Belediye başkanı traducir francés
3,352 traducción paralela
İlk döneminde belediye başkanının 21. kanundaki bütçe kesilmesi zorlanana kadar Gardens gelişiyordu.
Les Gardens étaient florissants jusqu'à ce que le maire réduise le budget pendant son premier mandat.
Belediye başkanının önerisini okudum.
J'ai revu la proposition du maire.
Çünkü belediye başkanı Kane eyalet bütçesinden O'Hare genişlemesi gibi şahsi projelerine para akıtırken okullara, kliniklere, kütüphanelere ihtiyacı olan gerçek çalışanların paralarını soyuyor.
Parce que pendant que le maire Kane siphone de l'argent du budget de l'Etat pour des projets comme l'extension O'Hare, il prive les travailleurs de l'argent nécessaire pour leurs écoles, leurs cliniques, leurs bibliothèques.
Ve şimdi de belediye başkanının bir kentsel dönüşüm projesi var. Ki bu projeye göre bu mahalleye bir sürü aile taşınacak demektir. Zaten fazlaca vergi veren ve yeterince hizmet alamayan bu mahalleye.
Et maintenant, le maire a un programme de rénovation urbaine qui voudrait faire revenir les familles dans ce quartier, un quartier qui est déjà surtaxé et insuffisamment équipé par la municipalité.
Belediye başkanıyla paralel oy kullanacağınızı düşünüyorum.
Je comprends que vous votiez avec le maire.
Belediye başkanı için çalışıyorum.
Je travaille pour le maire.
Ancak belediye başkanı tüm kararname oylamalarınızın sadakatinden haberdar ve oylamanız için bir vekâletname imzalayabileceğinizi düşündü.
Mais le maire, conscient de votre engagement à voter pour toutes les ordonnances, A penser que vous aimeriez voter par procuration.
Belediye başkanının mastürbasyonunu görmek için mi?
Voir la masturbation du maire?
Belediye başkanı harika bir insan.
Le maire est un grand homme.
Sırada, şu anda O'Hare havaalanının iki yeni terminalinin yapılacağı alandan canlı yayındayız ve belediye başkanı Tom Kane'in konuşma yapmasını bekliyoruz...
Et maintenant, nous sommes en direct sur le site de ce qui sera bientôt les deux nouveaux terminaux ici à l'aéroport O'Hare où le maire Tom Kane devrait prendre la parole...
Belediye başkanı Kane, o dönemdeki yetkili...
Le maire Kane, qui était en charge...
Bak, belediye başkanının yanından neden ayrıldığınla ilgili paylaşmak isteyeceğin ve bilmek isteyeceğim şeyler var.
Ecoutez, il y a des choses que je veux savoir, que vous souhaiteriez partager maintenant que vous avez quitté le bureau du maire.
Ve karşılaştığım en güçlü savaşçı şimdiye kadarki en iyi belediye başkanı bayanlar ve baylar, Tom Kane.
Et le plus puissant combattant que j'ai jamais rencontré... et le plus grand maire qui ait jamais existé Mesdames et messieurs. Tom Kane.
Bana bir arabanın sizin belediye başkanınız olduğunu mu söylüyorsun?
Le maire de votre ville natale serait une voiture?
Belediye başkanının arkadaşıyım.
Je suis ami avec le maire.
Teksas'ın gelecek belediye başkanı ben olacağım.
Je vais être la prochaine gouverneur du Texas.
Anket sonuçlarına göre, yeni belediye başkanımızı tebrik eden ilk kişi olmak istedim sadece.
Je voulais être le premier à féliciter Notre nouveau gouverneur selon les sondages.
Belediye başkanı olarak insanlarla uğraşırken sopa göstermekten çok şeker vermeyi size tavsiye ederim.
En tant que gouverneur, quand tu passes un marché avec des gens, Je te suggère plus de carotte, moins de bâton.
İyi bir belediye başkanı olurdum, değil mi?
J'aurais pu être un bon gouverneur, tu ne penses pas?
- Belediye başkanı gibisin.
- On dirait le maire.
Gelecek 5 gün içinde New York kendine yeni bir Belediye Başkanı seçecek.
Dans cinq jours, les New-Yorkais vont choisir leur maire.
HR'ın patronunun Belediye Başkanı adaylarından birisi olduğunu mu söylüyorsun?
Le patron de HR serait candidat à la mairie?
New York halkı kararını verdi. Yeni Belediye Başkanınız olmaktan gurur duyuyorum.
