Annenin traducir francés
8,452 traducción paralela
Annenin bu evden taşınmasına inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que ta mère déménage.
Bana büyük annenin vajina dezenfektanını kullan dediğinde bunun kötü bir fikir olduğunu biliyordum.
Je savais que c'était une mauvaise idée de me laver comme le faisait ta grand-mère.
Annenin de anneannene bir kalp krizi daha geçirtmeyecek bir fotoğrafı olacak. Sonra JC Penny's'in erkek bölümünden giyinmeye devam edebilirsin.
Maman montrera une photo à mamie qui lui évitera une autre attaque, et tu pourras continuer à t'habiller comme un garçon le reste de l'année.
Ben elime yüzüme bulaştırdım diye annenin yolunda ilerleyeceğini mi sanıyorsun?
Et que comme j'ai merdé, tu vas faire comme maman?
Gel annenin yanına otur, Tiff.
Viens t'asseoir à côté de moi, Tiff.
- Annenin çekmecesini izinsiz mi açtın?
Tu as forcé le bureau de ta mère?
Annenin evine.
Chez ta mère.
- Konuşma metinlerini okuyup annenin bağlantısını buluruz. - Hayır.
On pourrait lire la transcription, voir comment ta mère était impliquée.
Annenin canını yaktığımı bana anlatmana gerek yok.
Inutile de me faire remarquer que j'ai fait du mal à ta mère!
Bu sadece annenin bildiği bir şey, fakat fakat bazen hayatını çok zorlaştıracak.
Seulement Mama le sait, mais ça va te rendre la vie dure parfois.
İsyancı güçlerin bir dizi zaferine karşın gaddarlık boyutlarının arttığına dair rahatsızlık verici haberler de elimize ulaştı. Bunların içinde, kasabalarda büyük çapta tahribat yerel hapishanelerin yakılması sivilleri hedef alma, hatta çok geniş sayıda çocuk ve genç annenin sakat bırakılması da mevcut.
Et malgré la série de victoire des forces rebelles, il y a des rapports troublants d'augmentation de la brutalité de leurs tactiques dont la destruction massive de villages, l'incendie de prisons locales, le ciblage de civils et même la très répandue
Annenin durumunda değişiklik oldu.
Votre mère ne va pas bien.
Annenin verdiği safir küpeler.
Celles en saphir, que ta mère m'a données.
Howie, dükkan yürürse Stuart'ın gelir kaynağı olur ve böylece annenin evinden taşınabilir.
Howie, si la boutique fonctionne bien, Stuart aura une source de revenus, et il pourra déménager de la maison de ta mère.
Daha sonra da annenin. "
Et plus tard, derrière votre mère. "
Annenin evinde kalmasına izin vermen çok ince olmuş.
C'est sympa de le laisser vivre ici.
Leonard, annenin uçağı ne zaman varıyor?
Léonard, à quelle heure arrive l'avion de ta mère?
Elbette geldi ama çocuğunun özsaygısının başkasının onayına bağlı olmamasını sağlamak bir annenin görevidir.
Bien sûr, mais le rôle d'une mère est de s'assurer que l'estime de soi de son enfant ne dépend de l'approbation de personne.
Seninkinin tek dediğiyse neden kakanı tutmak ve annenin içine geri dönmek istediğin.
Tout le vôtre parle de pourquoi vous vous tenez dans votre caca et voulez retourner dans le ventre de votre mère.
Annenin senden çok beni sevmesi benim hatam değil!
Ce n'est pas ma faute si ta mère m'aime plus qu'elle ne t'aime! Oh, ne te flatte pas!
Yüzleş artık oğlum, Bernadette sana annenin davrandığı gibi davranıyor ve aranızdaki sağlıklı bir ilişki değildi.
Admets le mec, Bernadette te traite de la même façon que ta mère, et ce n'était pas une relation saine.
Ama her zaman annenin minik yavrusu kalacaksın.
Mais tu resteras toujours son petit garçon.
Daha çocuktum, annenin ailesiyle yasiyordum.
Je étais un garçon, vivant avec la famille de votre mère.
Annenin çocuklarindan baska kimseyi sevdigini gördün mü?
As-tu déjà vu ta mère aimer quelqu'un. Excepté ses enfants?
