English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ 3 ] / 30 da

30 da traducir francés

4,204 traducción paralela
Babası en son 10 : 30 da odasına giderken görmüş. Ve arkadaşları saat bir civarı cesedini bulmuşlar.
Le père d'Emily l'a vu à 22h30, quand elle est allée se coucher, et ses amis l'ont trouvé ici aux environs de 1h du mat'.
5 : 30 da ararım.
J'appellerai à 17 h 30.
Ve 10 : 30'da tekrar.
Et la rediffusion, à 10h30.
" 2 : 30, Yukarıda İzleme Noktası,
2h30. Overwatch Point
Her ne kadar söyleyeceğin çelişkiyi duymak istesem de 7 : 30'da La Scala'da bağlanma sorunumu keşfetmek için bir randevum var.
Et j'adore que vous me contredisiez, mais j'ai un rendez-vous à la Scala pour mes problèmes d'intimité.
1 : 30'da.
13h30.
Kırmızı bir ceket giymiş, 30 yaşlarında, ortalama yapıda yaklaşık 1.70 cm bir adam tarafından kovalandığını tarif ettiler.
Ils ont décrit le gars qui le pourchassait comme étant un homme, la trentaine, environ 1m75, de corpulence moyenne, portant une sorte de veste rouge.
Peki 9 : 30'da Washington Heights'ta ne yapıyormuş?
Donc, que faisait-il tout là-haut à à Washington Heights à 9h30?
Saldırgan 30 yaşlarında, ortalama yapıda 1.70 cm boylarında, kırmızı giyinmiş biri olarak tarif edildi.
L'agresseur a été décrit comme ayant la trentaine ; de corpulence moyenne ; environ 1m70 ; portant du rouge.
30 Aralık'da geri dönmüş.
Le 30 décembre, elle revient.
Carrington, 4 : 30'da.
Le carrington, a 16h30
Seninle 4 : 30'da görüşecek.
Il te verra là-bas à 4h30.
Ama... diğer toplantı şehrin öbür ucunda 4 : 30'da.
Mais.. L'autre rendez-vous est à l'autre bout de la ville à 4 : 30.
Son dersi 3 : 30'da bitiyor.
Son dernier cours finit à 15h30.
Saat 4.30'da kampta olmalıyım.
Il faut que je sois au camp à 4h30.
Sunnyside'da son nöbet saat 2 : 30'taydı.
Il y a eu une alarme incendie à Sunnyside à 2h30.
Diğer şoförler 8 : 30'da ilk teslimatlarını getiriyorlar.
Les autres conducteurs ont fait la première livraison à 8h30.
- 11.30'da.
11 h 30
Restorandan 22.30'da ayrılmış.
Il a quitté le restaurant à 22 h 30.
Pazartesi sabahı 7.30'da sahada ol.
Lundi matin, sur le terrain à 7h30
Bugün 3.30'da bir kızın kaçırılmasına yardım etti onun nerede olduğunu ya da ne yaptığını biliyorsan.
A 15h30 aujourd'hui, il a aidé à kidnapper une fille, et si vous nous cachez l'endroit où il pourrait être - ou ce qu'il pourrait faire... - Attendez, à 15 : 30?
3 : 30. Salı günleri 3 : 30'da Ken'in diyalizi var.
15h30 15h30 un mardi, Ken avait une dialyse.
Bu sabah, 2 : 30'da Wade Steiner kendi mutfağında saldırıya uğradı.
2h30 du matin, Wade Steiner a été attaqué dans sa propre cuisine
12 : 30'da orada olmanızı istiyorlar.
Ils veulent vous voir à 12h30.
- Ve yaptım da. O yüzden elinde 30.000 $'lık bir çek var.
Vous avez un chèque de 30 000 $ dans les mains.
Watts Nora'nın 9 : 30'da şampanyadan sonra biraz temiz hava almak için yukarı çıktığını söyledi.
Watts dit qu'à 21h30, Nora est allée sur le pont supérieur pour prendre l'air après avoir bu trop de champagne.
11.30'da günlük güneş önü uykum var.
J'ai ma sieste à ma place ensoleillée habituelle à 1h30.
4.30, Jenna sarılmamı da erteledim.
Et mon câlin de 4h30 avec Jenna a été repoussé.
Ama sabah 6.30'da çöp kamyonuna havlamazsam ortalık karışacak.
Mais si je ne suis pas rentré à 6h30 pour aboyer après ce camion poubelle, je préfère ne pas y penser.
Soğuktan donmada. Ayrıca 5 : 30'da burada olmanı istiyorum.
avant ma première consultation à Holt bien, ne te gèles pas et je te reverrai à 17h30
