English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Az

Az traducir francés

109,415 traducción paralela
En azından senin baltalı tüfeğin vardı.
Au moins, tu avais un fusil-hache.
Framework'daki her şeyi doğru yapamadığımı biliyorum ama en azından en azından bu şekilde Fitz eski benliğine kavuşacak.
Je sais que je ne peux pas arranger tout ce qui est arrivé dans le Cadre, mais au moins... de cette façon, Fitz redeviendra lui-même.
En azından oradaki makine onun güçlerini bastıracak.
- va contenir son pouvoir. - Non.
En azından Azgın Adam beni çadıra alıyor.
Au moins il me laisse y entrer.
Albay'dan daha az.
Moins que le colonel.
Ama ben sizin hakkınızda çok az.
Et moi, je ne sais rien sur vous.
Az önce o masada bahsettiğimiz müthiş kitabı yazmıştım.
Je venais d'écume le fameux livre dont on parlait.
En azından aileden birine kalmış olurdu.
Au moins œ restait dans la famille.
Erdem de az çekmedi bu huyumdan.
Erdem aussi a beaucoup souffert de mon entêtement.
Deniz'in öldüğünü en az benim kadar sen de biliyorsun.
Tu sais autant que moi que Deniz est mon.
En az ne kadar verebilirim?
C'est quoi, le minimum?
Seni olabildiđince az görmek istiyorum.
Je ne veux pas vous voir.
Çok az kaldı.
On y est presque.
- Az önce bize orospu mu dedin sen?
- Pardon? - "Bande de salopes"?
Yani en azından dedikleri bu. Kocaya ya da en yakın erkek akrabaya.
C'est ce qu'ils disent, "mari ou parent masculin".
Dünyayı değiştirmek. Az da olsa.
De changer le monde, même juste un petit peu.
Az bir para değil.
C'est beaucoup d'argent.
- Az önce ne dedin sen?
- Qu'est-ce que tu as dit?
Madem parayı bu kadar çok, hayatı bu kadar az seviyorsun niye en büyük silahı seçmiyorsun?
Si vous aimez l'argent et que vous méprisez la vie, prenez le plus gros.
Az daha yetişemiyordun.
J'ai failli y rester.
Ama mülakata çok az kaldı o yüzden illa bir şeyler demem gerekecek.
- Je sais. Mais il me faut des congés pour l'audition. Je dois lui parler.
Ben de sana karşılığında birkaç gün verebilirim en azından.
Le moins que je puisse faire est de vous en rendre quelques-uns.
Stajyer olduğu hastaneden birkaç tane reçete defteri çalmış en az cezası 7 yıl olan bir suç olmasına rağmen savcılık avukatı ceza vermek yerine merhamet göstermiş.
Donc elle a volé une paire d'ordonnances de l'hôpital dans lequel elle était interne, un crime avec une condamnation obligatoire de 7 ans.
Az önce Tara'ya onu bir daha hayal kırıklığına uğratmayacağına söz verdin.
Vous venez de promettre de ne plus jamais laisser tomber Tara. C'est irréaliste.
- Lütfen bunun en az beş yıllık olduğunu söyle bana.
S'il vous plait dites-moi que cette photo date de plus de 5 ans.
Sanırım az önce mahkemede yaşananları takip edemedin.
Peut-être avez-vous rater ce qui s'est passé là-bas.
- Gretchen az önce dediklerimi duymadın galiba?
- Ça n'arrivera pas. Tu n'as pas entendu ce que je viens de dire?
- Harvey, en azından Mike ile konuşamaz mısın?
- Peux-tu au moins - parler à Mike? - Non, je peux pas.
- Ne? - Az önce söyledim.
Je viens de vous le dire...
Az kalsın unutuyordum.
J'allais oublier.
Ama en azından...
Mais au moins...
En azından biri beni hatırlayacak.
Au moins, quelqu'un se souviendra de moi.
En azından biri beni hatırlayacak.
Quelqu'un se souviendra de moi.
Bacak kıllarım daha az çıkıyor.
Mes poils de jambes ne poussent plus partout.
Az kaldı.
Presque.
- En az zayiatla bitecek.
- Minimum de blessées.
Ama kapıya tankların dayanmasına az kaldı.
Mais le temps est compté avant qu'ils n'envoient les chars.
Ne demek "az kaldı"?
Comment ça, "le temps est compté"?
En azından su verin.
Qu'on boive, au moins.
Bize göre, bu cehennemi biraz daha az cehenneme benzetmek için tek şansımız bu.
C'est notre unique chance de rendre ce trou merdique un petit peu moins merdique.
Burası daha iyi. En azından boğuluruz.
Ici, ce serait mieux, on suffoquerait.
En azından onları istediğimiz yerde bulduk.
Au moins on les a amenés là où on les voulait.
- Az önce "Psst" mı dedin?
- Tu viens de me "pssiter"? - Oui.
O taşlar az önce ziyaret ettiğim bir uzaylı gezegenininden.
Ces roches viennent d'une autre planète que je viens de visiter.
Dün, biraz daha az Goofus, ve biraz daha fazla Gallant'tın.
Hier, t'étais un peu moins balourd, et un peu plus galant.
- Tebrikler Mick. Az önce ABD Ordusu'nda bir er oldun.
Mes félicitations, Mick, tu es devenu soldat dans l'armée américaine.
Bu arada cüzzamlı bile olsam, bu birkaç parlak zırhlı şövalyeden çok daha az bariz olurdu.
Et même si j'étais lépreux, ce serait moins visible qu'un tas de chevaliers en armure.
Courtney, kendine adamışlığına saygı duyuyorum ama en azından bana parçanın yerini söyleyemez misin?
Courtney, j'admire ta dévotion, mais ne devrais-tu pas me dire où se trouve le fragment?
En azından hücreden kimseye zarar veremez.
Au moins là, il ne blessera personne.
[Az önce geçen wlgıcılann sesi duyulur] Sakın bir yere kıpırdama, tamam mı?
Ne bouge surtout pas.
30 günlük kirayı verdin az önce.
Vous venez de m'offrir 30 jours de loyer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]