Annenin yüzüğü diyorsan evet haklısın.
Oui, si tu penses que c'est la bague de fiançailles de ta mère.
Annenin sesi mi o? New York'ta mısın?
C'est ta mère?
Doktorlar bunların annenin sağlığına hemen etki edeceğine garanti verdi.
Les médecins m'ont assuré que cela améliora immédiatement la santé de votre mère.
Peki annenin kanepesinden hoşlanırlar mı?
Ouais, et le gros il aime dormir sur la canapé de sa mère?
Annenin de aynı yoldan geldiğini biliyoruz, biz de oraya bakacağız.
Si celui de maman revient pareil, on le rayera aussi.
Max, bunlar annenin tanıyor olabileceği adamların fotoğrafları.
Max, ce sont des photos d'hommes que l'on pense que ta mère a pu, euh, connaître.
İşle ilgili her dosyayı açtım ve annenin sana attığı e-postayı bulmayı başardım.
J'ai ouvert tout qui semble lié au travail et découvert qu'en fait je pouvais te transférer le mail de ta mère.
Annenin meselesi mahkemede ortaya çıktığı için üzgünüm.
Je suis navrée que cette histoire sur votre mère ait fait surface.
Bir annenin çocuğuna olan sevgisi diğer bütün sevgileri alt eder, öyle değil mi?
L'amour d'une mère pour son enfant surpasse tout autre amour, n'est-ce pas?
# Ve sonra annenin vajinası...
Et après le vagin de ta mère
Bir annenin en kötü kabusu.
Le pire cauchemar d'une mère.
Van Damme. Annenin iyileşmeye devam ettiğini duydum.
Van Damme, votre mère se rétablit.
Bir annenin evladını öldürmek zorunda kalması hakkında berbat bir şarkıdır. Ama ben her zaman rahatlatıcı bulmuşumdur.
C'est une chanson horrible sur une mère qui doit tuer son bébé, mais je l'ai toujours trouvée réconfortante.
Tulsa'ya, annenin yanına dönmelisin.
Tu devrais être à Tulsa avec ta mère.
Peter sen doğduğunda. Annenin seni kucağına almasına izin verdiler.
Quand tu es né, Peter, ils ont laissé ta mère te tenir.
# Bük annenin belini #
♪ Casse le dos de ta maman ♪
Annenin oyle oldugunu nereden biliyorsun?
Comment t'as su que ta mère l'était?
- Annenin yaptigi seylerden birini yaptin mi?
As-tu fait n'importe laquelle des choses que ta mère a fait?
- Elise annenin geniş kalçaları vardı.
- Elise avait les hanches les plus larges
Annenin adı neydi?
Quel etait le nom de ta mére?
Bu annenin kendisine yardım etmez.
Ça n'aidera pas maman à acheter des coussins.
Annenin evinde. Galiba arka kapıdan giriyordu.
Chez ta mère, il passait par derrière.
Annenin bugünki büyük işi atlatması gerekiyor ama endişelenme.
Maman doit y aller et faire ce truc énorme, mais ne t'inquiètes pas.
Annenin ona söz verdiği şeyi ondan alı mı koyacaksın?
Simplement parce qu'elle veut prendre ce que votre mère lui a promis?
Annenin yaptıkları kadar güzel değil galiba?
Ce n 'est pas aussi bon que ce que fait maman hein?
Hayır, annenin saçını bırakıyoruz.
Non, lâche les cheveux de maman.
VURULMAYA BİR ANNENİN CİNAYETİ Mİ SEBEP OLDU?
Fallait-il venger sa mère?
anneni 25
annen 326
annen evde mi 29
annen nerede 107
annen mi 76
annene 36
annene iyi bak 17
anneniz 42
annen nasıl 89
annene sor 16
annen 326
annen evde mi 29
annen nerede 107
annen mi 76
annene 36
annene iyi bak 17
anneniz 42
annen nasıl 89
annene sor 16
annen burada 28
annene gel 23
annen aradı 19
anneni dinle 16
annene söyle 18
annen öldü 22
anneniz nerede 17
annen haklı 19
annene gel 23
annen aradı 19
anneni dinle 16
annene söyle 18
annen öldü 22
anneniz nerede 17
annen haklı 19