English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Atlantic city

Atlantic city traducir francés

838 traducción paralela
White Sulphur'de ya da hatta Atlantic City'de bir kaç gün geçir.
Passez quelques jours à White Sulphur ou à Atlantic City.
-... yani Atlantik City mi?
- À Atlantic City, Julian?
Kim istiyor ki? Atlantik City'deki tiyatro olmadı.
Le théâtre d'Atlantic City n'était pas libre.
Bu garip. Kaldırımda bir koltuk vardı sen yanımdaydın...
C'était peut-être Atlantic City, mais pas moi!
Atlantic City olabilir, ama kız ben değildim.
Je me rappelle! Ici même dans ce bureau.
Gerçekten kocaman bir kız.
Même si je n'étais pas à Atlantic City?
Atlantic City'ye eşimle olmak yerine 2 hafta John Kruptzky ile bir madendeydim.
Au lieu d'être à Atlantic City avec mon époux... je passe 15 jours dans une mine avec Kruptzky.
Susan Alexander Kane. - Atlantic City'de bir gece kulübü işletiyor.
Elle exploite une boîte de nuit.
Burası Atlantic City 46827.
Ici Atlantic City 46827. D'accord.
Ne Rosebud ne de herhangi bir şey. Atlantic City'den arıyorum.
J'appelle d'Atlantic City.
- Atlantic City'ye gittim.
Je suis allé à Atlantic City.
Palms Oteli, Atlantic City. " Akrabası mı?
Une parente? Je n'ai pas encore vérifié.
Çocuklara Atlantic City'e uğrayacağımı söyle. Lunn'ın mirasçısıyla görüşmek istiyorum.
Dites au chef que je vais à Atlantic City voir la personne qui touchera l'indemnité.
Aynı günün gecesi İsveçli ve ismi belirsiz bir kadın... Atlantic City'de küçük bir otele yerleşiyor.
Cette nuit-là, le Suédois descend à Atlantic City accompagné d'une femme.
- Soygun gecesi... İsveçli ve bir kız Atlantic City'de bir otele yerleşmiş.
Le Suédois est allé à l'hôtel avec une femme.
Aynı gece, o ve Kitty, Atlantic City'de beraberdiler.
Il était avec Kitty cette nuit-là.
Blinky Franklin ölüm döşeğinde yeminli ifade verdi. Bundan daha geçerli tanıklık olamaz. Atlantic City otelinde de... yüzleri çok iyi hatırlayan bir kat hizmetlisi var.
Blinky Franklin a déposé sous serment et la soubrette de l'hôtel se souviendra de vous.
Çiftlikten ayrılır ayrılmaz benimle buluştu. Arabayla Atlantic City'e gittik.
Nous sommes allés à Atlantic City.
Atlantic City'den yeni döndük.
Nous arrivons tout juste d'Atlantic City.
Atlantic City'de oteldeki bütün erkekler masama oturmak istiyordu.
C'est dommage. Dans un hôtel, une fois, tous les hommes voulaient être à ma table.
Nereye gitmek istersin?
Atlantic City?
- Nerede? - Atlantic City'de.
– À Atlantic City.
Ne demek istiyorsun? Kimsenin annesi Cumartesi Atlantic City'de yaşamaz.
Personne n'a une mère à Atlantic City, le samedi.
O yüzden Atlantic City'e yalnız uçmanı istiyorum ve seninle orada buluşacağım.
Alors tu prendras seule l'avion pour Atlantic City... et j'irai te chercher à l'aéroport.
La Guardia Havaalanı'ndan 17.00'de kalkan güzel bir uçak var.
Il y a un très bon vol pour Atlantic City... qui part de La Guardia à 17 h.
- Neden Atlantic City'e gidiyorsun?
– Pourquoi aller à Atlantic City? – Qui va à Atlantic City?
- Bu uçak oraya gitmiyor mu?
– On ne va pas à Atlantic City? – Qu'est-ce que vous racontez?
- Atlantic City'ye ne oldu?
Pas pour Atlantic City?
Atlantic City, 1947.
Atlantic City, 1947.
- Atlantic City'e gidiyoruz.
- On va à Atlantic City.
- Atlantic City'e mi?
- Atlantic City?
Atlantik City yarışları bu ayın sonuna kadar devam edecek. Gelecek Cumartesi oraya gidebiliriz.
Il y a des courses à Atlantic City, si on y allait samedi?
Grup, Atlantic City'de çalmaya başlayacak. Onlara Cleveland'a hasta bir akrabamı görmeye gittiğimi söyledim.
La tournée commence à Atlantic City, mais j'ai dit que j'allais voir un parent malade.
Belki burası, Bolivya'nın Atlantic City'sidir.
Si ça se trouve, c'est l'Atlantic City du pays.
Bolivya hakkında, senin Atlantic City hakkında bildiklerinden daha çok biliyorum.
J'en sais bien plus sur la Bolivie que tu n'en sais sur Atlantic City.
Jason, Atlantic City'den bıktıysa, onu Hawaii'ye yollarım.
Si Jason est fatigué d'Atlantic City, je l'enverrai à Hawaï.
Annemin gümüş çerçeveli bir resmi... ve Atlantic City'den gelen hediye bir yastık.
Et une photo de ma mère dans un cadre en argent et un coussin souvenir d'Atlantic City.
Düğünden sonra 10 gün için Atlantic City'ye kaçtım.
Après le mariage... j'ai filé 10 jours à Atlantic City.
Atlantic City'den.
D'Atlantic City.
Sadece, Atlantic Şehrinden basit, yaşlı Herman Smith'im.
Je m'appelle Herman Smith et je viens d'Atlantic City.
Atlantic Şehir mi?
Atlantic City?
"Atlantic City'ye veya karların içine"
Atlantic City ou dans la neige
O günlerde Atlantic City'nin her yeri sahtekar kaynıyordu.
A l'époque, la ville entière avait le floy floy.
Atlas Okyanusuna Philadelphia'nın akciğeri derlerdi.
On appelait Atlantic City "les poumons de Philadelphie".
Işığı neredeyse sönmüş olan bu muhteşem... Atlantic City adası yine bir fener gibi parlıyor.
la glorieuse île d'Atlantic City brillant comme un phare dont la lumiére a failli s'éteindre.
Kalmak istiyorum bu şehri gerçekten seviyorum... krupiye olmak istiyorum bence Atlantic City muhteşem.
J'aime cette ville, je veux travailler dans un casino. Il n'y a pas mieux qu'Atlantic City.
- Sanki bilmiyormuşum gibi. - Biliyor musun?
- Atlantic City.
Atlantic City'de seninle olmasam bile mi? Saçmalama.
Depuis quand tu es à New York?
Demek duyguların böyle.
Atlantic City, ce soir?
- Akşam Atlantic City'ye gidiyor musun? - Hayır. - Yarın orada açılış yok mu?
Le spectacle n'y démarre pas demain soir?
Atlantic City?
Aux chutes du Niagara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]