Sonra insanın teki bileğini, bacağını ya da başka yerini delikten uzatıyor. Vampir ahbabımız da orayı 30 saniye emiyor.
L'homme se coupe au poignet, à la jambe ou à tout autre appendice, et son ami vampire a 30 secondes pour le sucer.
Belki o da beyaz kızaklı önü açık deri ceketli ve sekiz-paketli ( göğüs kası ) bir Abercrombie modelidir 240 00 : 10 : 30,438 - - 00 : 10 : 32,488 Onun bu olduğunu düşünmüyorum.
Peut-être que c'est le mannequin de la pub de Noël d'Abercrombie dans le traîneau blanc avec la veste en peau de mouton ouverte sur ses huit tablettes de chocolat.
- Ya otuz dakika olur ya da bir saat.
- C'est soit 30 soit une heure.
Öğlen 3.30'a kadar boşum sonra da 5'e kadar mahkemede olacağım.
L'après-midi est libre jusqu'à 15h30, puis je serai au tribunal jusqu'à 17h.
Gitmem gerekiyor. 8.30'da görüşmem var.
Je vais y aller. J'ai un entretien à 8 : 30.
Bu da sana Vargas'ın muhbiri gelmeden önce kartı okutup, kasaya girmek ve Tulley'in dosyasını ele geçirmen için yaklaşık olarak sekiz buçuk dakika zaman tanıyor.
Ça vous donne 8 mn 30 pour copier les données de la carte magnétique, ouvrir le coffre et prendre le dossier de Cahill avant l'informateur de Vargas.
Kürekler için 20 $, 60 $ baltalara, ve 30'da benzinle yakma kremine harcadık.
On a dépensé 20 billets en pelles, 60 en hache, 30 en essence et crème anti-brûlure.
Merkezden ateşlemeli.30-30. Ayrıca bunu da bulduk, efendim. Toronto Tüfek Kulübü'ne üyelik kartı.
Nous avons aussi trouvé cette carte de membre du club de tir de Toronto.
Mike'ı kumarhaneye götürdün iki gün sonra da müvekkilinin şirketi ile kumar oynadın.
Tu as emmené Mike dans un casino. et 2 jours plus tard, tu vas faire un pari avec un client pour une société à 30 millions $
Tamam. 10.30'da evdesin.
Ok, couvre feu à 10h30.
Saat 23 : 30'da kalmış ve çocuğa bakmaya gitmiş.
Il s'est réveillé à 23h30, a voulu aller voir son fils.
White Collar'da daha önce... 30 yıl önce Ellen polislerden, eğer birbirimizi bir daha göremeyecek olursak...
Précedemment dans White Collar. Il y a 30 ans, Ellen a demandé aux marshals... de me donner ça si on ne se voyait plus jamais.
Saat 9.30'da evde olmam gerekmesi, hiç arkadaşım olmaması, umurumda bile değildi.
Je me fichais de devoir être debout à 9h30 et de ne pas avoir d'amis.
Wraysford, bombardıman 7.30'da bitecek, hemen sonra saldıracağız.
Wraysford, le bombardement s'arrêtera à 7.30, puis on attaque.
Yarın 8.30'da Waterloo'ya hareket ediyorum.
Je pars à 8h30 demain de Waterloo.
Florida'da güneş var ve hava 30 derece.
Ensoleillé et 27 ° en Floride.
Özellikle kardeşim Winchester 30-30'da eyalet şampiyonu olduğu için.
D'autant plus que mon frère est un champion d'état avec sa winchester 30-30.
Dün gece yaklaşık 2 : 30'da bir kehanet gibi duran, çok gerçekçi bir rüyadan uyandım.
La nuit dernière, vers 2h30 du matin, je me suis réveillé d'un rêve qui paraissait si réel que ça devait être une prémonition.
Bu sabah 10 : 30'da neredeydin?
Où étiez vous à 10h30 ce matin?
11 yıl hapis mi yatacaktı? Ya da 8 yıl veya 30,000 dolar karşılığında sekiz ay?
L'enfermer pour 11 ou 8 ans, ou 15 mois avec une amende de $ 30 000?
Kilometrelerce uzunluktaki limanda her yıl 30 milyon konteyner değiştirilmek, tekrar kullanılmak ya da depolanmak üzere boşaltılır.
Sur des kilomètres de quai, les grues géantes déchargent chaque année 30 millions de containers qui seront échangés, déroutés, stockés

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]