Alacağım traducir francés
19,258 traducción paralela
Silahımı alacağım.
Je récupère seulement mon arme.
- Havlu alacağım.
Il me faut une serviette.
Beyaz şarap alacağım ve...
Et moi un verre de vin...
Ödülümü alacağım yine de. Bunu yapmanın tek yolu.
J'aurai quand même ma récompense, la seule qui en vaille la peine.
Bu bıyığı alacağım ve boynuna sürteceğim.
Je vais venir fourrer ma moustache... Juste là, dans ton cou.
- Ord, koru beni. Çantayı alacağım.
- Ord, couvre-moi, j'y vais.
Ben, C Binasını alacağım.
Je m'occupe du bâtiment C.
Restorandan yemek alacağım.
Juste chercher à manger chez Boulevard.
Tüm taşlarını tek tek alacağım.
Je vais dégommer tous ses pions.
Hayatına dalıp diplomamı alacağım derken gereken ilgiyi gösteremediğin bir kardeş ya da aile ferdi mi oldu?
C'était un frère, une sœur ou un proche à qui vous n'avez pas prêté attention, pendant que vous faisiez vos projets, passiez votre diplôme?
Ben bir tane alacağım.
Je vais en prendre un.
- Special K alacağım sanırım.
J'aimerais du Special K.
Sahneye çıkınca tüm idare sorularını ben alacağım. Teknik mevzular da sende.
Une fois sur scène, je réponds aux questions politiques, je vous laisse le côté technique.
Sanırım kötü not alacağım.
Hmm, je pense que je me suis plantée.
- Ben ondan alacağım.
- Je prendrai ça.
Hayır... bu da uyumayı daha da zorlaştırıyor, Bu yüzden gidip kahve alacağım. Sen bir şey ister misin?
Non... et ça va pas m'aider à dormir, alors je vais aller prendre un café.
Sanırım bardan bir şeyler alacağım.
Je pense que je vais préparer quelque chose au bar.
Ücreti kimden alacağım?
Qui devrait me payer?
- Memur bey, hemen ruhsatımı alacağım.
M. l'agent, je vais prendre ma carte grise.
- Alacağım. - Cüret edemezsin.
- Vous n'oserez pas.
Benim olanı alacağım.
Je reprends ce qui m'appartient.
Yolun kalanını kendi başıma alacağım.
Je ferai le reste du chemin seul.
Hangi kitapları alacağımı bilmiyorum.
Je ne sais pas quels livres prendre.
Geri döndüğünde seni tayfa olarak tekneye alacağım.
À ton retour, je t'engage comme matelot.
- Hayır, yanıma alacağım.
- Non, je le garde.
Yemin töreninden önce ekstazi alacağım, karıştırmamam gerek.
Je vais prendre de l'ecstasy juste avant les vœux, pas de mélange.
Sana o evi alacağım.
Je vais acheter cette putain de maison.
- Onu ben alacağım
- Je vais la prendre.
Sanırım sadece deluxe çizburger birkaç dilim turta, yanına bir de çikolatalı süt alacağım.
Je pense que je vais juste prendre un cheeseburger deluxe, deux parts de tarte, peut-être une crème aux œufs. - D'accord.
Tamam. Gidip biraz kahvaltı şekerlemesi alacağım.
Je vais chercher des bonbons pour le petit dej'.
Seni de yanıma alacağım, tamam mı?
Je t'emmène avec moi, OK?
İsabet alacağımız kesin.
On essuiera des coups de feu, oui.
- Ceketi boşver sana gerçek bir leopar alacağım.
Mieux qu'un manteau, je t'offre un vrai léopard.
Hepsini geri alacağım.
Et je vais tout récupérer.
Sanırım bir Sazerac daha alacağım.
Un Sazerac.
Toplantımdan sonra gelip seni alacağım.
Je viens après ma réunion.
Geri alacağım, geri alacağım.
Je vais le récupérer.
Peki ben ne alacağım?
J'y gagne quoi?
- Sakıncası yoksa telefonunu alacağım.
Je prends ton téléphone. Bien sûr.
Topu alacağım ve bardağın altına yerleştireceğim.
Maintenant, je prends la balle et je la mets dans la tasse.
- Bunun için sizden söz alacağım.
- Merci beaucoup. - Je compte sur vous.
- Ve alacağım öyle değil mi?
Et je vais... L'obtenir?
Ülkenizi alacağım.
Je vais prendre votre pays.
Ben biraz dışarı çıkıp, temiz hava alacağım.
Je vais juste sortir prendre un bol d'air frais.
Acıyı senden alacağım.
Je vais t'ôter cette douleur.
- Bu riski alacağım.
Je courrai le risque.
Karşılığında ne alacağım?
J'ai quoi, pour ça?
Paranı alacağım.
C'est le tien.
Sayın Yargıç gerçekten bakıcılık meselesi yüzünden tanığı kaybetme riskini mi alacağız?
M. le juge, Pouvons-nous vraiment prendre le risque de perdre un témoin à cause d'un problème de babysitting?
Ne yapmamız lazım? Rickon'u nasıl geri alacağız?
Comment allons-nous récupérer Rickon?
Hayır, hayır, hayır! Onları geri alacağım!
Je les récupérerai!