English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bayılırım

Bayılırım traducir francés

5,088 traducción paralela
Futbola bayılırım... -... ve bunu küçük erkeklerle oynamaya. - Bert.
J'aime le foot, et j'aime jouer avec les petits garçons.
Ve... Kızlarla oynamaya da bayılırım... Tabii ki.
Et.. jouer avec les petites filles... aussi.
Bayılırım oraya.
J'adore cet endroit.
- Reçele bayılırım.
- J'adore la confiture!
- Kral Henry'ye de bayılırım.
- J'adore le King Henry.
Yumuşak dirseklere bayılırım.
J'aime les coudes doux.
Katy Perry'ye bayılırım.
Je suis team Katy.
- O filme bayılırım.
J'adore ce film.
Bayılırım. 9 kere Broadway'de izlemiştim.
J'ai adoré. Je l'ai vu 9 fois à Broadway.
- Yaramazlığa bayılırım!
- J'aime être vilain!
Babamın seks hayatını anlatmasına bayılırım.
J'aime entendre mon père parler de sa vie sexuelle.
- Müzikale bayılırım!
Oh, j'adore cette musique!
Bayılırım.
J'adore ça.
Sabahlara bayılırım.
J'adore le matin.
Evet, Neil Diamond'a bayılırım.
Oui, j'adore Neil Diamond.
Neil Diamond'a asıl ben bayılırım.
J'adore Neil Diamond!
Üzüme bayılırım.
J'adore le raisin.
Küçük Ev'e bayılırım.
J'adore La petite maison dans la prairie.
Ezmeye bayılırım.
J'aime les raclées.
Ezme kekine bayılırım.
J'aime le quatre-quarts.
Ağırlığımı kilo olarak ölçmeye bayılırım.
J'aime me peser en livres
Geylere bayılırım.
Oh, j'adore les gays.
Karşılıksız aşk hikâyelerine bayılırım.
Je suis juste un pigeon pour les histoires d'amours non récompensées
Bayılırım o yemeklere.
J'adore tout ce qui tourne autour du Slow Food.
Aman Tanrım, onlara bayılırım!
Oh, mon Dieu, je les adore.
Daughtry grubuna bayılırım.
J'aime ce groupe
- Şok ve seks. Bayılırım.
- Oh, j'aime quand ça picote et chatouille un peu
Uzun kuyruklara bayılırım!
Oh, j'aime tellement les longues traînes
- O filmlerin ikisine de bayılırım.
oh. J'ai aimé ces deux films.
İyi bir Mai Tai'ye bayılırım.
J'adore les Mai Tai.
Florida'ya bayılırım!
J'adore la Floride!
- Yoğurda bayılırım.
- J'adore ça.
Bu konu hakkında daha fazla konuşmaya bayılırım.
J'adorerais en parler avec vous.
Bingo jambonuna bayılırım.
J'aime le jambon bingà.
Aynen, ona kesinlikle bayılırım.
Oh oui, j'adore ça.
Şampanyaya bayılırım.
J'adore le champagne.
- Calzone'a bayılırım!
- J'adore les calzones!
Bir dakika. Aman Tanrım! Bu şarkıya bayılırım.
Tu sais, elles disent que si tu mâches attentivement, tu sens presque le goût de la guérison.
- Bayılırım o filme.
J'adore ce film.
Bahse varım Bert triple espresso'ya bayılır.
Je paris que Bert voudrais beaucoup un triple expresso.
- Hayır, bayıldım.
J'ai pas besoin de le voir. Je l'adore déjà.
Bu durum da beni Bay Delancey'i içinde bulduğumuz kıyafetin, eve onu zehirleyen kişi tarafından getirildiğine inandırıyor.
Ce qui me laisse penser que le costume dans lequel M. Delancey a été trouvé a été amené ici par l'empoisonneur.
Michael Buble'ye bayılırım.
J'adore Michael Bublé.
Zapta geçirme işlemi yoldan geçen biri tarafından yaptırılmış ama Bay Barnett arabayı çalıntı olarak rapor ettirmiş.
Un témoin a relevé l'immatriculation, mais M. Barnett avait déjà signalé la voiture volée.
Geçen sene ikinci eşiniz Walter Steel Bay Merlyn tarafından kaçırılmıştı, doğru mu?
L'année dernière, votre second mari, Walter Steele, a été enlevé par M. Merlyn, c'est exact?
Sanırım Bay Weston şu anki iklimin...
Je crois que Mr Weston pense que dans l'ambiance actuelle...
Karısının peşinizde olduğu fikrini Bay Weston'ın aklına sokarsanız dertleşecek birini arayacaktır.
Si vous vous arrangez pour insérer dans la pensée de M. Weston l'idée précise que sa femme vous court après, il voudra en parler à quelqu'un.
Evet. Bayım, saldırı an meselesi.
Oui, Monsieur, l'attaque est imminente.
Aynen, ama Jimmy cips poşetinin dibindeki tozları yalamaya bayılır, o yüzden ben de doğaçlama yapmak zorunda kaldım.
Oui voilà, mais Jimmy adore lécher cette poudre au fond du sac. donc j'ai du improviser.
Sanırım demek istediğim, çok genciz ve... tamam, zengin ve fakir arasındaki fark her zamankinden daha fazla olsa da birilerinin bunun için bir şey yapması gerekiyor, ama demokratik bir ülkede yaşıyoruz
J'essaie de dire qu'on est jeunes et... OK, l'écart entre riches et pauvres devient plus large que jamais et on doit faire quelque chose pour ça, mais on vit en démocratie et on va pas rester à Guantanamo Bay illégalement pour une décennie et...
- Bay Ashbaugh'un vasiyet yazabilme kapasitesiyle ilgili çelişkili ifadeleri dinlenmiş ve Bay Ashbaugh'un akıl sağlığı ile ilgili olaylar iyi kurgulanmıştır, - Kaybettik. ... bu yüzden Illinois kanunlarına göre, iki vasiyeti de geçerli kılmaktan başka çarem yok
- Étant donné qu'il y a des témoignages contradictoires sur la santé mentale de M. Ashbaugh... le déficit de capacités testamentaires étant une base reconnue pour l'invalidation donc je n'ai pas d'autre choix que de considérer

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]