English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Batıyoruz

Batıyoruz traducir francés

396 traducción paralela
Batıyoruz!
" Nous coulons!
Batıyoruz!
On est dans le pétrin!
Alttaki top sular altında, batıyoruz. Ne yapacağız?
Nous sommes en train de couler.
Rosie, batıyoruz.
Rosie, nous coulons!
Batıyoruz.
Nous coulons.
- Kalkın, batıyoruz!
- Debout!
O zaman şu mesajı gönder " Titaniğiz, batıyoruz.
Signalez ceci : Ici le Titanic. Nous coulons.
Başımız belada, sanırım batıyoruz.
On perd du poids.
- Sanırım batıyoruz.
- On perd du poids.
- Batıyor muyuz? - Batıyoruz!
- Comment ça se fait?
Batıyoruz!
- On coule!
Batıyoruz.
On coule!
- Çünkü baş taraftan batıyoruz.
- Pourquoi ça?
Batıyoruz! Gemi tatili ha!
Le navire fait naufrage!
Kalleşçe herkesi kontrol ediyorsun! Giderek daha çok günaha batıyoruz!
Depuis, je suis sous ta coupe et j'accumule les méfaits.
Batıyoruz!
On coule!
Gemi delindi, batıyoruz.
Le bateau coule.
Batıyoruz!
Il s'affaisse!
Boka batıyoruz!
On se remplit de merde!
- Acele et, batıyoruz! - Tamam!
Dépêchez-vous, on coule à l'arrière!
Ve biz burada savaşıyoruz.
Et voilà qu'on se bat.
Orada siperlerde yaşıyoruz.
On vit dans les tranchées. On se bat.
14 yıldır ordularımız savaş meydanlarında düşmanlarımızla savaşıyor. Şu kederli saatlerde bile, ülkemizin Protestan gayesi için hâlâ savaşıyoruz.
Depuis 14 ans, notre armée se bat contre nos ennemis et lutte pour défendre la cause protestante de notre pays.
Bir kemancı yüzünde tartışma çıkarmayın. - Biz tartışmıyoruz.
Se bat-on pour un violoneux?
Güneş batıda yavaşça batarken küçük Pablo'yu bu cennette bırakıyoruz. Yeni esmer giysisiyle birlikte.
Et ainsi, alors que le soleil tropical disparaît à l'ouest, nous quittons le petit Pablo, oiseau de paradis, l'image même de la santé dans son nouvel habit doré.
Biz toprak için savaşıyoruz, Bayan Amy.
On se bat pour nos terres.
Dünyanın her yerinde çarpışıyoruz.
On se bat dans le monde entier.
Bu şehirdeki her gazete gibi... biz de reklamlarla hayatta kalıyoruz... reklam için birbirimizle savaşıyoruz.
On survit en faisant de la publicité, comme tous les autres journaux locaux, et on se bat pour ça.
Beyaz adamın savaşı değilbirgün senin küçük kızlarının bizle gurur duymaları için savaşıyoruz...
On ne se bat pas pour eux. On se bat pour notre fierté. Un jour, tes petites filles...
- Batıyoruz!
- On coule!
Batık durumda seyrettiğinden, bu gece su yüzüne yüze çıkana kadar telsiz bağlantısı kuramıyoruz.
Il est immergé, donc tu ne pourras pas entrer en contact avec lui jusqu'à ce qu'il fasse surface ce soir.
Biz sizin için savaşıyoruz.
On se bat pour vous, ici.
Elimizde önemli haber olunca bütün muhabirleri Batı Berlin'den buraya çağırıyoruz.
En cas de nouvelle importante, tous les correspondants sont convoqués.
Batıyoruz!
Allez, ne restez pas plantés là!
Hepimiz batıdan görünen yola bakıyoruz. Ve aslında şimdi her an, El Dorado'nun ilk yarısını... altın yarışını tamamlayacak arabayı görüyor olmamız gerek.
En nous tournant vers l'ouest, à tout moment, nous devrions voir apparaître la voiture qui va compléter la première moitié de l'El Dorado, la ruée vers l'or.
Gün batımında kadınları alıyoruz.
On aura les femmes au crépuscule.
KOW'den yayın yapıyoruz, K-O-W diye yazılıyor, Evvet! Uzak Batı'nın en süslü, en gürültülü, en kıpırtılı radyo istasyonundan!
Vous etes a l'ecoute de KOW, K-O-W, la plus bruyante, la plus vibrante, la plus delirante des radios du Far West.
Batıyoruz!
On est foutus.
Artık Vahşi Batı Dünyası'nda da daha çok bozuklukla karşılaşıyoruz.
Maintenant, nous observons plus de pannes dans MondWest.
Hâlâ köpeklerle ormanın batısını arıyoruz, sonuç olumsuz.
Arpentons les bois avec les chiens.
İngilizlerle savaşıyoruz.
- On se bat contre les Britanniques.
27 derece kuzey, 65 derece batı konumundan acil sinyal alıyoruz.
Nous recevons un signal de détresse à 27 degrés nord, 65 degrés ouest.
- Ondan beri savaşıyoruz.
- On se bat depuis.
- Komutanımız için savaşıyoruz. - Ve hayatımız için.
- On se bat pour notre commandeur.
Bu gece bir Japon denizaltısı batırıyoruz.
Ce soir on va couler un sous-marin japonais.
Biz kalıyoruz.Kimse gitmesin.
Qu'est-ce qu'on fait? On se bat?
Niye kalıp savaşmıyoruz?
Pourquoi on ne se bat pas?
Saldırılarına cevap veriyoruz, yakalıyoruz ve aralıksız darbeler indiriyoruz.
On déjoue leurs attaques, on les affaiblit et régulièrement, on les bat.
Açıkça biz batılılar şunu bilmiyoruz ve durupdururken masaj yaptırıyoruz.
On l'ignore en Occident et nos massages ne servent à rien.
Abdul, aynı amaçlar için savaşıyoruz.
Abdul, on se bat tous pour la même cause.
Sen çek git, biz burada senin ülken için savaşıyoruz.
Branlot! On se bat pour ton pays!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]