English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bayan o

Bayan o traducir francés

3,303 traducción paralela
O kilise yemeklerinde bayağı bekar bayan oluyor.
Il y a beaucoup de célibataires.
Bu bayan o hastanede kalıyordu.
Il y a un hôpital où elle a son traitement.
O... Bayan o çocuğu bulursanız ne yapacaksınız?
Cet... qu'est-ce que vous allez faire?
Bayan O'Neil, Katil günü neden yasaklandı?
Madame, pourquoi bannir le jour de l'Éventreur?
Evet, Bayan O'Hara ve ben bunu elbette istiyoruz.
Oui, Mme O'Hara et moi nous le souhaitons.
Bayan O'Keefe.
Mme O'Keefe.
Bayan O'Brien'la konuşmalısınız.
Vous devez parler à Mme O'Brien.
Movement'dan Bayan Orth "yüreğinin sesini dinle" diyor, ama yüreğimde o kadar çok ses var ki, ama en gür olanı sürekli "Delanté uzaklaşıyor!" diyor.
Écouter ma "voix intérieure". Il y en a beaucoup. Elles crient "Delanté va te larguer"!
Bayan Long, Ridley'nin sevkiyatının gümrükten doğrudan geçişini ayarlamış o yüzden incelenmiyorlarmış.
Elle a passé la douane pour Ridley pour éviter l'inspection.
- O bayan ücreti ödedi. Ödedi mi?
Jesus.
Bir Avustralyalı bayanın Kongo'ya gelmesinin tek bir sebebi olabili. - O da bira içmek değil.
Eh bien, il ne peut y avoir qu'une seule raison et c'est parce que je suis né en Kongo... et non pour le plaisir.
Bayan Steensgaard öyle dedi. O asla yalan söylemez.
- Et elle ne ment jamais.
Çünkü, müzedeki o bayan da yalınayak yatıyordu.
La femme était... Elle était pieds nus.
Bay Sprouse, o genç bayanı neden öldürdünüz?
Pourquoi avez-vous tué cette jeune femme?
Bayan Rachel biraz kendini değiştirmiş ama bu o.
Elle a changé de tête, mais c'est elle.
Doktor çağrıldığında, Bayan Gärtener'ın devasızca çıldırdığı ortaya çıkınca kimse artık o aileyle ilgilenmek istemedi.
Et lorsqu'un docteur à constaté que Madame Gärtener était devenue folle... plus personne ne voulut avoir quelque chose à faire avec la famille.
- Tebrikler o zaman. - Siz de Bayan Ruxin olmalısınız. Ya da Bayan Hyah mı demeliyim!
Ça doit être madame Ruxin, où devrais-je dire madame...
Kendini gösterirsen mağazada ne kadar bayan çalışan varsa konserine o kadar bilet alırım.
Si tu te montres, j'achèterai tes billets de concert. Suffisamment pour tous les employés de sexe féminin de notre magasin.
Bayan Meecham'la görüşeceğiz. İşte o kadar.
On va voir Mme Meacham, point final.
Bayan, o çocuğu... bulduk.
cet enfant... nous l'avons trouvé.
Bayan, yine de o adamın o çocuk olmasına imkan yok.
il est impossible que cet homme pourrait être cet enfant.
Bayan Lipwig'i dulluktan kurtarabilecek tek kişi varsa, o da Pompa 19'dur.
Si quelqu'un peut empêcher Mme Lipwig de devenir veuve, c'est Lapompe 19.
Bunun doğru olduğunu varsayalım ki bu kanıt onu gösteriyor Bayan Surratt'ın o gece hendek kazıcı Payne kisvesi altında vaiz Wood'u tanımakta başarısız olduğunu varsayalım.
Supposons, comme l'indique ce document, que c'est la vérité. Supposons que Mme Surratt n'a pas reconnu cette nuit-Ià Wood le pasteur déguisé en Payne l'ouvrier.
Bayan Mitchell'e o kahrolası yemeğine katılacağımı söyle!
Dis à Mme Mitchell que je vais aller à sa saloperie de truc.
Bayan Elliott o zaman ne yapacak?
Que fera Mlle Elliott alors?
