English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bakın bayan

Bakın bayan traducir francés

802 traducción paralela
Şimdi buraya bakın bayan.
C'est ignoble.
Şimdi buraya bakın bayan Chloe.
Vous en mettrez au monde.
Bakın Bayan Van!
Regardez, Mlle Van!
Buraya bakın Bayan Haggerty, bana kalırsa o kadına haksızlık ediyorsunuz.
Vous êtes injuste envers elle.
Bakın bayan, böyle- -
J'en ai pas la moindre idée.
Buraya bakın Bayan Julie, Pres Dillard'la birlikte uzunca bir süre dışardaydınız.
Vous êtes restée trop longtemps avec Dillard!
Bakın Bayan Wilson, dedeniz tapusunu bu çocuklara vermiş.
Voyez-vous, votre grand-père a donné l'acte à ces garçons.
Bakın bayan, saçmalığı kesin.
Cessez vos balivernes!
Bakın Bayan Kane, elimde bir gazete olsaydı ve bir politikacının davranışları hoşuma gitmeseydi, onunla mücadele ederdim.
Mais si j'étais journaliste et que je n'aimais pas un politicien, je le combattrais.
Bana bakın Bayan Ralston, bana büyük bir iyilik yapar mısınız?
Puis-je vous demander un service?
Bakın bayan.
Regardez, miss
Bakın Bayan Wales, açık konuşalım. Şunu bilin ki çıfıtık, Siyonist, semitik, marsık veya gündüz feneri gibi kelimeler midemi bulandırır.
Mlle Wales, mettons les choses au point.
Bakın Bayan Wales, anti-semitizmden nefret ederim.
- Je n'ai pas dit... - Je déteste l'antisémitisme.
- Kim o? - Bakın Bayan Lord. Benimle dalga mı geçiyorsunuz?
- Ecoutez, Mme Lord... est-ce une blague?
Bakın Bayan Manleigh bu kadın kocanızın ürettiği peyniri değiştirmiyor benim yazdığımı neden değiştirsin?
Si cette femme ne se mêle pas des affaires de son mari, pourquoi se mêlerait-elle des miennes?
- Bakın bayan, sizi tanımıyorum bile.
Je vous connais à peine.
- Hayır. Bakın bayan, 15 yıldır bu güzergahta araba kullanıyorum.
Madame, je fais cette route depuis 15 ans.
"Bakın Bayan Inwood, elimde size ait bir elbise var. Biraz hasarlı ama hala para eder."
"J'ai une de vos robes chez moi, elle est abîmée, mais elle vaut cher."
Kimono içinde bakımsız ve pasaklı bir sarışın şüphesiz ki yatışta bir meslek sahibi bayan.
Une souillon en kimono, dont la profession saute aux yeux...
Bakın sevgili bayan Lola, ben...
Chère Mlle Lola, je...
Bakın sevgili bayan Lola, ben size küçük bir şey daha getirdim.
Mlle Lola, j'ai encore quelque chose pour vous.
Ona çok iyi bakın, çünkü yarım saat sonra bu zavallı şey, bayan Robert Strike olacak.
Dans une demie heure, la pauvrette sera devenu Mrs.
Bakıyorum ki üst kattaki Bayan Dunk ile baya senli benli olmaya başladın.
Il me semble que tu deviens bien familier avec Mme Dunk en haut.
Masanın önüne Bayan Floud. İşte böyle. Şimdi herkes Albay'a bakıp gülümsesin, lütfen.
Regardez tous le colonel et souriez.
Biraz daha gülün. Albay, Bayan Floud'a bakın. Bayan Floud, Albay'a bakın.
Allez, regardez-vous.
- Şu işe bakın, Stevie ve Bayan Verloc.
Steve et Mrs Verloc!
Kendi işinize bakın, bayan.
Vous mêlez pas de ça.
Kuzeyde yaşamaktan pek hoşlanmayacaksın. Bayan Julie, bakın size ne söyleyeceğim.
Mais vous ne vous plairez pas dans le Nord.
Bayan Sycamore, bakın ne buldum.
Mme Sycamore, regardez ce que j'ai retrouvé!
- Bakıyorum. Hoşça kalın, Bayan Ann.
- Au revoir, Mlle Ann.
Bakın, Bayan Dallas.
Mlle Dallas...
Bayan Irene, bakışlarından hoşlanmadım.
Je n'aime pas beaucoup ça, MIle Irene.
Şu asil simetriye bir bakın, Bayan Eliza.
Voyez ces nobles proportions, Miss Eliza.
Rastlantıya bakın, Bayan Van Hopper.
Quelle coïncidence, madame.
Bakın şimdi bayan Bragg, şöyle ki... - Bizimle kalan biri var.
Eh bien, Mlle Bragg... nous avons de la visite.
Bana bakın, Bayan Kane, hayatım.
Regardez-moi bien!
Bayan Roy, şu hediyelere bakın.
Mlle Roy, regardez tous ces cadeaux.
"İşte Bayan Fanny, bıçağa gene ne yapıyor bakın" diyorum.
"Mile fanny est encore en train de maltraiter ce couteau."
Yukarıdaki bayanı ve onun bana bakışını düşünüyordum...
Je pensais à la femme d'en haut, à son regard.
Neye bakıyorsun öyle? Bir bayanı bu şekilde rahatsız ediyorsun.
Vous n'avez pas honte d'ennuyer une dame!
Buraya bak ahbap. Bayan Hunt'la bu şekilde konuşamazsın.
N'employez pas ce ton avec Miss Hunt.
Bir gün, Bayan Gaddis o eski çamaşır kazanını atacak. Carney, onun bakır tabanı için bize iyi para verecek.
Mme Caddis va jeter sa vieille lessiveuse.
Yüzünüzü kaçırmayın, Bayan Wales. Bana bakın.
Regardez-moi en face.
Bakın Bayan Stevenson.
Ecoutez, Mme.
Buraya bak bayan.
Il n'y a rien a dire la-dessus.
Bakın, Bayan Penniman, kaybettiniz.
Mme Penniman, vous avez perdu.
Bakın, Bayan Bennett, sadede gelebilir miyiz?
Mlle Bennett, peut-on en venir au fait?
- Bakın Bayan Johnson...
- Mlle Johnson...
Bakın, bayan, bu bezi macassar yağlarına karşı kullanabilirsiniz.
Regardez, ceci est une têtière.
Bakın, bakın, bayan, müzik kutularım var.
Regardez, une boîte à musique.
- Bakın bayan.
- Alors?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]