Les New-Yorkais ont voté et je suis fier d'être le nouveau maire.
Birkaç gün sonra Belediye Başkanı'yla tanışacak Letterman'a çıkacak ve adına bir sandviç bile yapılacaktı.
Les jours suivants... Elle rencontra le maire, fût invité par Letterman, et eût un sandwich à son nom.
Nashville'in müstakbel belediye başkanı.
Futur maire de Nashville.
Belediye başkanının teklifine ne diyeceksin?
Alors, où en es tu de l'offre d'emploi du maire?
Belediye başkanı için mi çalışıyorsun dede?
Tu travailles pour le maire, Grandpa?
Belediye başkanı tarafından oldukça baskı altındayım.
Écoutez. Le maire exerce une forte pression sur moi.
Babam Meksikalı bir gangster ve uyuşturucu kralıydı. Tijuana'nın da eski belediye başkanıydı.
Mon père était un gangster mexicain, baron de la drogue, et l'ancien maire de Tijuana.
Sırları olan bir Belediye Başkanını kontrol etmek daha kolay olur.
Un maire avec des secret est plus facile à contrôler.
Nashville'in bir sonraki Belediye Başkanı...
Le prochain maire de Nashville...
Senin belediye başkanın ofisinde çalıştığını sanıyordum.
Non, je pensais que vous travailliez pour le bureau du Maire.
Siz belediye başkanının köşkündeki silahlı adamı durduran kişi değil misiniz?
Ne seriez-vous pas le gars qui a stoppé l'homme armé au manoir du maire?
Hiçbir zaman belediye başkanı olamayacağım.
Je ne serai jamais maire.
Belediye başkanı olmak istemiyor musun?
Veux-tu être maire?
Belediye Başkanı yardımcısı olduğu için çok meşgul olsa da doğum günlerimde kart atar hep.
Il est si occupé en tant que député-maire, mais j'ai toujours une carte pour mon anniversaire.
- Sen belediye başkanı için çalışıyorsun zaten.
Vous travaillez déjà pour le maire.
Belediye başkanının evindeki parti için.
Pour la fête à la maison du maire. Hein?
Bu arada, yarın belediye başkanının evinde çok mühim kişiler olacak.
Qui que ce soit, je les veux hors du bâtiment. Oh, et euh, au fait, demain à la maison du maire? Il y aura beaucoup de personnes d'influence.
Tanıştığımızdan beri belediye başkanının evine gitmek istiyordun.
Tu voulais aller à la maison du maire depuis que je t'ai rencontré.
Olivia, lütfen erkek arkadaşıma belediye başkanı ile fotoğraf çektirmenin onu, onun hayranıymış gibi göstermeyeceğini söyler misin?
Olivia, vous pourriez dire à mon petit ami qu'être pris en photo avec le maire ne fait pas de lui un vulgaire fan?
Belediye başkanının ofisini bırak Indiana'daki işime geri dönmek zorunda kalırım.
Adieu le bureau du maire. Je serai de retour dans les centre commerciaux pourris de l'Indiana.
Şehrin gördüğü en iyi belediye başkanı olacaksın.
Tu vas être le meilleur maire que cette ville ai jamais connu.
Belediye başkanı, bu sabah yeni şehir yönetmeliğini imzaladı. Denetim Kurumu'ndan yetkili kişileri, sayım odalarını denetlemesi için görevlendirdi.
Le maire a signé un nouvel arrêté, ce matin, autorisant l'accès aux salles de comptage à la commission des jeux sur place.
Belediye başkanı ne zamana kadar sayım odamıza göz dikecek?
Combien de temps les fouines du maire comptent-elles rester dans ma salle de comptage?
Tanınmayan biri görevdeki belediye başkanına karşı...
Un candidat inconnu face au maire sortant.
Belediye başkanıyla beraber rehberim de hızlı aramaya kayıtlı zaten.
J'ai son numéro enregistré en composition rapide avec celui de la gouverneure.
Belediye başkanı tebriklerini iletiyor.
Les félicitations du Maire.
Nashville'in müstakbel Belediye Başkanına sarılabilir miyim?
Je peux serrer dans mes bras le prochain maire de Nashville?
Belediye başkan yardımcısı mı?
Maire adjoint?
Belediye hizmetleri başkanı olarak sana resmi özür dilemeni ve gelecekte yasalar içinde kalmanı öneriyorum.
En tant que directeur général, je te conseille de t'excuser officiellement, et à l'avenir, de suivre la loi à la lettre.