English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bilirsiniz işte

Bilirsiniz işte traducir francés

668 traducción paralela
İş dolayısıyla birçok kişiyi tanıyorum. Editörler, sekreterler, diğer eskiz sanatçıları, bilirsiniz işte. - Ama siz benim ilk gerçek arkadaşımsınız.
J'ai bien des relations d'affaires... éditeurs, dessinateurs... mais vous pourriez être mon premier ami véritable.
Bir daha buna katlanamam dedim. Ama bilirsiniz işte belli olmuyor.
Je m'étais dit : "plus jamais ça"!
Saat geç bilirsiniz işte.
Il se fait tard.
Bilirsiniz işte.
Vous voyez.
Bilirsiniz işte, bütün gün takside oturan boş kafalı şu adam.
Vous savez, ce type qui reste assis toute la journée dans son taxi.
Geldiğinizde size göz kulak olmam konusunda çok ısrarlıydı. Evinize güven içinde dönmenizi sağlamamı istedi. Biletler falan, bilirsiniz işte.
Il tenait à ce que je m'occupe de vous à votre arrivée... et à ce que j'assure votre retour.
Diyorum ki aklınızla karar veremiyorsanız neden çocukların yaptığını yapmıyorsunuz? Çöp çekin. Bilirsiniz işte, kura çekin.
Je voulais dire que si vous ne pouvez décider pourquoi ne pas faire appel au hazzard?
Bilirsiniz işte.
Vous savez?
Yağır, bilirsiniz işte, popo.
Jactait... Les bla-bla qui couraient.
Ama Yaşlı Fırtına pes etti, ve sonra da böyle gitmeye başladı. Yaşlı bir eşek gibi, bilirsiniz işte.
Mais Vieux Tonnerre a abandonné, et puis il marchait comme ça, comme un loco burro.
Bilirsiniz işte, ara sıra buraya gelmelisiniz, doktor.
Vous devriez venir à l'occasion, Doc.
Şey... bilirsiniz işte Sam ve kadınlar.
Vous connaissez Sam avec les femmes.
bu sabah her zamanki gibi bir fincan kahve yaptıml. Bilirsiniz işte, getirdim ve bu sabah kahveyi istemedi.
Ce matin, je lui ai fait son café, comme d'habitude.
Schwanger. Bilirsiniz işte.
Schwanger.
Ancak aslına bakarsanız, sadece ilgimi çekiyor, bilirsiniz işte... Modern Bankacılık prensipleri ve korsanlık tarihi,.. ... Orozco'nun resimleri,..
La vérité, c'est que je m'intéresse tout autant aux Principes de la banque moderne, qu'à l'Histoire des pirates, à La Peinture d'Orozco,
Kaptan, bilirsiniz işte, ziyaretçileri pek hoş karşılamaz.
le capitaine, vous savez, n'encourage pas les visiteurs.
Bilirsiniz işte Hollanda yasaları.
C'est la loi aux Pays-Bas.
Bilirsiniz işte.
Vous le savez bien.
Adamıma gidip kantinden, farklı ölçülerde iki kahve bardağı kapağı, bilirsiniz işte, kahve kabı üzerinde plastik kapaklardan almasını söyledim.
Avec votre autorisation. Autorisation accordée. Tout le monde semble avoir commenté cette scène du pilote, la scène de décontamination.
Teşekkür ederim ama eğer polis arabamı kapınızda bulursa şüpheleneceklerdir, yani aranıyorum bilirsiniz işte.
Parfait quant ˆ moi, mais si la police trouve ma voiture devant chez vous, on va se poser des questions et je suis recherche.
Bilirsiniz işte...
Vous voyez, il...
- Bilirsiniz işte, nasıl olduğunu. - Evet.
Il fait très chaud en ce moment.
Bilirsiniz işte, bu günlerde insan ne kadar tedbir alsa yeri yani.
On n'est jamais trop prudente, de nos jours...
Bilirsiniz işte, şirindir.
C'est charmant.
Bilirsiniz işte, bir insandan diğerine monte etmek gibi.
Oui, une transplantation.
İçeri giren birinin millete nasıl göründüğünü bilirsiniz işte...