Bence Bayan Poole çok fazla içki içti, ve o uyurken, leydi, yani Bayan Rochester, anahtarları aldı.
Je crois que Mme Poole avait trop bu de gin et d'eau, et pendant qu'elle dormait, Mlle Rochester a décroché les clés.
Lastiklerinizin patlak olduğunu farzedin, Bayan Graumann? O zaman ne yapacaksınız?
Et si on n'a plus de pneus, vous ferez quoi?
O bir bayan.
- C'est une dame.
Bayan Özgürlük, o dev kollarını son bir kez Chrysler binasının etrafına sardı.
"Lady Liberty prit dans ses bras verts géants " l'immeuble Chrysler, une dernière fois,
Eğer inanırsanız, Bayan Pickler'ı ilk defa gördüğüm zaman aslında o ve Bay Pickler keşke beni evlat edinseler dedim.
Croyez-le ou non, la première fois que j'ai vu Mme Pickler, j'ai vraiment eu envie qu'elle et M. Pickler m'emmènent avec eux.
O yaz, beni Bayan Jill ve Bay Ethan'a verdiler.
Cet été-là, ils m'avaient confiée à Mme Jill et M. Ethan.
Yaşlı bayanı kandırmak zor Ah, o zaman ne istiyorsun?
J'ai eu l'honneur d'assister cet après-midi à vos prouesses sexuelles
O, karın, bu bayan ve ben senden ricacı olarak buradayız.
Ton fils, ta femme, cette dame et moi-même sommes venus t'implorer.
Bayan Harriet bana o harika planınızdan bahsetti.
Mme Harriet m'a parlé de votre plan merveilleux.
Bayan Phelan, o bir temizlik önerileri sütunu.
C'est une rubrique de conseils ménagers.
Bayan Leefolt saçına o kadar çok sprey sıktı ki bir sigara yakarsa hepimizi havaya uçurur.
Miss Leefolt a mis tant de laque, on explosera si elle allume une cigarette!
O yardıma gitmeniz şart değil Bayan Celia.
Allez pas au gala.
O, Bayan Hilly'nin özel pastası.
C'est une tarte spéciale pour Miss Hilly.
Bayan Leefolt o elbiseyi dört haftada yaptı ve çıkardığı şey bu mu?
Miss Leefolt a travaillé sur sa robe pendant un mois pour ce résultat?
Hustler, Beaver, Snatch, Bearly Legal. O piliçlerin, Bayan Beck'e göre hiçbir üstünlüğü yok.
"Hustler", "Allô Femmes", "Infirmières" et "Maxi Plaisir"... mais aucun des modèles n'est aussi belle que Mlle.
Bayan Hayworth. Bütün derslere o giriyor.
Mme Hayworth s'occupe d'une classe multi-niveaux.
O buralarda yaşıyor. Galerideki bayan söyledi.
Selon la dame de la gallerie, il vit dans le coin.
Kocanız Jim O'Bannon hakkında ne düşünüyor Bayan Campbell?
Qu'est-ce que votre mari pense de Jim O'Bannon?
Üzgünüm Bayan Campbell ama o sizin kocanız.
Pardonnez-moi, mais c'est votre mari.
- O bayan mı geldi?
Elle est là?
O halde Bayan Baker kalmana izin verdi öyle mi?
Alors Mme Baker vous a dit de rester?
Bayan Adams'a göre, o ve Michelle Landale gece klübünden çıkınca Trey onları park yerinde durdurmuş ve para istemiş.
D'après Mlle Adams, quand Michelle Landale et elle ont quitté la boîte, Trey les a arrêtées sur le parking et leur a demandé de l'argent.
Bayan O'nun fotoğrafı çok hoşmuş.
Jolie photo.
Biliyorsunuz o kliplerde her zaman çok güzel bir bayan olur?
- Parfait.
O yüzden, bayan, şuradaki beyefendinin yanına geçebilir misiniz? Biz de çocuklarımızla yan yana oturabiliriz.
Madame, vous voudriez bien vous assoir à côté de cet homme pour qu'on soit ensemble?
Bayan Rinsky'ı sevdiğini biliyorum ama o da sütten çıkmış ak kaşık değil.
Je sais que tu l'aimes bien mais elle n'est pas parfaite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]