Batıyorum traducir francés
426 traducción paralela
Desene daha da belaya batıyorum.
J'aurais vraiment eu toutes les veines!
Batıyorum.
Elle coule.
Batıyorum, batıyorum. "
"Je m'enfonce. Je me noie."
Batıyorum!
Je coule!
Bloom, batıyorum.
Je coule.
- Batıyorum, yardım et... -
Aidez-moi, je coule.
Batıyorum.
Je me crashe.
Batıyorum! Socorro, Mark!
Mark, au secours!
Oh, hayır. Batıyorum.
Je m'enlise.
İmdat, batıyorum!
Au secours, je coule!
Hey, batıyorum!
Je coule!
# Giderek daha da soruna batıyorum
Je m'enfonce dans les ennuis
Batıyorum! Batıyorum!
Je coule!
- Bir saat özgür kalıyorum ve boka batıyorum!
- 1 heure de liberté, et la merde!
Gazeteler bu işi manyak bir polisin yaptığını söylüyorlar, ben de giderek boka batıyorum.
Si les journaux découvrent qu'un flic cinglé a fait ça mon boulot sera bien pire.
Tanrım. Batıyorum.
Je sais pas nager.
Benim gemim batıyor ve ben de onunla batıyorum.
Mon navire est en train de couler, et je coule avec lui. - Comment ça?
Ne kadar çok yalan söylersem o kadar çok batıyorum.
Plus je mens, plus je m'embourbe.
Dibe batıyorum...
Je sombre.
Vahşi batıdaki kötü adamları yüceltmelerini bir nebze anlıyorum.
C'était excusable, de glorifier les truands du Far West.
- Savaş zamanı, normal ziyaretçiler için. Ama ben bir ticari temsilci ile kalıyorum. Kendisinin batı kıyısında bir evi var.
Oui, pour les visiteurs, mais j'habite chez l'intendant, sur la côte ouest.
Çünkü, kalbimdeki bu korkunç çarpıntı varken... söyleyecek başka bir kelime bulamıyorum.
J'ai le cœur qui bat si fort que je ne trouve pas autre chose.
Flora Vista'ya gitmek için batıdan gitmeyi planlıyorum.
Je pense bifurquer à l'ouest pour rejoindre Flora Vista.
Batı Kıyısı mı? İki bilet aldırıyorum.
J'ai pris deux billets.
Setteyken, kahvaltıda batı yarı kürenin tamamını yemiş gibi davranmaya başlıyorum.
Sur le plateau, j'agis comme si j'avais mangé l'Amérique pour le petit-déjeuner.
Oh, evet, seni hatırlıyorum. Sen şu çocukları döven adamsın.
Je me souviens, tu es celui qui se bat avec des enfants.
Batıyorum!
Je vais sous l'eau!
Jake. Ben sorumluluğu alıyorum ve dışarıdaki yerleşimcilerin hepsine gideceğim. Herkes, Llano Nehrinin batısında.
Je prends la responsabilité de faire évacuer les colons à l'ouest de la rivière Llano.
Ben batı yakasına taşınıyorum.
Je pars sur la côte Ouest.
... Doğu ve Batı Berlin arasındaki sınırı kapattılar. [HASARLI KISIM! ] Size sadece bunu nasıl insanlarla uğraştığımızı anlamanız için anlatıyorum.
J'étais à Berlin et j'ai eu affaire avec eux... donc, je sais de quoi je parle.
Üç dörtlüyü geçtiğini sanmıyorum.
Ça ne bat pas trois quatre.
Batı Berlin'deki Amerikan vize bürosuna yazıyorum.
J'écris à Berlin-Ouest, au bureau des visas pour l'Amérique.
Seni anlamıyorum, orada harika bir hayatın varken, ne diye bu lanet kokuşmuş Batı'ya geldin.
Pourquoi vous avez quitté tout ça pour venir dans ce sale Ouest?
Tarih çalışıyorum ve batıl inançlar da... Batıl inançlar mı? !
A propos de magie noire, de vampires... j'étudie l'histoire et la superstition... la superstition!
Orta-Batı Vadi Merkez okulunu hiç duyduğumu sanmıyorum.
Je ne crois pas avoir jamais entendu parler de Midwest Valley Central.
Ta ki Vatikan Doğu ve Batı blokları arasında 33 yıllık bir ateşkes sağlayana kadar. Hızlı mı anlatıyorum?
Entre le bloc Est et Ouest, ça va trop vite pour toi?
Bu ay sonunda Kraut'u batılı birliklere kaptırıyorum.
Le Boche nous quitte à la fin du mois.
- Batıl inançlara inanıyorum.
- Je suis superstitieux.
85. otoyolda batıya giden bir aracı arıyorum.
Je recherche un camion qui va vers l'ouest sur la 85.
Batırıyorum.
J'ai foiré.
- Batırırsan seni tanımıyorum.
- Si tu te plantes, je ne te connais plus.
Batı Yakasının en güzel yerini sizlerle paylaşıyorum. şehre ve okyanusa yakınız.
Je partage le meilleur emplacement du quartier Ouest proche de Century City et de l'océan.
Aşkta çok iyiyim ama sadakat konusunda batırıyorum.
Je suis formidable avec l'amour, mais je suis terrible avec les engagements.
Seni memnun etmek için ne kadar çabalarsam o kadar batırıyorum.
Plus j'essaie de te plaire et plus c'est la catastrophe.
- Bunu gözüme batırma. - Batırmıyorum.
- Ne me l'enfonce pas dans l'oeil.
Bekar olmanı anlıyorum, Amber ve batı yakasında yaşıyorsun.
Je crois savoir que vous êtes célibataire, Amber et que vous vivez dans le West Side.
Babamın şirketini neredeyse batırıyordun, Howard... ve ben bu insanların onu tekrar layık olduğu yere getireceğine inanıyorum.
Tu as conduit la société de papa au bord de la faillite, Howard... et je crois que ces gens peuvent la remettre sur le bon pied.
Onları, kendi yöntemleriyle durdurabileceğinizi düşünseniz bile... ben o yönteme inanmıyorum.
Même si on bat le pouvoir à son propre jeu, je ne crois pas à ce jeu-là.
Bunu anlıyorum. Fakat şimdi her şeyi batırmaya gerek yok ismini de dahil.
Vous avez toute ma sympathie mais pourquoi tout gâcher maintenant?
Batının kanını emen bir parazit. Anlamıyorum.
Un chancre infesté dans le bas-ventre de l'Occident.
Hint Adaları'nın, Kanarya Adaları'nın batısından 3.500 kilometreden daha uzakta olduğunu sanmıyorum.
Pour moi, les Indes... ne sont pas à plus de 750 lieues, à l'ouest des îles Canaries.