Ça ne serait pas correct envers les clients.
- Bilirsiniz işte, Yani resmi bir şey değil Ben sadece... nasıl söylesem ucu açık şeyleri birbirine bağlayabilmek için.
Ça n'a rien d'officiel. C'est juste que certains détails me chiffonnent.
Yaptırmak istedim ama bilirsiniz işte...
Depuis le temps que je pensais à la regonfler...
- Bilirsiniz işte kamçı veya deri çizme.
- Des fouets, des bottes de cuir.
Bilirsiniz işte... çalışıyor. Satış yapıyor. Oradan oraya koşturmak zorunda.
Vous savez, il travaille, il est représentant, il doit voyager.
Ama bilirsiniz işte, televizyonda sürekli görürüm cani suçlu ve polisin olduğu sahne ve polis kapıyı çalar ve suçlu, bana sorduğunuz şeyi sorar, bilirsiniz işte, arama emri.
Je regarde souvent la télévision, surtout les feuilletons policiers. Les flics frappent à la porte et le criminel demande à voir ce papier, là... Le mandat de perquisition.
Yok, yok. Oldukça uzunsunuz da... ben de dedim ki, belki... bilirsiniz işte.
Non, mais vous êtes grande, alors, j'ai pensé...
- Ben, bilirsiniz işte, futbol benim...
- Moi, vous savez, le foot...
Üniforma, kemerimde asılı olan sersemletici silah, sıkıcı iş, bilirsiniz işte...
L'uniforme, le paralyseur dans le baudrier, la routine stupide...
Bilirsiniz işte, o bir çeşit sihirli küre. Gözle görülmeyen dünyaya giriyor.
C'est une sorte de lanterne magique qui pénètre le monde occulte.
Aslında o hep böyle değildir... bilirsiniz işte.
Ce n'est pas ce qu'il... est réellement, vous savez?
Nasıl olduğunu bilirsiniz işte. Sadece inandığınız şeyi yapmaya devam edersiniz, ne kadar çılgınca olduğu önem taşımaz.
On fait ce qu'on nous dit de faire, même si ça parait complètement fou.
Arada bir yoldan çıkmak, bilirsiniz işte.
Je me mets un peu à l'écart.
Kısaca işte, bilirsiniz.
Votre pédigré :
Gururlu olduğumu bilirsiniz. - İşte yatak odam. - Teşekkür ederim.
Vous me priveriez d'un grand honneur en refusant mon hospitalité.
Bu komploya ve Site Y'ye dayanıyor. Kuşkusuz, başka bir yeri işaret ediyor olabilir. Bilirsiniz, askeri oyunlar işte.
La multiplicité de nos bases secrètes... nous trompe autant que les Soviets.
Şey, bilirsiniz işte...
" Peut-elle survivre de façon positive et créer ensemble
İşte buradayım, bilirsiniz, düsturum daima hazır olmaktır.
J'arrive, j'arrive! Me voilà! Toujours prêt.
Çalışma yükümlülükleri işte, bilirsiniz.
Le service, vous savez.
O ifadeyi bilirsiniz, rezil çocuk? Bu çocuk öyle bir şey işte.
L'expression lui va comme un gant.
Ne istiyorsun? Kesinlikle olmaması gerekirdi... ama bilirsiniz, oldu işte.
Une chose qui n'arrive jamais, et qui pourtant a eu lieu
Bilirsiniz, bu işte en yüksek maaşı biz veriyoruz, dolayısıyla buraya iş bulmak için geliyorlar.
Nous sommes ceux qui paient le mieux, donc ils viennent tous postuler chez nous.
Kuzey Atlantik işte, bilirsiniz.
L'Atlantique Nord, vous savez.
Bilirsiniz, tipik bir Latin işte.
Vous savez, les latins...
Evet, işte, benim annem ne yaptığımı biliyor, bilirsiniz karanlık olduğunu bilse bile.
Ouais, bin, je préfère qu'elle sache ce que je fais plutot que de la laisser sans savoir.
- Bunu bilirsiniz ; duyum işte.
- Vous savez, les rumeurs...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]