitrios,... pero no para tomar parte de los beneficios.
Şantaj için birilerine koz verme alışkanlığım yoktur bay Marlowe.
No suelo dar motivos para que me chantajeen.
Manda için seni bulsaydım artık şantaj yapmaya değmezdin.
Si yo te encontraba por Moose, ya no valdría la pena chantajearte.
Şantaj yaptığını bakışlarından anlamadın mı?
¿ No has visto el chantaje en sus ojos?
Çünkü şantaj hesaplaşması için herifin tekinin ofisine gidilmez tatlım.
Además, él no sabía cómo era yo. - Y no quise que eso cambiase.
Karen'a şantaj yapıp Cora rolünü kapmak için adımı kullandın.
Usaste mi nombre para chantajear a Karen y que te diera el papel de Cora.
Size hiç şantaj yapıldı mı Bay Smith?
¿ Le han...? ¿ Le han chantajeado alguna vez, Sr. Smith?
Ruhlara şantaj yapılmaz, evladım.
No se chantajea a las almas.
Swann'ın buraya gelip ona şantaj yapmasını ben mi planladım?
¿ Insinúas que hice que Swan viniera para chantajearla?
İki şantaj notunu da ben yazmışım. Bay Halliday'in mektubunu saklayıp onu cesedin cebine koymuşum.
Yo escribí ambas cartas de chantaje me quedé con la carta y la planté en el cadáver.
- Sanırım bana şantaj yapıldı.
- Parece que me chantajearon.
Bana şantaj yaptığını sanmıştım.
Más bien pensé que me estabas chantajeando.
Günah çıkarma kabinindeki sırları şantaj için kullandınız mı?
¿ Utilizó los secretos de confesión para chantaje?
Ama benim size şantaj yapmayacağımın garantisi yok. Ya da hemen şimdi polise gitmeyeceğimin.
Pero yo también podría extorsionarlo... o, mejor aún, ir a la policía.
- Bana şantaj mı yapıyorsunuz?
¿ Me está chantajeando?
Geri çevirirse, Loca'dan ona şantaj yapalım.
Le expuIsaremos de Ia Iogia si se niega.
Bu resimler boşanma mı, yoksa şantaj için mi?
¿ Para qué son? ¿ Divorcio o chantaje? - Vamos.
Ayrıca bilirsiniz, bayım, tüm şantaj vakalarının % 90'ının eşcinsel bir kökeni var.
También sabrá que más del 90 % de los casos de chantaje son de origen homosexual.
Şantaj, kurbanıyla işbirliği yaptığımız zaman en basit suçtur.
El chantaje es un delito simple si colabora la víctima.
Bana şantaj yapmaya çalıştığını düşündüm. Onunla konuşmadım bile.
Creí que quería chantajearme, y no quise hablar con él.
Birine benim için şantaj yapar mısın?
Tengo que hacer chantaje a un tipo.
Bana şantaj yapayım deme!
- Ningún chantaje moral. - Sí.
Ayrıca ben o yazıları şantaj yapma fikri ile yazmadım.
Y eso lo sé hacer. Tampoco lo hice pensando en nada.
Yani şantaj yaptığı kişi ona parayı getirdi, onu öldürdü, pansiyoneri duyunca da panik içinde kaçtı mı?
¿ Trata de hacerme creer que fuera quien fuera la víctima de su chantaje llevó el dinero, la mató y luego, al oír al huésped, salió corriendo?
Bana şantaj yapmaya nasıl cesaret edebilir? Benim adım, McCoy! - Ne istiyormuş?
¡ Tiene el caradurismo de intentar chantajearme, a mí, a McCoy!
Bir daha şantaj yaparsan, seni malikaneden kovarım. - Şimdi kaybol!
Si me sigues chantajeando, te haré echar de tu casa.
Thomas Larson, nam-ı diğer Bastıbacak Larson sayacağım suçlardan suçlu bulunmuştur. At hırsızlığı Birleşik Devletler Ordusuna ait malları çalma Müttefik Ordusuna ait malları çalma iki nöbetçiyi yaralama Garry O'Keefe adında bir vatandaşı darp etme hırsızlık, şantaj yapma, gasp hükümet hapishanesinden kaçma toplumda huzuru kaçırma, pezevenklik...
Encontramos a Thomas Larson, alias Pequeño Larson, culpable de los siguientes delitos... robo de provisiones del Ejército de la Unión, robo de provisiones del ejército de la Confederación, herir a dos vigilantes, asaltar y golpear a Garry O'Keefe,
Nimmo'nun sana şantaj yaptığını anladım.
Supuse que la chantajeaba.