Şüphesiz ki traducir español
491 traducción paralela
Şüphesiz ki Jolene Parker, Tom ile aynı kurum adına çalışıyor.
Jolene Parker indudablemente trabajaba para la misma organización que Tom...
Şüphesiz ki, para hakkında konuşmak, duygusal bir kişiyi incitecektir.
Desde luego, hablar de dinero debe ser penoso para una persona sensible.
Şüphesiz ki isminizi de değiştirmek isteyeceksinizdir.
Sin duda, querrá cambiar de nombre.
Şüphesiz ki bunu imkansız kılacak gücüm var.
¡ Yo sí que tengo poder para hacerla imposible!
Şüphesiz ki, birisi size kasıtlı olarak hakkımızda... tamamen yanlış şeyler anlatmış.
Alguien os ha dado, sin duda a propósito, una impresión errónea de nosotros.
- Şüphesiz ki hatırlayacaksınız Poe'nin hikayesi "The Purloined Letter".
Sí, pero... Recordará el cuento de Poe "La carta robada".
Şüphesiz ki 500 dolara bileklik falan almadım.
Naturalmente, no compré un brazalete de 500 dólares.
- Şüphesiz ki bizimle beraber New York'a döneceğini.
- Naturalmente, te vuelves con nosotros a Nueva York.
Evet, siz çok ünlüsünüz ve hiç şüphesiz ki size başvuran zor durumdaki biri için yeterince zenginsiniz.
Sí, Ud. Es famoso y rico, sin duda alguna. Por eso un hombre acorralado acude a Ud. Con sencillez.
Adam! Şüphesiz ki Robert'ın kahvaltıya geleceğini söylemiştin! Hayır tatlım.
Adam, me dijiste que Robert iba a desayunar con nosotros.
Şüphesiz ki beyefendi siz hayatımda tanıdığım en arsız kişisiniz.
Sin duda, señor, es usted el caballero más descarado... - que he conocido.
Ama şüphesiz ki, O'na en iysini almalısın... çünkü O'nun küçük bilekleri koruma ister.
por los tobillos. Necesitan protección.
Şüphesiz ki burası dünyadaki en avlak ülke.
Sin duda, éste es el país con más animales salvajes del mundo.
Şüphesiz ki öldürülen yaşlı Jed'in hissesini almak saygısızlık oldu.
Qué falta de consideración la deJed dejándose matar de esa forma.
O sesin bana söylediğinin doğru olduğunu hiç şüphesiz ki biliyordum. Korkunç gerçek.
Sabía sin duda alguna que lo que decía la voz era verdad... una terrible verdad.
Şüphesiz ki, bu yer size yeni ve yabancı gelmiştir.
Seguro que esto le parecerá nuevo y extraño.
Herhangi bir fiziksel yara olmamasına rağmen bireylerin bu tip düşünceleri... şüphesiz ki son derece olağanüstü aykırılıklar olarak değerlendirilmelidir.
Aún en ausencia de lesiones orgánicas, en el pensamiento de estas personas hay sin duda anomalías, que han de ser consideradas excepcionales.
Şüphesiz ki yakında bir şeyler bekleyebiliriz.
Seguro que está a punto de ocurrir algo.
- Şüphesiz ki duymuş olduğunuz saçma bir dedikodu geldi de kulağıma.
- Sé que corre un rumor absurdo... que sin duda habéis oído.
- Şüphesiz ki, sırrı paylaşmışlardır.
- Sin duda, ellos comparten el secreto.
Şüphesiz ki sorunuzun cevabı şu klas çalışmada yatıyor.
Indudablemente, la respuesta yace en esta magnífica obra.
Ve şüphesiz ki yorucu. İzninizle size odanızı göstereyim.
Estará cansado, permítame acompañarlo hasta su habitación.
Şüphesiz ki, ağzınızın epey sıkı olması lazım.
Obviamente, significaría que debemos tener discreción...
Şüphesiz ki Cennet kazandı.
El Cielo triunfa, de eso no cabe duda.
Şüphesiz ki.
Lo escucho.
Şüphesiz ki ciddi bir şeyi yoktur.
No creo que esté muy grave, ¿ verdad?
Ölüm sebebi, şüphesiz ki şiddete maruz kalmış olması.
Sin duda, su muerte fue a causa de la violencia.
Şüphesiz ki, kalıyorsunuz.
Cierto. Ya que está, quédese.
Şüphesiz ki bu çocuğu gönderen yıldızlar değil, Tanrıydı.
La verdad no estará en las estrellas sino en dios que nos mandó a este niño.
Basini ile ilgili planlarımı faaliyete geçirince şüphesiz ki biraz acıyacağım.
Cuando me ocupe de Basini, seguro que sentiré pena.
Üst subaylarınız Birleşik Devletler'e karşı savaşa girmeye hazır değillerse, şüphesiz ki davranışlarınızı onaylamayacak ve özür dileyeceklerdir.
Si sus superiores no están preparados para una guerra con los Estados Unidos, sin duda desaprobarán sus actos y los enmendarán.
"Kent" in anlamının cevherinden bir bölümü şüphesiz ki yok olacaktır.
Una parte de la riqueza del pasado se perderá. Seguramente.
Şüphesiz ki, bir şeyler gevşemiş.
Pum, pum, pum. Hay algo suelto, sin duda.
Savunma ; şüphesiz ki asıl suçluların, cezalandırıldıklarını söyleyerek,
La defensa sin duda, tratará de minimizar la participación del acusado en estos eventos.
Şüphesiz ki kumarda çok şey kaybetti... ve patron onu balçık çukurunda köle gibi çalıştırıyordur.
Probablemente lo perdiera todo jugando y el jefe lo tiene trabajando como un esclavo en la excavación de arcilla.
Alıcısı vardı ve şüphesiz ki kuralları çiğnedi.
No se puede negar que poseyendo una radio, ha ignorado la ley.
Şüphesiz ki göktaşıyla olan çarpışmada.
Por el choque con el meteorito.
Mösyö Richleau, hiç şüphesiz ki benim tamamen kötü olduğuma inanmanıza neden olmuştur.
El Sr. De Richleau le ha llevado a pensar que soy maligno.
Şüphesiz ki, efendim, böyle olaması bizim için bir şans.
No hay duda, señor, que nosotros tuvimos la suerte que todo salio como lo esperábamos.
Şüphesiz ki cehennemi boylayacağım yüzbaşı, ama sizden önce değil.
Indudablemente iré, Capitán. Pero usted irá antes.
Şüphesiz ki, as her zaman en büyüktür.
Por supuesto, el as es siempre mas alto.
Şüphesiz ki ben seni doğradığımda sen de birleşeceksin.
Sin duda, se recompondrá cuando lo haya descuartizado.
Uzun yıllardır bu sporla ilgilenirim ve diyebilirim ki, siz hiç şüphesiz çok hızlısınız.
Estoy en los deportes desde que puedo recordarlo y usted es, sin duda, lo que yo llamo rápida.
Şüphesiz ki bir müşteriyi yaralaman hataydı... ama gerçekten ne hissettiğini anlıyorum.
No digo que estuviera bien... hacerle daño a un cliente, pero comprendo tu desesperación. Te horrorizaba entregarte a un hombre contra tu voluntad.
Şu demek ki : Kutsal üçlünün ilk efendimize şüphesiz inanırız.
Quiere decir que creo sin ninguna duda, en Dios Padre que es la primera persona de la Santísima Trinidad.
Şüphesiz yakında fark edersiniz ki siz, bizim dilimizi konuşuyorsunuz.
Como sin duda se dará cuenta pronto, usted está hablando nuestro idioma.
Bana öyle geliyordu ki buradaki varlığım çarpıtılmış ve alacakaranlık anılara ve hiç şüphesiz, berbat bir yazgıya doğru adım adım ilerliyordu.
Sentía que mi existencia aquí estaba convirtiéndome en una distorsionada y vaga memoria y sin ninguna duda, en un destino terrible.
Ben de demiştim ki "şüphesiz".
Y yo le dije : "Claro".
İnsanoğlunun herbiri şüphesiz ki doğar...
Cada ser humano nace con un cierto... como lo diría karma, supongo...
Şüphesiz bu gösteriyor ki sizin ülkeniz ile benimkinin işbirliği yapması çok akıllıcaydı.
Y esto demuestra, sin lugar a dudas lo sabio que es que su país y el mío colaboren.
Şüphesiz farkındasınız ki bu ünlü bir Thorndyke spesiyalidir.
Seguro estará al tanto que este es el celebrado Thorndyke Especial.